Vefatından sonra Toktamış Ateş için hazırlanan “Suriçi’nde Bir Yaşam” kitabı başrolünde Toktamış Ateş’in olduğu dipdiri bir hayatı bize derin bir hüzün ve tebessüm içinde hissettiriyor.
Toktamış Hoca bir alim olarak, çok merak etti, çok okudu, çok anlattı, büyük bir iştahla ve keyifle yaşadı. Hoca’nın gönlü, hayatı gibi kütüphanesi de zengindi, edebiyattan, tarihe, şiirden dergi yıllıklarına, sedika raporlarından yerel dergilere, Almanca savaş kroniklerinden müzik almanaklarına kadar çok zengin ve geniş bir okuma yelpazesi vardı. Ömrünü çok yoğun yaşadı ve bir yıl önce hakkına yürüdü...
Genellikle akademisyenler emekli olunca veya vefatlarının ardından adet olduğu üzre kendilerinden başkasının ilgisine mazhar olmayan yazılardan oluşan yıllıklar hazırlanır. Ama Toktamış Hoca bu nevi sıradan bir hoca olmadığı için kendisine layık sayılabilecek bir armağan kitap da arkasından adeta top gibi patladı... Kitap son yıllarda üniversite yayıncılığı denince akla gelen ve Toktamış Hoca’nın kuruluşunda çok ter döktüğü Bilgi Üniversitesi tarafından yayınlandı. “Suriçinde Bir Yaşam” adıyla Fahri Aral’ın hazırladığı ve hayat yoldaşı Nevin Hanımın görünmez marifetli ellerinin hissedildiği kitap, sadece üniversite yayıncılığı skalası açısından değil genel anlamda ciddi kitap yayıncığılı içinde de editöryal hazırlıkları, içerik, tasarım, grafik, genel kreativ ve estetik kurgusuyla çok özel bir “numune” kitap çalışması.
Kitap, ismini Hoca’nın yıllarca iştahla anlattığı “İstanbul muhabbetleri”nin “Suriçinde Bir Yaşam” adıyla bir gizli günlük özeniyle dolmakalemleriyle yazıp-çizdiği orjinal kitap planı, tasarım ve notlarının tıpkıbasımı bir girizgâh ile başlıyor...Notlarda kurgulanmış dönem, olaylar ve kahramanlar bu bölümün yazarı da olan Fahri Aral tarafından canlandırılmış. Adeta hane hane dolaşıp eski albümlerden topladığı –digital ortamda soldurulmuş değil- gerçekten sararmış fotoğraflarla 1950’den günümüze kadar İstanbulda yaşanan ve başrolünde Toktamış Ateş’in olduğu dipdiri bir hayatı bize derin bir hüzün ve tebessüm içinde hissettiriyor. Bu karelerde Cinci Meydanında bir bayramyeri, Demir Özlü, Erkin Koray, İdris Küçükömer, Deniz Gezmiş, Asaf Savaş Akat, Abdurrahman Dilipak, Tayyare Apartmanları, Sabri Ülgener’den Alangoya Ayşegül’üne kadar mekânlar ve portreler var.
Toktamış Ateş’e Armağan edilen bu kitapla onun portresinin tamamlandığını söylemek kendisinin 1983’den itibaren öğrencilerinden olan benim haddimi aşar. 556 sayfayı bulan özel büyük boy kitapta ancak 80 civarında yazarın çalışmasına yer verilmiş. “Çalışma” diyorum, çünkü biraz yukarda kitabın yazınsal vasıflarıyla bibliomanlar arasında kurduğum ilişkide altını çizdiğim gibi bu derleme bir antoloji-ansiklopedi güldestesi gibi olmuş. İçinde Toktamış Ateş’le ilgili ve ilintili olacak yazının bir çok türünün örnekleri var. Tabi ki bunca yazara rağmen yazması gerektiği halde bir nedenle bu kitapta olmayan onlarca insan da var. Belki onlar da daha bir çok çalışma yapacaklardır. Toktamış Hoca daha çok söz kaldırır. Ee o kadar geniş dost ve muhib halelerin içinde devasa bir boşluk helezonu bırakan o koca yürekli adamın ardından başlayan dil tutulması daha yeni çözülüyor…