Türk Gastroenteroloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenterohepatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Filiz Akyüz, şişkinlik, gaz ve geğirmenin toplumda sık rastlanan şikayetlerden olduğunu belirterek, "Gözle görülür anormallikler yok iken bu şikayetler hassas bağırsak sendromu, fonksiyonel hazımsızlık gibi fonksiyonel hastalıklara eşlik edebilir" dedi.
Prof. Dr. Akyüz, yaptığı açıklamada, şişkinlik, gaz ve geğirmenin önemli hastalıkların işareti olabileceğini bildirdi.
Bu rahatsızlıkların, toplumda sık rastlanan şikayetlerden olduğunu ifade eden Akyüz, bu tür şikayetlerin, gözle görülür anormallikler yokken hassas bağırsak sendromu, fonksiyonel hazımsızlık gibi hastalıklara eşlik edebileceğini belirterek, ayrıca, laktoz intoleransı, fruktoz intoleransı, fruktan tüketimi, sorbitol tüketimi, gluten duyarlılığı, peptik ülser, reflü, kronik kabızlık, safra taşı hastalıklarıyla ya da tek başına da görülebileceğine dikkati çekti.
Hastalarda, gastrointestinal sistemde çok miktarda gaz veya hava içeriğinin nereden kaynaklandığı sorusunun akla gelebileceğini aktaran Akyüz, hastalığın nedenlerinin bağırsakta gaz üretiminin artması, gastrointestinal sistemde hareket bozukluğuna bağlı birikmiş havanın boşalamaması ve fazla hava yutma şeklinde görülebileceğini ifade etti.
Prof. Dr. Akyüz, yemek yeme ve su içme esnasında hava yutmanın normal fizyolojik bir olay olduğuna işaret ederek, şu bilgileri verdi:
Can sıkıcı tekrarlayan geğirmelerin davranışsal bir bozukluk olup, fazla hava yutulmasından kaynaklandığını aktaran Akyüz, bu hastalardaki değerlendirmenin bir parçasının da psikiyatri olması gerektiğini kaydetti.
Hastalık denilebilmesi için hava yutmanın haftada en az birkaç defa olması ve yaşam kalitesini bozması gerektiğinin altını çizen Akyüz, "Tedavide eğer altta yatan bir hastalık tespit edilmiş ise (reflü, safra taşı veya ülser gibi) onun tedavisi önerilir. Aksi takdirde, davranış terapisi, konuşma terapisi, ilaçlar ve diyet önerilir. Hekimlerin gaz tedavisinde en fazla kullandıkları ilaçlar mide asit baskılayıcılar yüzde 22, barsak hareketlerini artırıcı ilaçlar yüzde 10, anksiyolitik yüzde 8, antidepresan yüzde 6, laksatif (ishal yapan ilaçlar) yüzde 6, simetikon yüzde 4, laktaz enzim replasmanı yüzde 2.5, antibiyotik yüzde 2.5. Bu ilaçların yararı hastaya göre değişmekle birlikte yüzde 30-40 hastada etkili olabilir" açıklamasını yaptı.
Prof. Dr. Akyüz, bağırsak gazı ve karın şişkinliği ön planda ise hastalığın diyet ile ilişkisinin de sorgulanması gerektiğini belirterek, diyet önerisi yaparken hastaya en fazla dokunan ve yedikten sonra şikayet oluşturan gıdaların diyetten çıkarılması önerisinde bulundu.