Türk doktoruna, hizmete, Batılı güveniyor. Bizim doktorlarımız hemşirelerimiz hastasına karşı çok müşfik. Yani öyle gururlu, kibirli değil. Böyle olunca da Helga, Corç buraya geliyor. Burası bir sağlık havzası haline inşallah geliyor. Ülkemiz bütçesinde bir kara deliğe dönüşen yerli ilaç meselesini teşvik ediyoruz. Kaliteden asla ödün vermeden yerli ilaç ve tıbbi cihaz sektörümüzü inşallah güçlendireceğiz. Dost ve kardeş ülkelerin ilaç ve tıbbi cihaz ihtiyaçlarına cevap veren bir ülke haline geleceğiz.
Son 17 yılda elde ettiğimiz başarımızın asıl mimari olarak gördüğüm siz sağlık çalışanlarımıza şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Sizlerin görevlerinizi huzuru kalple yapabilmeniz için elimizden gelen gayreti göstereceğinizi ifade etmek istiyorum. Bu sofra her zaman kurulan sofraya benzemez. Bu Ramazan sofrası. Biliyorsunuz muhabbetten Muhammed oldu hasıl, Muhammedsiz muhabbetten ne hasıl. Sağlık çalışanlara yönelik şiddetin önlenmesi başta olmak üzere sizlerin haklarınızı koruyacak adımları atan İçişleri Bakanlığımız, Adalet Bakanlığımızla çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz. Her birinize şükranlarımı sunuyorum.
Türkiye, savunma başta olmak üzere birçok sektörde yerli atılımı yaparken ilaçta tersi yaşanıyor. Yerli firmalar kapandı, ilaç pazarı ABD'li ve Avrupalı firmaların eline geçti. İlaca yılda 25 milyar lira harcayan Türkiye’de en çok ciro yapan ilk 100 ilacın 95’i ithal.
Yerli ilaca darbe, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun (TİTCK) 2016’da yerli üretime desteği kesmesiyle indi. Hatta yabancılar aynı ilaca iki farklı hastalık için ayrı ruhsat alabilirken yerli firma ruhsat almakta zorlanıyor. Ruhsat öncesi istenen paralar ve TİTCK’e ödenen danışmanlık ücretleri de yerli üreticiyi vuruyor. Yerli şirketler ya kapanıyor ya da fason üretime geçiyor.