Tarım ve hayvancılıkta yeni bir dönem başlıyor. 2024 yılı eylül ayından itibaren yürürlüğe giren ‘Planlı Tarım’ ve buna yönelik uygulamaların ilk sonuçları 2025 yılında alınacak. Çiftçilerin planlı üretimi benimsemesi ile Türkiye’nin üretimini yaptığı ürünlerde arz problemi ve fiyat dengesizlikleri ortaya çıkmayacak. Böylece çiftçi satacağı ürünü, tüketici ise alacağı ürünü yıllar boyunca fiyatını bilerek ekecek ve alacak. Sürdürülebilir, verimli, kaliteli ve kayıtlı bir dönemi önceleyen Tarım ve Orman Vizyonu hem planlı tarımı hem de hayvancılıktaki kangren olan noktaların kesilmesini sağlayacak.
Planlı üretim, hayvancılıkta yol haritası ve diğer alınan önlemlerin yürürlüğe geçtiği 2024 yılının ardından bu yıl sonuçlarını almaya başlayacak Türkiye, aksak noktalarını daha iyi görerek tarım ve hayvancılıkta yeni bir başlangıcın ilk adımını tamamlamış olacak. Son yıllarda artan sıcaklık, uzayan kuraklık dönemleri, azalan yağışlar, şiddetli fırtına ve seller gibi
aşırı hava olayları, tarımsal üretimin sürdürülebilirliğine yönelik bir tehdit olarak dikkat çekiyor. Bu nedenle gıda güvencesini ulusal güvenlik meselesi haline gelmiş durumda. Bu dönemde üretimi sürdürülebilir kılarak, verimliliği, kaliteyi, kayıtlılığı ve sektöre yatırımı artırarak önlemler alınacak. Bunun için planlı tarımı önde tutan Türkiye Yüzyılına uygun bir Tarım ve Orman vizyonu ortaya konuldu. Bu yeni vizyonun ilk çıktıları ise bu yıl alınarak geleceği yönlendirmede faydalı olacak.
İYİ SONUÇ İÇİN HER ŞEY HAZIR
Bu vizyon; toprak ve su kaynaklarının sürdürülebilirliği, iklim değişikliği, doğal afetler, nüfus artışı, jeopolitik riskler, salgın hastalıklar, küresel gıda arz güvenliği ve gıda milliyetçiliği gibi etkenleri dikkate alarak oluşturuldu. Suyu merkeze alan üretim planlaması, yeni tarımsal destekleme modeli, sözleşmeli üretim, etkin arazi kullanımı, tarımsal örgütler ve kırsal kalkınma hamleleri önemli yapısal reformlar arasında yer alıyor. Yıllardır tarım sektöründe eksikliği hissedilen “üretim planlaması” sürecini, suyu merkeze alacak şekilde hayata geçirildi. Üretim planlaması sürecini daha etkin bir şekilde uygulamak için üreticileri planlamaya yönlendirecek en önemli tamamlayıcı unsur olan yeni tarımsal destekleme modelini sade ve etkin hale getirildi. Kırsal kalkınma hibeleri ve tarımsal kredileri “üretim planlaması” ile entegre hale getirildi. Böylece stratejik ürünlerde yeterliliği artıracak ve tarıma dayalı sanayinin hammadde ihtiyacını sürdürülebilir şekilde karşılanabilecek. Hem üretici ve yetiştiricilerin refahı artacak hem de Türkiye’nin sürdürülebilir üretimi ve gıda güvenliği sağlanacak.
DÜNYAYA ÖRNEK OLACAK
Farklı ülkelerde farklı sistemlerle uygulanan üretim planlaması ilk kez bu kadar büyük bir toprak parçasında uygulanacak. Türkiye faaliyete aldığı bu sistem ile dünyaya örnek olacak. Tarıma yapılan yatırımın toplumun her ferdine, Türkiye’nin her karışına ve her sektörüne yapılan yatırımın her noktaya ulaşması için çalışılacak. Atılacak adımlardan verim alınması halinde farklı ülkelerin de bu sistemden faydalanması ve
benzeri programları uygulamaya alacağı öngörülüyor. Planlı üretim, ilk kez dünyada toprak bütünlüğü bu kadar büyük bir ülkede uygulanacak.
KENTLE İÇ İÇE TARIM
Kent tarımı modeli ile üretim ve tüketim merkezleri yakınlaştırılarak şehirde yaşayanların taze ve ucuz sebzeye erişiminin sağlanması hedefleniyor. Yeni vizyon ile uyumlu olarak lojistik maliyetlerinin ve karbon ayak izinin düşürülmesi, nakliye kayıplarının azaltılması ve istihdamın artırılması da hedefler arasında yer almaktadır. “Kent Tarımı” yaklaşımıyla artan lojistik maliyetlerin olumsuz etkisini azaltmak, büyük kentlerin sebze ihtiyacını yakın üretim havzalarından karşılamak, ürün arzını artırmak ve atıl işgücünü ekonomiye kazandırmak amaçlanıyor. Bu kapsamda 2023 ve 2024 yıllarında 47 bin üretici toplam 138,6 milyon TL tohum ve sebze fidesi hibe desteği,
7 bin 100 üreticiye 68,1 milyon TL sera örtü malzemesi hibe desteği sağlandı. Yapılacak yatırımlar ile kentlerin ihtiyacı yakınlardan kısa sürede karşılanacak ve ek maliyetler tüketiciye yansımayacak.
