Her ne kadar dolu dolu kar yağışı görmesek te balık mevsimindeyiz. Kırmızı et, tavuk ve yumurta gibi iyi bir protein kaynağı olan balıklar, aynı zamanda omega yağ asitlerini de içerdiğinden özellikle çocukların beyin gelişiminde ve hepimiz için kalp damar sağlığında önemli rol oynarlar. Hafiflikleri ve lezzetleri sebebiyle bin yıllardır severek tükettiğimiz balıkları sıklıkla kızartarak pişiriyoruz. Aslında balıklar hafif oluşlarını narin kas yapılarına da borçlular. Böylece onları diğer etlere nazaran daha kolay sindirebiliyor ve tükettiğimizde bir ağırlık hissetmiyoruz. Bu kas yapısı bize balığı daha kısa zamanda pişirme avantajını da sağlıyor. Balığı özellikle tavada pişirirken 50- 60 derecede pişirmenin çok daha iyi sonuç almayı sağlayacağını söyleyebiliriz. Bir yüzünü pişirdikten sonra çevirdiğimiz balığın diğer yüzünü kısa bir süre ateşte tutmak pişmeyi sağlamak için yeterli olacaktır.
Özellikle fleto gibi ince et formunda doğranmış balıkların kızartma sırasında sık çevrilmesi, delikler açılması kurumasına neden olabiliyor. Bu yüzden bir yüzü iyice piştiğinde diğer yüzünü çevirmek oldukça başarılı sonuç almamızı sağlayacaktır. Elbette bir balığı pişirmenin tek yolu kızartmak değil. Hatta, kasları öyle narin ki, hiç pişirmeden de yenilebilir hale getirebiliyoruz. Bunun Uzakdoğu mutfağında bir çok örneğine rastlamak mümkün. Balsamik soslar, limon gibi asitli sıvıların içinde marine etmek , balığa oldukça hoş bir lezzet kazandırıyor. Bugün, bildiğimiz bu pişirme şekillerine alternatif olarak asitle pişirme yöntemiyle de bir tarif paylaşalım istiyorum. Yağlı balıkları buharda, güzelce pişirme kağıtlarına sararak fırında , soğan, sarımsak, havuç, patates gibi sebzelerle birlikte kendi suyunda pişirmek te mümkün ve oldukça lezzetli. Gelin bugün birkaç balık yemeği tarifi paylaşalım. Sağlıklı ve mutlu bir hafta sonu dilerim.