Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu, 1987 yılından bugüne Türk Müziği repertuvarındaki eserleri kendi usûl, makam ve tavırlarına bağlı kalarak icra ediyor ve yorumluyor. Yaklaşık 35 yıldır Türk Müziği’nin klasik saz, söz ve tasavvuf eserlerinin yanında, modern saz eserlerini de İstanbullularla buluşturan Topluluğun bir süredir yürüttüğü “Taş Plak” konserlerinin yeni durağı AKM olacak. Türk Müziği Topluluğu’nun 9 Ağustos’ta seslendireceği icralarla Cumhuriyet döneminin önde gelen bestekârlarının eserleri dinleyiciyle buluşacak.
Topluluğun solisti 28 yaşındaki ses sanatçısı Şennur Dinleyen, Yeni Şafak’a Türk Müziği icrasını, kendisini nasıl geliştirdiğini, güzel bir sese sahip olmak için yetenek kadar eğitimin de önemli olduğunu anlattı.
Türk müziği icrasında genç temsilcilerin sayısı maalesef belirgin şekilde artmıyor. Yeni nesil Türk Müziği temsilcisi sanatçı, “Aslında bu konu bizim camiamızın son 40-50 yıldır endişelenip tartıştığı bir konu. Dinleyicimiz azaldıkça bu alanda çalışmalar yapan kişiler de azalıyor. Gençlere müziğimizi sevdirecek çalışmalarla kültürümüzü daha sonraki kuşaklara aktarmanın yollarını bulup, uygulamaya geçmeliyiz. Genç sanatçılar şüphesiz bu aktarımlarda sahadaki öncüler olacaktır” diyerek bu konudaki fikirlerini özetliyor.
Ses sanatçılarının icra yapabilmesi için enstrüman bilmek zorunda olmadığını söyleyen Dinleyen, enstrüman bilmenin sağladığı artıları ise şu sözlerle aktarıyor: “Enstrüman çalıyor olmam benim hem ses icracılığı hem genel olarak sanat alanında yolumu aydınlatıyor. Bilinen sanatçıların çoğu enstrüman çalmıyor ama bir enstrümanı yakından tanıyıp, onu icra hakimiyeti ve tekniğiyle hemen ayırt edebiliyor. Bir bestekâr için enstrüman bence olmazsa olmaz. Sazende olmak, bestekârlık ve ses icracılığı birbirinden farklı. Birinde gelişmiş olmanız diğerlerini de layığıyla yapacağınız anlamına gelmiyor.”