Uzmanlar, yağışlı havaların başlamasıyla birlikte artış gösteren sinüs iltihaplanmalarına karşı uyarıda bulundu.
Uzmanlar, yağışlı havaların başlamasıyla birlikte artış gösteren sinüs iltihaplanmalarına karşı uyarıda bulundu.
Halk arasında çok sık görülen sinüzit hastalığının özellikle hasta, yaşlı ve çocuklar için büyük risk taşıdığını belirten Konya Özel Selçuklu Hastanesi KBB Uzmanı Op. Dr. Halis Pınarcı, sinüzitten korunmak için soğukta kalınmaması, saçların ıslak kalmaması, yaşanılan ortamın nemi ve ısısının uygun olması, sigaranın dumanına dahi maruz kalınmaması, bulaşıcı enfeksiyonlara karşı kalabalık ortamlarda çok kalınmaması, kış aylarında artan kahve ve çay tüketimiyle birlikte su tüketiminin de artırılması, alerjiye yol açabilecek toz, duman veya diğer irritan maddelerden uzak durulması gerektiğini dile getirdi. Op. Dr. Halis Pınarcı, sinüzit hastalığıyla ilgili şu bilgileri verdi:
"Burun ve sinüsler; bakteri ve virüslerin sık sık yerleşip iltihap yaptığı bölgelerdir. Bu bölgelerde her zaman iltihaba yol açacak bakteri ve virüs bulunur ancak normal çalışan bir sinüste iltihap her zaman olmaz. Eğer sinüsün normal çalışmasına engel olacak bir durum varsa kolaylıkla sinüs iltihabı (sinüzit) gelişir. Bakteri ve virüs dışında nadiren de olsa mantarlar da iltihap yapar. Sinüzit en çok nezle, grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonları sonrası gelişir. Bu tür enfeksiyonlarda sinüslerin
burun içine açılan delikleri ödem nedeniyle kapanır ve sinüs salgıları burun içine boşalamaz. Ayrıca sinüslerin havalanması da bozulur. Bu durumda sinüs içerisinde kolayca iltihap gelişir. Bunun dışında sinüs ağızlarını tıkayan alerji, burunda kıkırdak eğriliği, et büyümesi, yabancı cisim, geniz eti gibi durumlar da sinüzit gelişmesini kolaylaştırır. Vücut direnci başka sebeplerle düşük olan kişiler daha kolay sinüzit geçirirler. Sinüzit genel olarak akut ve kronik (müzmin) olarak ikiye ayrılır. Akut
sinüzit yeni oluşan sinüzit anlamına gelir. Uygun tedavi edildiğinde tamamen iyileşir. Ancak kronik sinüzit, sinüslerde sürekli bir iltihap anlamına gelir ve tedavisi de zordur. Uzun süreli antibiyotik tedavisi veya ameliyat gerektirebilir."
Akut ve kronik sinüzitin belirtilerinin birbirinden farklı olduğunu kaydeden Op. Dr. Halis Pınarcı, "Akut sinüzitte şikayetler daha şiddetlidir. Hastayı en çok rahatsız eden şikayetlerden biri ağrıdır. Bu hangi sinüsün iltihaplandığına göre baş ağrısı, yüz ağrısı, göz çevresinde ağrı şeklinde olur. Genellikle öne doğru eğilmekle artar. Ayrıca burun tıkanıklığı, burun akıntısı, koku duyusunda azalma, geniz akıntısı, ateş, çene ve dişlerde ağrı, ağız kokusu, burun kanaması, göz kapakları ve yüzde şişme
gibi belirtiler olur. Öksürük hem akut hem de kronik sinüzitin belirtisidir. Kronik sinüzitte şikayetler daha uzun süreli olmasına rağmen daha hafiftir. Ağrı daha seyrek, hatta bazen yoktur. Hastayı en çok geniz akıntısı ve buna bağlı boğaz ağrısı ve öksürük rahatsız eder. Bunun dışında yine burun tıkanıklığı, yüzde dolgunluk hissi ve ağız kokusu olur. Kronik sinüziti olan hastalar bazen akut dönemler yaşayabilirler. Sinüzitli bir hastanın muayenesinde en çok görülen bulgu, burun içinde iltihaplı akıntı, ödem, boğaza doğru akıntı ve yüzde hassasiyettir. Bu gibi bulguların görüldüğü ve sinüzitten şüphelenilen hastalara uygun tetkikler yapılır. Ancak hastanın muayenesinde çok belirgin bir bulgu olmadan da sinüzit olabileceği akılda tutulmalıdır" şeklinde konuştu.
Op. Dr. Halis Pınarcı, sinüzitin uygun antibiyotik ve yardımcı ilaçlarla veya gerektiğinde ameliyatla tedavi edildiğinde ciddi problemlere yol açmayan bir hastalık olduğunu ifade ederek, "Ancak iltihabın yayılmasına bağlı bazı komplikasyonlar gelişebilir. Bunlardan en önemlileri iltihabın göz çukuru içine yayılması ve körlüğe kadar gidebilen hastalıklar, beyin zarına veya beyin içine yayılarak apse oluşması, iltihabın sinüs içinde apseleşmesi ve kemik iltihabı sayılabilir. Bu tür durumlar oluştuğunda tedavi daha ciddi yapılmalıdır ve ilaç tedavisiyle birlikte ameliyat gerektirir" diye konuştu.