Bu hafta burada yemek kültürü üzerine yazmak, lezzet keşifleri ve tavsiyeleri vermek yerine sosyal yara olan bir konuyu, taziye yemeği meselesini konuşacağız
Bizde eve gelen misafire ikram etmek etmek o kadar önemli ki. Cenazede bile bu gelenek bir şekilde sürdürülmüş. Bir nebze olsun acının dindirilmesi amacıyla başlayan ancak bugün taziye yemeğine dönüşen durum.
Taziye yemeklerinin öyle abartılı yapıldığı bölgelerimiz var ki düğün yemeğinden farkı yok. Taziye yemeği verebilmek büyük bir külfet. Bunun için bankadan kredi çekmek zorunda kalanın da olduğunu duymuştum.
Bir yanda yakınını kaybetmenin hüznü, bir yanda cemaatin yemek derdi. Hem de acılı ailenin elinden. Bu, kul hakkı ve vicdansızlık değilse nedir. Sonuçta bir gün ya da günün belli diliminde yemek yemezse kimse ölmez.
Devlet adamlarının önemli işleri arasında böylesi hassas ve detay gibi görünen konuların gündeme gelmesi alışık olduğumuz şey değil. Bu açıdan taziye yemeği uygulamasını kaldıran Aksaray Valiliğini aldığı bu karar nedeniyle tebrik ediyorum. Herkesin bu konuda bilinçli olması, taziye yemeğini değil acıyı paşlayması gerektiğini düşünüyorum. Kaldı ki, illa taziye yemeği olacaksa bu iş en hafifinden geçiştirilebilir, yardımlaşma kapsamında cenaze evine yemek götürülebilir.
27 Ekim itibarıyla cenaze sahibine daha fazla yük olmamak adına Aksaray genelinde cenaze sahibinin yemek vermesi uygulamasına son veren açıklamada şu hususlara dikkat çekiliyor: Cenaze sahibinin acısı ve meşguliyeti olduğundan, Peygamber Efendimizin sünneti gereği cenaze evine yemek götürmek sünnettir. Bu aynı zamanda örf, adet ve göreneklerimize daha uygun bir davranıştır. Ayrıca günümüzde tüm acısı ve meşguliyetine rağmen cenaze sahibinin zor şartlar altında, taziyeye gelen misafirlere yemek ikram etmek için büyük bir külfetin altına girdiği, başkalarından borç para aldığı bilgileri de bizlere ulaşmaktadır.