Sinema oyuncusu Turgay Tanülkü, yaptığı açıklamada, Türk halkı sayesinde hain yapılanmanın ve darbe girişiminin başarıya ulaşamadığını söyledi. Tanülkü, kendi ülkesine darbe teşebbüsünde bulunan FETÖ mensuplarının "zihinsel engelli" olduğunu dile getirerek, "Benim engelli evlatlarımın tıbbi engeli var ama onların (FETÖ mensupları) yemeleri, içmeleri, gezmeleri, cinleri ve hinleri düşünecek kadar akılları var. Güya zekiler. Sağ kolum olan oğlumun yüzde 70 zihinsel engeli var ve yüzde 30'u ile onlardan çok daha önde ve onurlu." ifadelerini kullandı.
Eğitim ve bakımını üstlendiği engelli evlatlarının darbe gecesi döktükleri gözyaşının bedelini, FETÖ mensuplarının ödemesi gerektiğini kaydeden oyuncu Tanülkü, "Ahlar çekerek bize ve ülkemize beddualar ediyordu. Benim yüzde 70 engelli oğlum o gece ağlıyor, 'Ne oluyoruz baba?' diye. Bunun hesabını versinler." diye konuştu.
Turgay Tanülkü, vatan hainlerinin en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini vurgulayarak, şunları aktardı:
"Rusya'da 1,5 yıl okudum. O günlerde Kaliyoskin isminde Rus Generali'ne, 'Siz, casuslarınızı neden öldürüyorsunuz? Bu adam size yardım ediyor.' diye sordum. Bana şu cevabı verdi, 'Kendi ülkesini satan adama ben ne yapayım? Kendi ülkesiyle ilgili bana bilgi veriyorsa, benim ülkemi zaten satar. Onun için biz, bilgiyi alır ve sınırda öldürürüz.' İşte bu olay, her şeyi anlatıyor. Ülkemiz o kadar ucuz değil. Bu ülke Kurtuluş Savaşları yaşamış bir ülke ama kime? Düşmana karşı. 'Dost kazan dost. Düşmanı anan da doğurur.' derler. Doğru söylerler. Biz, dimdik duracağız. Evet, bütün darbelere karşıyız ve yaşasın demokrasi diyoruz. Sırf ülkem için, 64 yaşında bir militan olabilirim. Ülkem için bunu yaparım. Evlatlarım da yapar."
Dik durmanın önemine değinen Tanülkü, şöyle devam etti:
"Bu dik duruşu 15 Temmuz'dan bugüne kadar görüyorum ve mutluyuz gerçekten. Yenikapı'da gerçekleşen miting, Türkiye'nin dünyaya bir mesajıdır. Oraya gelen 5 milyon insan, 'Bakın, biz kötü günlerde bir birimizi böyle kucaklarız' dedi. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu ile Ulucanlar Cezaevi'nde yattığımız zaman 1974 Kıbrıs Savaşı başlamıştı. Cezaevinde sağ-sol kalmadı. Sadece ülke vardı. Bütün herkes, kendi düşüncelerini bir tarafa bırakıp, hep beraber kardeş olduk ve sadece 'Ülkem' dedik. Bu barıştır. Ramazan ayı geldiğinde onlar bize yiyecek gönderdi. Biz de onlara gönderdik ve barışı elde ettik. Diyorduk ki, 'Sen Türkiye'ye şöyle, ben de böyle bakıyorum.' fakat odak noktamız, Türkiye idi."
Tanülkü, Türkiye'nin aydınlık geleceğinin 15 Temmuz ruhuyla inşa edileceğini kaydederek, "15 Temmuz'da zaten barış elde edildi. Geleceğe bunun üzerinden yürümeye başladığımız, devam ettiğimiz zaman kazanacağız. 68'lilerin verdiği aydınlık çağı, barışı, biz evlatlarımıza aktaramadık. Şimdi 30 yaş grubundaki evlatlardan bizim özür dilememiz lazım. Biz onlara, güzel inançlarında ve sevdalarında yaşamaları gereken özgürlükleri veremedik. Bunun için özür dileriz." ifadelerine yer verdi.