Muhammed Ahmed Faris’in yaşam hikâyesi dünyada ender görülebilecek hayat. Esed öncesi dönemde uzaya çıkarak ilk kez bir Suriyeli, “Astronot” unvanını elde etti. Döndüğünde halk kahramanı ilan edildi. Rusya’dan yıldızlar ile buluşan Faris, Sovyetler Birliği Kahramanı unvanını aldı. Suriye’de adı; havalimanlarına, okullara, yollara, parklara verildi. Uzayda geçirdiği 7 gün, 23 saat, 5 dakika Suriye’de ders kitaplarında öğretildi. Kendisi bir hayli varlıklı ve korumaları ile gezen, gerçek bilginin peşinde olan bir bilim adamıydı. 2012’de Esed rejimine baş kaldırınca, hükümet suikast düzenledi ve ailesi ile birlikte Türkiye’ye sığındı.
Birbirinden başarılı reklam filmleri, klip, belgesel ve fotoğraflara imza atan Charles Emir Richards, bu hayat hikâyesini “Suriyeli Kozmonot” ismini verdiği belgesel ile taçlandırdı. 2 yıl boyunca bu belgeseli çekmek için kendisini ikna eden yönetmen arşiv tarama sürecinde keşfetmiş ki tarih sayfaları Muhammed’i silmeye çalışıyor. Adı artık ne arşivlerde, ne ders kitaplarında ne parklarda… Filmin yönetmeni Charles Emir Richards ve filme gönlünü vermiş ve kâr amacı gütmeyen yapımcı Enis Özkul ile bir araya geldik. Faris’i nasıl ikna ettiklerinden tutun hayatının en önemli süreçlerine kadar özel bilgilere ulaştık.
Yarı Türk yarı Amerikalıyım aileme aşırı düşkünüm. “Bu insanların başına gelen benim aileme gelirse ne olur?” sorusunu sordum. Bu herkesin başına gelebilecek bir şey… Hep ötekileştirme peşindeyiz. CNN, El Cezire gibi kanalları izlediğimde, orada neler oluyor diye merak ediyordum. Akşamları ailem uyuyunca bunları çok düşünmeye başladım. Havalimanına mı kaçarız? Yunanistan’a mı kaçarız diye? “Bize ne olacak?” sorusu benim için ön plana çıktı. Ne tam Türk ne de tam Amerikalıyım. Hayatım yollarda geçti. O yüzden daha fazla empati yapabildim.
Çok yalandan gittim. Birleşmiş Milletler için bir iş çekiyordum. Huduttan basamak atladım sadece ama zaten girmem yasak.
Teoman için bir video çekmiştik. Bunu küçük bir belgesel hâline getirmiştik.
(Enis Özkul) Ben de 3-4 yıl önce başımıza böyle bir şey gelirse ne yaparım diye düşünüyordum çünkü kimin başına ne zaman ne geleceği belli değil. Kimin aklına gelirdi ki Muhammed Faris’in ailesiyle birlikte kaçacağı arkasından suikast düzenleneceği…
Aslında proje bana gelmedi, ben projeyi kovaladım. Öğrencim söylemişti bana “Suriyeli bir kozmonot var ve şimdi İstanbul’da sığınmacı” diye… Onunla röportaj yapabilmek için çok kovaladım. İstediğin kadar araştır bir projeye başladığın zaman bilmediğin çok şey öğreniyorsun. Sonra Enis yardımcı oldu. Proje büyüdükçe dedim ki bunun 2. kısmı da gerekli ama röportajlar için onun peşinden çok koştum. Diyebilirim ki eşimin peşinden bu kadar çok koşmadım.
Hikâyesi bana çok farklı geldi. Uzaydan mülteciliğe düşmek çok zor. Bir insanın hayatında daha büyük bir düşüş bulamıyorum. Böyle bir insan ne düşünür, bana neler söyler diye deli merak ediyordum.
