Yabancı bir üreticinin iddiasına göre, 2018’in sonuna kadar restoran menülerinde karşımıza ‘temiz’ et çıkabilir. Yapay ortamda üretilen hayvansal ürünler, besi hayvanlarından elde edilen et ürünleri geleneksel yöntemlere göre avantaj sağladığı düşünülüyor. Bu sebeple gıda kaynaklı bulaşıcı hastalıkların ciddi oranda azalacağı tahmin ediliyor.
Yabancı bir üreticinin iddiasına göre, 2018’in sonuna kadar restoran menülerinde karşımıza ‘temiz’ et çıkabilir. Yapay ortamda üretilen hayvansal ürünler, besi hayvanlarından elde edilen kök hücrelerden faydalanılarak laboratuvar ortamında elde ediliyor.
Bu uygulama aynı zamanda ‘temiz et’ olarak da anılıyor. Kök hücreleri büyük et parçaları haline gelene kadar çoğaltılıyor ve bu yolla elde edilen et ürünleri geleneksel yöntemlere göre bazı avantajlar sağlıyor.
Gıda kaynaklı bulaşıcı hastalıkları azaltabilir
Bu avantajlardan en önemlisi belki de insan sağlığını yakından ilgilendiren bulaşıcı hastalıklardan kaçınabilecek olmamız. Yapay et üretimi teknik anlamda ‘steril’ olduğu için, geleneksel hayvan kesim sürecinde ortaya çıkabilen zararlıların sebep olduğu, gıda kaynaklı bulaşıcı hastalıkların ciddi oranda azalacağı tahmin edilmekte.
Çevrecilere ve bilim insanlarına göre önemli avantajlardan bir başkası ise, yapay ortamda gerçekleştirilen et üretiminin küresel ısınmayı azaltmada anahtar bir gelişme olabileceği düşüncesi.
Bir araştırmaya göre zararlı sera gazı emisyonları %78 ila %96 arasında bir azalma gösterirken, benzer tasarruflar toprak kullanımı ve su tüketiminde de sağlanabilir.
Çiftlik etinden uzaklaşmada çekinceler var
JUST isimli temiz et üreticisi firmanın CEO’su Josh Tetrick’e göre insan tüketimine hazır ilk ürünler bu senenin sonuna kadar piyasaya sürülebilir. Tetrick, CNN’e verdiği bir röportajda bu teknikle üretilmiş tavuk nugget, sosis ve kaz ciğerinin Amerika ve Asya restoranlarında 2018’in sonuna kadar sunulmaya hazır olacağını belirtiyor.
Fakat her şey kulağa ne kadar hoş geliyor olsa da, hali hazırda bazı problemler de mevcut. Kamuoyunun geleneksel çiftlik etinden uzaklaşmadaki çekinceleri, temiz et endüstrisi için üstesinden gelinmesi gereken engellerin başında geliyor. Tetrick, The Guardian’a verdiği bir röportajda ürünler piyasaya sunulmadan önce, ürünün iletişim sorunlarının çözülmesi, yasal düzenlemelerin netleştirilmesi ve laboratuvar etinin görüntü ve tat olarak gerçek et kalitesini yakalaması gerektiğini vurguluyor. Aynı endişeleri Hollanda’daki Maastricht Üniversitesi laboratuvarı merkezli, dünyanın ilk kültür hamburgeri üreticisi Mosa Meat şirketi de paylaşıyor.
2021'e kadar piyasaya girecek
Amerika’daki tüketicilerin yapay ortamda üretilmiş ete karşı tutumlarını araştıran yakın tarihli bir araştırmaya göre ise, Amerikalıların üçte biri temiz et tüketmeye karşı pozitif bir yaklaşım içerisindeler.
Firmaların bu noktaya ulaşabilmek için karşılarındaki en temel problem ise, seri üretim maliyetleri. San Francisco merkezli bir gıda teknolojileri firması olan Memphis Meats, sadece 450 gram sığır eti üretebilmek için yaklaşık 2,400$ (9200₺) harcama yaptı. Fakat üretim teknikleri modernize edildikçe bu fiyatlar düşmekte ve şirketler ürünlerini 2021’e kadar piyasaya sürebileceklerini düşünmekteler.