TVNETX’in YouTube kanalında yayınlanan “Twende|Hadi” belgeseli, Afrika ile Türkiye arasındaki benzer lezzetlere odaklanıyor. Mesela bizdeki pişinin Zanzibar’daki adı mandazi, katmerin çapati, keşkeğin ise boko boko.
TVNETX’in YouTube kanalında yayınlanan “Twende|Hadi” belgeseli, Afrika ile Türkiye arasındaki benzer lezzetlere odaklanıyor. Altı yıldır belli dönemlerde Zanzibar’da yaşayan Şef Kevser Çelikel’in sunuculuğunda yayınlanan belgeselin yönetmenliğini İsmail Emin Demir, prodüktörlüğünü ve metin yazarlığını ise Kübra Kuruali üstlendi. Çelikel’in benzer lezzetler üzerinden Zanzibar ve Türk yemeklerini bir araya toplamak istediği kitap projesinden ilhamla çekilen belgeselde, tatları aynı fakat isimleri farklı yemeklerle, Zanzibar kültürüne odaklanıldı. Mesela bizim pişi dediğimiz hamur işinin Zanzibar’daki adı mandazi, katmerin çapati, keşkeğin ise boko boko. Bu lezzetlerin yöresel tarifleri de belgeselde yer alıyor.
RAHMA’NIN EVİNDE KEŞKEK PİŞİRECEĞİMİZİ BİLİYORDUK
Belgesel serisinde sadece yemek kültüründen bahsedilmediği için daha genel bir isim düşündüklerini ifade eden Kübra Kuruali, Svahilice’de “Hadi” anlamına gelen “Twende”yi tercih ettiklerinin altını çizdi. Kuruali, belgeselin hazırlık aşamasını şu ifadelerle anlattı: “Kevser Hanım’ın sahaya hâkim olması çok büyük avantajımız oldu. Çekim yapacağımız pek çok kişi ve mekân sahaya gitmeden belliydi. İlk bölümde Zanzibar’ın ilk kadın şefinin evinde olacağımız, Rahma’nın evinde pişireceğimiz keşkek ya da İshak’la balığa çıkacağımızı biliyorduk. Bu akışı bazı kültürel bilgilerle ve hikâyelerle desteklemek istiyordum. Bana bu konuda Hatice Uğur’un hazırladığı ‘Osmanlı Afrikası’nda Bir Sultanlık Zengibar’ kitabı çok yardımcı oldu. Hiçbir zaman Osmanlı hâkimiyetinde yer almasa da cuma hutbelerinde Osmanlı padişahının isminin okunduğu, iki sultanlığın birbirleriyle yardımlaştığı hatta edebiyatımızda bile bu adanın isminin yer aldığını biliyoruz.”
AYRIŞTIĞIMIZ DEĞİL BİRLEŞTİĞİMİZ YERLER
Altı yıl önce gönüllülük arayışında olduğunu ve bir nasip meselesi olarak bu adayla tanıştığını ifade eden Şef Çelikel, benzer lezzetlerin hikâyesini şöyle dile getirdi: “Pek çok yere seyahat ettikçe kültürler arasındaki benzerlikleri gördüm. Yaklaşık olarak aynı yemekleri yapıyor fakat farklı isimler veriyoruz. Bu benzerlik bizi birleştirmek için bir sebep olabilir diye düşündüm. Ayrıştığımız yerlerden değil, birleştiğimiz yerlerden birbirimizin farkına varmak amacıyla bir kitap yapmak istiyordum. Kübra’yla bunu konuştuğumda, çok güzel belgesel olabileceğini söyledi. Bu da beni çok heyecanlandırdı. Zanzibar’a geldiğimizde herkes tarafından ailenin üyesi olarak görülmek ve kabul edilmek benim için bu belgeselin en güzel yanıydı. İşlerimiz çok kolay yürüdü.”
DÜNYAMIZIN RENKSİZLİĞİNİ FARK ETTİM
Zanzibar’ın her sokağına yansıyan ‘yavaşlık’ meselesini esprili bir dille anlatan Yönetmen İsmail Emin Demir, “Doğu Afrika’da bulunmak hayatıma ayrı, belgesel çekmek ise bakışıma çok ayrı şeyler kattı. İstanbul’un hızından ve kaosundan sonra böyle bir yavaşlığa adapte olamadım desem yeridir. İstanbul’da setlerde en çok duyduğumuz cümle, ‘hadi abi, hadi hadi’ iken Zanzibar’da ‘yavaş yavaş arkadaş’ cümlesini duyduk. Mutlu olmak, eğlenmek ve gülmek için sebebe ihtiyacı olmayan insanların arasında, mutlu birkaç hafta geçirdim. İstanbul’a döndüğümde ilk fark ettiğim şey, dünyamızın renksizliği ve Afrika’nın renkleri oldu” dedi.