Ben Amerika’nın uzay savaşını kazandığını düşünüyordum. Araştırmaya başlayınca Rusların kazandığını öğrendim. Uzay araştırma istasyonu ve uzaya dair çok bilgiye Ruslar sayesinde ulaştığımızı anladım.
2 sene o görselleri aradım. Hayatımda yaptığım en zor işlerden biriydi. Suriye’ye ve Rusya’ya ulaşmaya çalıştım asla cevap vermiyorlar. Suriye’nin ulusal kanalı asla cevap vermedi. El Cezire’nin Suriye departmanından bir kadınla tanıştım. Beni görüntülere ulaşabileceğim bir kontak kurdu. Ondan Muhammed Faris’in görüntülerini istedim. Bana küfür etti ve internetten ulaşın, deyip telefonu yüzüme kapadı. Sonra Suriye’den paralar karşılığında bu görüntüleri size ulaştırabiliriz, dediler. Tam hatırlamıyorum 5 ya da 10 bin dolar istediler. Tamam dedim ne istiyorsanız vereceğiz. Kaç senedir bu olayın içindeyim. Onlardan çok küçük bir örnek istedim, en azından bir klip verin dedim. Asla vermediler. Eşime söyledim o da “Ne gerekiyorsa ver lütfen bitir artık bu projeyi” dedi.
Beyrut üzerinden Suriye ile ilişkileri kuvvetli kişiler ile tanıştım. Onlardan rica ettim. Onlar ilk başta tamam dediler, bağlantı kurdular ancak sonra bunu yapamayız hapis cezası olabilir dediler. Mısır’da görüntüleri bulabilirsiniz dediler sonra tek tek bütün eski Sovyet’lerden araştırıp talep ettik ama vermediler. Sonunda Rusya’dan çok güzel görüntüler bulduk. Biz isterken Muhammed Faris diye aramıyoruz. Mir 2 ve ekibin parçaları diye istedik. Neden istediğimizi sordular, sonunda söyledim. Faris’in görüntülerini istiyoruz dedim, asla dediler ve tüm bağlantıyı kestiler. Farklı diller bilen arkadaşlarımdan İnternete görüntü yükleyen insanlardan görüntüler talep ederek küçük küçük parçalar bulduk. Rusya varlığını kabul etmek istemiyor.
Rejime karşı olduğu için. Muhammed Faris’i tarihten silmek istiyorlar. Belgeselde kendisinin de söylediği gibi; kitaplardan adı silindi, sanki hiç tarihte olmamış gibi onu her yerden silmek istiyorlar.
*Bu anlamda baktğımızda tarihin silmek istediği bir kimlik ile siz tarih yazıyorsunuz. Hiç böyle düşündünüz mü?
Kesinlikle. İnadına yılmayıp böyle birisi vardı ve bunları yaptı, demek istedik.
Bilmiyoruz. Sadece 550 Astronot Var
Kendisine özel gösterim yapmak istedik ancak kendisi yoğun olduğu için gelemeyeceğini söyledi. Geri döneceğini söyledi. Festivale kabul edilince film, oğlu aradı. Meşgulüz ama bir link gönderirseniz izlemek isteriz dediler. 24 saat nefes almadan bekledik. Beğenmeseydi yıkılırdık. Sıfır revize ile geçtik. Kendisi gerçekten ağır abi. Kendisi ile ilk tanıştığımda kendisine çok heyecanlı olduğumu söyledim. “Çok sanatçı ve ünlüler ile iş yaptım ama hiç bu kadar heyecanlanmadım” dedim. Kendisi de “Normal çünkü milyonlarca sanatçı var ama yaşayan 550 tane astronot var” dedi. Kendisini çok iyi biliyor.
2 gün röportaj sürdü. Saatlerce konuştu. Röportaj yaparken her şey çok kolay ama sohbet edemiyorsunuz. Asker duruşu yadsınamaz. 3 montajcı değiştirdik. Toplamda 12.5 dakika sürüyor filmimiz. Hedefimiz buydu ama röportaj hâlinin metni bile sayfalarca sürdü. Aylarca nereyi alacağımıza karar verdik.