Tüm Türkiye geçtiğimiz hafta eskrim alanında elde ettiğimiz başarıyı konuşuyor. Rusya’nın Sochi kentinde düzenlenen Yıldızlar ve Gençler Avrupa Eskrim Şampiyonasında yıldız kadınlar kılıç kategorisinde Deniz Selin Ünlüdağ Avrupa Şampiyonu oldu. 17 yaşındaki genç sporcu 95 yıllık eskrim tarihimizde İbrahim Ahmed Acar’dan sonra bireysel kategoride Avrupa Şampiyonluğu kazanan ikinci isim ve tek kadın sporcu olarak tarihe geçti. Dönem içinde geçirdiği sakatlığa rağmen güçlü rakibi Bulgar rakibi Yoana Ilieva’yı alt eden Ünlüdağ, devam eden Yıldızlar ve Gençler Avrupa Eskrim Şampiyonası’nda mücadele etmeyi takımıyla birlikte sürdürüyor. Antrenman ve müsabakaları arasında sorularımızı yanıtlayan Ünlüdağ, Türkiye’ye karşı rakiplerinin bakış açılarını değiştirdiğini söylüyor ve ekliyor: “Rakiplerimiz adeta bunu bizim kaderimiz olarak görüyordu ama artık zincirlerinden kurtulan, başarısızlığı kader olarak görmeyen bir Türk gençliği var. Özgüven sorununu aştık.”
Bir yıl içinde, ülkem adına ilkleri hem takımlarda hem de bireyselde başarmış olmak gerçekten muhteşem bir duygu. Geçen yıl çok görkemli bir takım şampiyonluğu kazanmıştık. 23 Yaş Altı Avrupa Eskrim Şampiyonu olmuştuk. Katıldığımız müsabakalarda bize son şampiyon olarak bakılıyor, bu çok güzel bir şey. Son olarak Sochi’de bireysel olarak benim Avrupa Şampiyonu olmam, zaten artan prestijimizin Avrupa’da daha kalıcı olmasını sağladı. Bu prestije katkı sağlayan bir Türk genci olmak bile muhteşem.
Biz son birkaç yıldır değişik yıldızlar, gençler, 23 yaş altı ve büyükler gibi değişik kategorilerde hep bir arada mücadele eden bir ekibiz. Birbirimizi antrenman salonlarında, müsabaka yapılan pistlerde artık daha iyi tanıyoruz. Sosyal ortam olarak da mümkün olduğunca bir arada olmamız başarımızda önemli bir etken. Birçok arkadaşım artık bizim de büyük işler başarabileceğimize inanıyor. Özgüven sorununu aştık diyebilirim.
Her spor branşında uygulanan özel bir program oluyor. Bizim açımızdan en özel iki şey vardı. Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezi (TOHM) gibi devletimizin tüm imkanları seferber ettiği bir tesiste çalışmak ve Türkiye Eskrim Federasyonu’nun çabaları sonucunda dünyanın iyi eskrim antrenörlerinden biri olan Valery Shturbabin ile antrenman yapmak çok iyiydi. Maçlarda onun taktiklerine göre hareket ettik.
Haliyle belli bir alanda önemli başarılar elde edemeyince, rakiplerimiz de bunun adeta bizim kaderimiz olduğunu düşünmeye başlıyordu ve bize karşı bakış açıları buna göre şekilleniyordu. Ama artık zincirlerinden kurtulan, başarısızlığı bir kader gibi görmeyen Türk gençliği var. Bunu her alanda gördüğümüz gibi eskrimde de görüyoruz. Hatta belki en çok eskrimde görüyoruz.
Olmadı. Çünkü hiçbir şeyin beni kötü etkilemesine izin vermiyorum.
Mehmetçiklerimiz konusuna hepimizin özel bir hassasiyetle yaklaşması gereken bir konu. Çünkü onlar, bizlerin ve gelecek nesillerimizin huzuru ve mutluluğu için gencecik hayatlarını feda ediyorlar, ailelerinden ve sevdiklerinizden vazgeçiyorlar. Onların bu kutsal mücadelesi karşısında bizim tek yapabildiğimiz milletçe dua etmek ve bir de böyle başarıları onlara armağan etmek. Keşke elimizden daha fazlası da gelebilse.
Ben Türk gencinin hayatın her alanında, diğer ülke gençlerinden geri kalır yanı olmadığını, hatta meziyet olarak fazlasının olduğunu düşünüyorum. Türk gencine güvenilir ve imkan verilirse başaramayacağı hiçbir şey yok bence.
Tabii ki belli başlı zorlukları var. Ama insan bir şeyi sevince zorlukları bile gözüne güzel görünüyor. Ben de eskrime tutku derecesinde bağlıyım. O nedenle zorluk olarak tanımlayabileceğim bir şey yok. Bazen talihsiz durumlar yaşıyorum. El incinmesi, ayak burkulması gibi ufak sakatlanmalar oluyor ama tüm sporcuların başına geliyor.
Karayip Korsanları adlı bir film benim eskrime hayran olmamı sağladı. Aynı zamanda, çcukluk yıllarımda okulumda Eskrim Federasyonu’nun yaptığı bir tanıtım sayesinde de eskrimi tanıdım ve çok sevdim. O gün bugündür de eskrimle yaşıyrum.
Faal olarak yaklaşık 7 yıldır eskrim sporuyla uğraşıyorum. Ülkemizdeki Türkiye Şampiyonalarında, Federasyon Kupası müsabakalarında, açık turnuvalarda ve yurt dışındaki bazı turnuvalarda da madalyalarım ve derecelerim var.
Yakın çevremde benden etkilenerek eskrime başlayan küçük kardeşlerimiz oluyor. Ama özellikle elde ettiğim bu şampiyonluktan sonra, ailelerin çocuklarını eskrime daha çok yönlendireceklerine inanıyorum.