Ülkü Tamer’in vefatı üzerinden dört yıl geçti. Şair, 2018’in Nisan’ında Bodrum’da vefat etmişti. O tarihten bu yana kitapları, kitaplaşmamış yazılarının önemli bir kısmı derlenerek Ketebe Yayınları tarafından yeniden okura sunuldu. Ülkü Tamer’in geride bıraktığı şiirleri, hikâyeleri, gazete yazıları, hatıraları çokça tanık olduğumuz okur, yayıncı vefasızlığına terk edilmedi. Vefatından kısa bir süre sonra şaire yeni okurlar kazandıran bir talih ve çaba var karşımızda.
Ülkü Tamer’in ilk şiir kitabı Soğuk Otların Altında 1959’da yayımlandı. Türk şiirinin kabuk değiştirdiği bir dönemde o da zamanının şiirini yazmayı tercih etti. Turgut Uyar’ın Dünyanın En Güzel Arabistanı, İlhan Berk’in Galile Denizi, Edip Cansever’in Yerçekimli Karanfil ile yeni bir şiir dili kurdukları yıllarda Tamer’in bu ilk kitabı onu II. Yeni şairleri arasına katmaya yetti. Hemen bir yıl sonra gelen Gök Onları Yanıltmaz kitabı hem imge çeşitliliği hem de biçim yönünden bu şiir anlayışının önemli bir temsilcisi olarak Ülkü Tamer’i karşımıza çıkardı. 1965’te yayımlanan Virgülün Başından Geçenler kitabı, Ülkü Tamer şiirinde sonraları daha açık biçimde göreceğimiz politik-toplumcu eleştirinin humora dayalı bir biçimde belirmeye başladığını gösterdi. Ancak hâlâ şiiri, başladığı yerdedir.
Ülkü Tamer şiirinde yatak değiştirme Virgül’de olduğu gibi yeni bir hamle olarak Antep Neresi (1986) kitabında görülür. Türkü formunda, hece ile yazılan bu şiirlerde Anadolu ve şairin kendi memleketi Antep’in kültürü, insanları, coğrafyası karşımıza çıkar. Ülkü Tamer’in bestelenmiş şiirlerinden “Güneş Topla Benim İçin” ve “Memik’e Ağıt” da bu kitaptadır. 2014’te son şiir kitabı Bir Adın Yolculuktu yayımlanır. Karısı Nesihan’a ithaflı şiirlerle bu kitap Ülkü Tamer şiirinde yeni ve son aşamadır. Yaklaşık altmış yıl şiir yazmış bir şairin bende iz bırakan “N’edeyim” şiiri de buradadır. İnsanın sormadan edemeyeceği birkaç soru bu şiirde dize hâlini alır. Gizli gizli akan yaş, hayra yorulmayan düş, yazı getirmeyen kış ne edilsin?
İpekçi Tahsin’in oğlu Ülkü Tamer’in çocukluğu Antep’te geçti. Futbola, sinemaya, okumaya tutkusu da bu yıllarda başladı. Gözünü yenice açmıştı ki İstanbul’a Robert Kolej’e gönderildi. Gazetecilik Enstitüsü’nü bitirdi. Çevirmenlik, gazetecilik, tiyatro oyunculuğu yaptı. Askerliğinde yedek subay öğretmendi. A dergisinin idareciliğini üstlendi. Milliyet Yayınevi’nin büyümesi onun sayesinde oldu. Hayatının bu sahnelerini ayrıntılarıyla Yaşamak Hatırlamaktır kitabında anlattı. Bu hatıraların gün ışığına çıkmasında karısı Neslihan Kılıç’ın varlığı unutulmamalı. Tamer’i konuşturan odur. Ketebe, Ülkü Tamer’in terekesinden çıkan dosyaları, edebiyat dergileri, gazeteler ve kitap eklerinde kalan yazılarını da bir araya getirdi. Üçüncü kitap geçtiğimiz günlerde okurla buluştu. Bu yazıların Yaşamak Hatırlamaktır’la beraber okunmasını salık veririm. Tamer, kısa cümlelerle yazmayı, hayatından sahneleri metinlerine taşımayı seven bir yazar. Onun dünyasını tanımak isteyenlerin hatıralarına gitmesi bu bakımdan yeterli olmayabilir. Bütün Yazıları serisinin devam edeceğini umuyorum.
Ülkü Tamer aynı zamanda bir hikâyeci. Alleben Öyküleri sonra Tarihte Yaşanmamış Olaylar bir plan dâhilinde Ülkü Tamer’in bir ucu doğduğu coğrafyaya öteki ucu ilgisini hiç yitirmediği uzak Asya’dan Latin Amerika’ya uzanan maceralara odaklanıyor. Alleben, Fırat’ın, Antep içinden geçen bir kolunun adı. Bu küçük kitapta dört hikâye yer alıyor. Alleben’i, ondan beş yıl önce yayımlanan Antep Neresi şiirleriyle birlikte okumak; Tarihte Yaşanmamış Olaylar’ı da Sıragöller şiirlerinden öncesi ile akraba kılmak bu metinlerin anlamlarını zenginleştirebilir.
Ketebe raflarında Ülkü Tamer’e ayrılan kısım gün geçtikçe büyüyor. Şairin vefatı anısına bu ay iki tıpkıbasım yayımlandı. Virgülün Başından Geçenler, 1965’te Oğuz Aral’ın desenleriyle De Yayınevi’nden basılmıştı. Gök Onları Yanıltmaz adıyla yayımlanan on üç şiir de bugün Ketebe’den orijinal bir tasarımla okura sunuldu. Kapağı dışında klasik bir kitap tasarımı değil bu. Kapağı açtığınızda on üç şiirin her birinin on üç küçük karta sıkıştırılarak bir cebe konduğunu görüyorsunuz. Eseri Kadir Daniş yayıma hazırlamış, Nilgün Sönmez de tasarlamış. Bu özel baskının ilgi çekeceği, yayıncılara ilham vereceği muhakkak.