ABD'de 11 Eylül'den sonra başlayan İslamofobi ve Müslümanlara yönelik ayrımcılığı anlatan "Sıradaki Kim?" belgesel filmi Amerikalı seyirciyle buluştu. Yönetmen ve yapımcı Nancy Cooperstein, "Çocukken rüyalarımda ayağı botlu Nazilerin eve beni almaya geldiğini görürdüm. Trump, başkanlığa adaylığını koyduktan sonra tekrar bu rüyaları görmeye başladım. Ama bu defa botlu adamlar beni değil, küçük bir Müslüman kızı almaya geliyordu. Umarım bu film insanlar arasında yeni soruların sorulmasına ve insanların birbirlerini daha iyi tanımalarına neden olur. Belki de birbirimizi anlamada küçük adımlar atılması konusunda herkesi cesaretlendirir" dedi.
ABD’de özellikle 11 Eylül’den sonra başlayan İslamofobi ve Müslümanlara yönelik ayrımcılığı anlatan "Sıradaki Kim?" (Who’s Next) filmi Amerikalı seyirciyle buluştu.
- Yönetmen ve yapımcı Nancy Cooperstein tarafından çekilen belgesel film, Manhattan’daki Jccmanhattan salonunda sinemaseverlerin beğenisine sunuldu.
Cooperstein, Amerikan toplumunda ayrımcılığa uğramış Müslüman ailelerin hikayelerini beyaz perdeye taşıdığı filmin serüvenini anlattı.
"Botlu adamlar beni değil, küçük bir Müslüman kızı almaya geliyordu"
Yahudi bir ailenin çocuğu olarak İkinci Dünya savaşı yıllarında Amerika’da doğduğunu belirten Cooperstein, babasının Rusya’daki Yahudi toplama kamplarındaki pogromlardan kaçarak Amerika'ya yerleştiğini ve bu nedenle ABD Başkanı Donald Trump’ın seçim çalışmaları sırasında dillendirdiği göçmen karşıtı ve ayrılıkçı mesajlar üzerine bu filmi yapmaya karar verdiğini anlattı.
- Cooperstein, "Ailemdeki büyüklerimden dinlediğim hikayelerden dolayı çocukken rüyalarımda ayağı botlu Nazilerin eve beni almaya geldiğini görürdüm. Trump, başkanlığa adaylığını koyduktan sonra tekrar bu rüyaları görmeye başladım. Ama bu defa botlu adamlar beni değil, küçük bir Müslüman kızı almaya geliyordu" dedi.
Trump’ın siyasi söylemlerine karşı bir şeyler yapması gerektiğini düşündüğünü vurgulayan Cooperstein, şöyle devam etti:
"Nasıl yapılacağını bildiğim tek şey hikaye anlatmaktır, epey düşündükten sonra, hayatlarını en iyi şekilde yaşamaya çalışan ancak bağnazlık ve kabalığın etrafını sardığı Müslüman ailelerin yaşamlarını anlatmaya karar verdim. Filmi çekmeye başlayınca Trump başkanlığa seçilmişti ve Müslümanların sınır dışı edilmeleri için çağrıda bulunuyordu."
"Film için Müslüman ailelerle uzun saatler geçirdim"
Belgesel filmin yapımının 3 yıl sürdüğünü söyleyen Cooperstein, maddi imkansızlıklar nedeniyle büyük bir ekip kuramadığını, filmle ilgili birçok çalışmayı az kişiyle bitirmek zorunda kaldığını ifade etti.
- Yahudi bir kadın olduğu için Müslüman ailelerin önce kendisinden çekindiğine işaret eden Cooperstein, "Film için Müslüman ailelerle aramızda güven tesis etmek için de uzun saatler geçirmek zorunda kaldım. Bu da işimizi biraz uzattı ama şunu öğrendim ki farklı din ve inançların altında aslında hepimiz sevgi, aile, eğitim gibi aynı değerleri paylaşıyoruz” ifadesini kullandı.
Belgesel filmin galasına, başta filme konu olan Müslüman aileler olmak üzere farklı din ve etnik kesimden sinemaseverler katıldı.