Şanlıurfa’da 12 bin yıllık geçmişiyle ‘tarihin sıfır noktası’ olarak nitelendirilen Göbeklitepe, Örencik köyünde bir çiftçinin 1986 yılında tarlasını sürerken bulduğu heykellerle gün yüzüne çıktı. Alman Prof. Schmidt’in dünyaya tanıttığı Göbeklitepe, son dönemde dünyanın dört bir yanından ziyaretçi ağırlıyor.
Şanlıurfa’nın merkez Haliliye ilçesine 18 kilometre mesafedeki Örencik Mahallesi yakınlarında bulunan Göbeklitepe’nin “tarladan zirveye” uzanan yolculuğu dikkati çekiyor. Göbeklitepe’yle ilgili ilk çalışmaların 1963 yılında İstanbul ve Chicago üniversitelerinin uzmanlarınca yapıldığını hatırlatan Göbeklitepe Kazı Başkanı ve Şanlıurfa Müze Müdürü Celal Uludağ, bölgenin hikayesini şöyle anlattı: “Örencik Mahallesi’nde çiftçilik yapan Şavvak Yıldız tarafından tarlanın sürülmesi esnasında bazı heykellere rastlanılıyor. Yıldız, heykelleri Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’ne götürüyor ancak o dönem heykellerin ne olduğu anlaşılamıyor” dedi.
BURASI İNANÇ MERKEZİYDİ
Uludağ, daha sonra Nevali Çori kazıları için kente gelen Prof. Dr. Klaus Schmidt’in bu heykellerin önemli olduğunu düşündüğünü ve alanda inceleme yapma için izin talebinde bulunduğunu söyledi. Gerekli izinlerin alınmasının ardından Prof. Dr. Klaus Schmidt başkanlığında 1995 yılında bölgede kazı çalışmalarına başlandığını anımsatan Celal Uludağ, şunları söyledi: “Yapılan çalışmalar sonucunda mimari yapılar ortaya çıkarıldı. 1995 yılında başlayan kazılar 2014 yılına kadar Klaus Schmidt başkanlığında devam etti. Schmidt’in hayatını kaybetmesi üzerine kazılar Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi başkanlığında devam ediyor. Kazılar sonucunda dünya tarihini değiştirecek bulgular ortaya çıktı. Bölgenin milattan önce 9600’lere tarihlendirilen avcı toplayıcı insanların ortaya çıkardığı bir kült (tapınma) merkezi olduğu tespit edildi. Bu arkeoloji tarihi açısından çok çok önemliydi çünkü Göbeklitepe şu ana kadar bulunan mimari yapıların en eskisi. Burada bulunan steller, stilize edilmiş insan sembolleri. Burada bir hikaye anlatılıyor. Burada çok üst düzeyde heykeltraşlık söz konusu ve buranın bir inanç merkezi olduğu tespit edilmişti. İnsanlar bu alanda yıllın belli dönemlerinde bir araya gelerek ritüeller gerçekleştiriyorlardı. Atalarını anıyorlar. Atalarına kurbanlar adamışlar ve bunları da taşlara resmetmişler.”
TEZLERİ YIKAN BULUŞ
- Uludağ, “Göbeklitepe keşfedilmeden önce yerleşik hayata geçişte insanların hayvanları evcilleştirme ve tarımın ön planda olduğu biliniyordu. Göbeklitepe ile bu tez ortadan kalkmış oldu. Yani yerleşik hayata geçişte aslında inancın ön planda olduğu, insanların inançları için bir araya geldiği ve burada ortaya çıkan ihtiyaçlar sonrasında yerleşik hayata geçildiği kesin olarak kanıtlanmış oldu” dedi.