Cumhurbaşkanlığının himayesinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Kudüs Platformu’nun organize ettiği “Uluslararası Zeytin Dağı Barış Ödülleri” sahiplerini buldu. Ödüllerden biri Hanzala karakteri ile Filistin direnişinin sembol isimlerinden biri olan Naci El Ali’ye verildi. Sanatçının ödülünü yakın arkadaşı ressam ve karikatürst Hani Mazhar aldı. Sanatçı “Bu ödül Türkiye’nin Filistin davasına verdiği önemin gerçek bir simgesi” dedi. Arkadaşı Naci el Ali’nin Filistin davasını tüm dünyaya duyurduğunu belirten Mazhar, Filistin sorununun ancak Müslümanlar birlik içinde olursa çözülebileceğine dikkat çekti.
Bu benim için büyük bir gurur ve onur. Naci el Ali bu ödülü hak eden önemli bir sanatçı. Ayrıca bu ödül Türkiye’nin Filistin davasına verdiği önemin simgesi. Başka ülkelerin verdiği ödüllerden çok daha değerli.
Onunla Kuveyt’te Al Qabas gazetesinde birlikte çalıştık. Naci el Ali, günlük karikatürler çiziyordu. Ancak evde ve geceleri çalışmayı severdi. O yüzden gazeteye geldiği zamanlarda uzun uzun sohbet etme imkanımız olurdu. Benim karikatürlerim haftada bir yayınlanırdı. Sanata ve dünyaya bakışımız birbirine yakındı. O kendisini davasına adayan biriydi. Hep özgür bir Filistin hayalini kurdu ve o hayal ile yaşadı.
Filistin davası bütün Müslümanların en önemli sorunu deniyor. Ancak siyasi, ekonomik, hukuki birçok nedenden dolayı Filistin’deki katliamları görmezden geliyorlar. Oysa bu tamamen insani bir sorun. Hiç kimse bu konuda ısrarlı ve dirençli olmuyor. Esas davamız deyip sahip çıkmıyorlar. Ümit asla bitmez. Tüm Müslümanlar sözde değil gerçekten Filistin davasını her şeyin önüne koyarsa özgür Filistin’e kavuşabiliriz.
O resmi çizerken şunu düşündüm. Eğer Naci el Ali yaşasaydı, o da Hanzala’yı kanlar içinde çizerdi. Bu resmi onun bana bir mirası ve emaneti olarak çizdim. Filistin meselesinin geldiği noktaya bakınca Hanzala’ya başka türlü bir yorum getiremezdim. Ümmetin duyarsızlığı onu öldürdü.
Kuveyt’ten sınırdışı edildiği zamanı hatırlıyorum. Bir yere oturmuştuk ve nereye gidebiliriz diye düşünmüştük. Londra’ya gitmeye karar vermiştik. Onu ben yolcu etmiştim. Maalesef ben Londra’ya gitmeden ölüm haberini aldık. Siyonistler ondan korktu. Çünkü çok güçlü bir kalemdi. Tüm dünyaya Filistin davasını duyuruyordu. Tüm hayatını buna adadı ve bu uğurda şehit oldu.