Türk Pedodonti Derneği Genel Sekreteri ve aynı zamanda Yeditepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Çocuk Diş Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Senem Selvi Kuvvetli, Ağız Diş Sağlığı Haftası’nda çocuk ağız ve diş sağlığına dikkat çekti. Prof. Dr. Kuvvetli, “Aileler bebeklerini nasıl bir pediatriste, çocuk sağlığı uzmanına götürüp her ay kilo, beslenme, aşı gibi takiplerini yaptırıyorsa çocuk diş hekimlerine (pedodontistler) de mümkün olduğu kadar erken gitmelerini istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Çocuklarda diş çürüğünün tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çok sık ve yaygın görülen bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Senem Selvi Kuvvetli, “Diş çürüğü dünya tarihindeki en eski ve en yaygın kronik enfeksiyon hastalıklarından biridir” ifadesini kullandı. 2018 yılında Sağlık Bakanlığı'nın kontrolünde yapılmış olan bir çalışma sonucunda Türkiye Ağız ve Diş Sağlığı Profili Araştırma Raporu yayınlandı.
Rapora ilişkin bilgi veren Prof. Dr. Kuvvetli, şunları kaydetti:
“Bu rapora göre, 5 yaşındaki çocuklarda, en az bir adet diş çürüğü varlığı oranı yaklaşık yüzde 65. Ortalama olarak hesaplandığında, 5 yaşındaki çocuklarımızın ağzında çürükten etkilenmiş 3,5’in üzerinde diş olduğu belirlendi. Ayrıca aynı çalışmada 12 yaş grubu da değerlendirildi. 12 yaş, artık süt dişlerin değişip sürekli dişlerin geldiği bir dönem. Bu yaş grubundaki çocukların yaklaşık yüzde 50’sinde en az bir diş çürüğü olduğu ve ortalama 2 civarında çürükten etkilenmiş diş varlığı saptandı. Bunlar dünya geneline göre yüksek rakamlar ama elbette dünyanın birçok ülkesinde de diş çürüğü yaygın bir sağlık sorunu olmaya devam ediyor.”
Çocuk yaş grubunun 0-18 olarak tanımlandığını anımsatan Prof. Dr. Kuvvetli, sözlerini şöyle sürdürdü:
Diş çürüğüne neden olan bakterilerin karyojenik bakteriler olduğunu kaydeden Prof. Dr. Senem Selvi Kuvvetli, şöyle ifadeleri kullandı:
Çocukların ilk diş muayenesinin mutlaka erken yaptırılması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Kuvvetli, “Aileler bebeklerini nasıl bir pediatriste, çocuk sağlığı uzmanına götürüp her ay kilo, beslenme, aşı gibi takiplerini yaptırıyorsa diş hekimlerine de mümkün olduğu kadar erken gitmelerini istiyoruz. İlk diş muayenesi için en uygun zaman ilk süt dişinin sürmesini izleyen aylarda ve bebek bir yaşına gelene kadar olan dönem. Uluslararası Çocuk Diş Hekimleri Birliği, Avrupa Çocuk Diş Hekimliği Akademisi ve Türk Pedodonti Derneği’nin görüş birliğinde olduğu bir nokta var. Dişlerin sürmesini takiben yaklaşık 2 yaşına kadar olan dönemde, en az 1000 ppm florürlü, pirinç tanesi büyüklüğünde diş macunu sürüntü şeklinde, diş fırçası üzerinde kullanılarak çocukların dişleri anne ya da baba tarafından fırçalanmalı. Bu konu biraz atlanıyor. Dişler tamamen çıktığında veya 3 yaşından sonra fırçalanması gerekiyor gibi bir görüş var, bu da yanlış. 2 yaşından 6 yaşına kadar, bu kez bezelye tanesi büyüklüğünde, yine 1000-1100 ppm florürlü diş macunuyla dişlerin fırçalanması gerekiyor. 6 yaşından sonra florürlü diş macununun konsantrasyonunu biraz daha artırıyoruz ve 1450 ppm florürlü diş macununu öneriyoruz. Günümüzde florür içermeyen diş macunları mevcut. Onlar da belli bir aşamada temizlik ve ağız hijyeni sağlayabiliyor ama diş çürüklerini önleme konusunda florürsüz diş macunu veya düşük florür içeren diş macunlarının bu kronik enfeksiyon hastalığıyla mücadele etmekte yetersiz kaldıkları biliniyor.” dedi.
İnce motor beceri isteyen diş fırçalama eyleminin, 8-9 yaşından küçük çocuklarda tam anlamıyla olması gerektiği gibi gerçekleştirilemediğine de işaret eden Prof. Dr. Kuvvetli, “O nedenle 6 yaşından küçük çocukların dişleri ebeveynleri veya bakım veren kişi tarafından fırçalanmalı, ondan sonraki dönemde de çocuk yine bu kişilerin gözetimi altında dişlerini fırçalamalı. Doğru diş fırçalama uygulamaları ile ilgili en doğru bilgileri almak için de yine erken dönemde bir çocuk diş hekimine başvurulması çok önemli. Gece yatmadan önce ve gün içindeki bir öğünden sonra olmak üzere, günde iki kez dişlerin yaşa uygun konsantrasyonda ve miktarda florürlü diş macunu ile fırçalanmasını öneriyoruz” diye konuştu.
Kronik sistemik hastalığı olan, özel gereksinimli çocuklara da değinen Prof. Dr. Kuvvetli, “Astım, bronşit hastalığı olan, alerjik durumu nedeniyle ağız solunumu yapan, dudak damak yarığıyla doğmuş, kistik fibrosiz ve diyabet gibi bir takım sistemik hastalıkları nedeniyle diş çürüğü riski altında olan çocukların doğru beslenme ve doğru bakım alışkanlıklarını edinmiş olmaları gerekiyor. O nedenle bizler bu bilgilendirmeleri yapabilmek için çocuklarımızı ve ailelerini mümkün olduğunca erken görmek istiyoruz” şeklinde konuştu.