Sinemanın savunmaya ihtiyacı var

İlker Nuri Öztürk
04:0019/05/2019, Pazar
G: 18/05/2019, Cumartesi
Yeni Şafak
Dudley Andrew
Dudley Andrew

İlk sinema kuramcısı Andre Bazin’in görüşleri üzerinden sinema nedir sorusunun ardından giden Amerikalı yazar Dudley Andrew, filmleri kontrol edebilen izleyicilere dikkat çekiyor. Bu yapımların sinemayla ilgisinin olmadığını belirten Andrew, “Sosyal medya, mangalar, diziler gibi başka kaynaklar var. Artık sinemanın bitti deniyor. Ben de buradan hareketle sinemanın bir yerinin olduğunu ve tam olarak ne olduğunu anlatmaya çalıştım. Sinemanın savunmaya ihtiyacı var” diyor.

Amerikalı sinema kuramcısı Dudley Andrew geçmiş ve gelecekteki sinema üzerine görüşleri, bugünü anlamak isteyen sinema severler için de işaretler sunuyor. Bilim ve Sanat Vakfı’nda Prof. Dr. Peyami Çelikcan moderatörlüğünde hem Küre Yayınları arasından okura ulaşan kitabı “Sinema Nedir!” hem de günümüz sinema dünyası hakkında konuştu. Iowa ile Yale Üniversitelerinde edebiyat, dünya sineması ve uyarlamalar üzerine dersler veren yazarın, çalışmalarının merkezinde Andre Bazin’in görüşleri yer alıyor. Kitap başlığındaki ünlemi “Manifestoların sonunda ünlem vardır. Bunu düşünerek ünlem koydum. Diğer eserlerime göre de bu kitapra daha net bir dil kullandım” diyen Andrew, ilk film kuramcısı Andre Bazin üzerine yapmış olduğu çalışmalarıyla biliniyor. Andrew, sinemanın yanı sıra yeni medya üzerine çalışmalarda bulunan

Andre Bazin’in 2 bin 600 makalesini yayına hazırlamış. Yazar, Bazin ve kitap hakkında ise şunları söylüyor: “Bazin çalışmalarıyla bize yol açtı, biz de bu büyük akademik yolda ilerledik. Onlarca isim ‘Sinema nedir’ sorusunu sordu. Sinema, biz neyi nasıl anlatmak istiyorsak o şekilde olabilir. Bazin’den, 30’lardan günümüze gelen süreç içerisinde sinemanın ne olduğunu her zaman sorguluyoruz. İnternet, sosyal medya, mangalar, diziler gibi başka kaynaklar var. Artık sinemanın bitti deniyor. Ben de buradan hareketle sinemanın bir yerinin olduğunu ve tam olarak ne olduğunu anlatmaya çalıştım. Sinemanın savunmaya ihtiyacı var.”

KONTROL EDEMEDİĞİMİZ ŞEY BİZİ GERÇEĞE GÖTÜRÜR

Dudley Andrew, Andre Bazin’in farklı sanat dallarıyla ilgili görüşlerini şöyle anlatıyor: “İki sanat formu arasındaki sürtüşmenin çeşitli yenilik kıvılcımları yaratabileceğini söylüyor Bazin. Sinemada safsızlık konusuna inanıyordu. Yani fotografik sinemayı alırsınız ve sahnelenen bir tiyatro oyununa katarsınız ve bu bir yeniliktir. Kitabın anlatmaya çalıştığı konulardan biri de şudur: Kontrol edemediğimiz şey bizi gerçekliğe götürür.” Netflix’in abonelerine sunduğu ve izleyicinin seçimleriyle ilerleyen bir yapım olan Black Miror Bandersnatch’i hatırlatan yazar, görseli kimin kontrol ettiğinin önemine değiniyor: “Sinema aslında hayatımızdan çıkıp kendimizden olmayan bir dünyaya geçiş demek. Görsellerin tüketici tarafından kontrol edilmesi karşımıza çıkan bir şey fakat bu sinemanın parçası değil. Kontrolü elde tutma meselesini abartıyor olabiliriz de diyorum bazen. Çünkü geçtiğimiz haftalarda vizyona giren süper kahraman filmi Avengers Endgame filmi 3 saat olmasına rağmen insanlar kendilerini buna adayıp gittiler ve izlediler. Günümüzde insanlar farklı bir zaman deneyimi arıyor. Yönetmenin içinde bulunduğu zamanı deneyimlemek istiyorlar. Dünyada 3 bin 200 tane film festivali gerçekleştiriliyor. Yani

insanlar bu gerçekliği sinemaya gidip perdeden izlemek istiyorlar.” “Sinema Nedir!” kitabında filmler dijital ortamda nasıl seyirci karşısına çıkar, film üretimi, prodüksiyonu nasıl yapılır, filmler üzerinde nasıl çalışılır sorularına cevap aradığını belirten yazar, “Dijital alanda film çekerken üretici, aklındakilerden hareketle piksel değişikliği, ekleme çıkarma yaparak bir şeyler ortaya çıkartabiliyor. Yani biraz animasyon gibi oluyor. Bazin’in anlayışında ise hem gerçek zaman var hem de gerçek uzam anlayışı var” diyor.

ELEŞTİRMENLİK YERİNİ ANKETÇİLİĞE BIRAKIYOR

Telefon ve başka cihaz taşımadan öğrencileriyle birlikte film izleme günleri düzenlediğini söyleyen Andrew, önemli olan noktalardan birinin merak duygusunu elde tutabilmek olduğuna dikkat çekiyor ve şöyle devam ediyor: “Filmi izleyip üzerine konuşuyoruz. Normalde filmleri cep telefonundan izliyorlar, sıkıcı sahneleri atlıyorlar. Kontrol kendilerinde olmuş oluyor. Ancak bir gün iki saat ve üç saatlik filmleri peş peşe izledik. Dışarı çıktıklarında şaşkındılar. Beş saatten fazla süredir sosyal medyaya girmemişlerdi, farklı bir deneyim oldu onlar için.”

Film izlemek kadar eleştiri kültürünün de değişim içinde olduğuna dikkat çeken Andrew, “İzleyicilerin tüketim tarzı değişiyor. Bir yandan da sinemanın yeniden icadı ve film eleştirisi üslubuna ilişkin yeni görüşler öne sürülüyor. Film eleştirmenleri, izleyiciler için ana referans olmaktan çıktı. Çünkü insanlar bir eleştirmenin film hakkında söylediklerinin yerine arkadaşlarının, akranlarının söylediklerini ve sosyal medya yorumlarını dikkate alıyorlar. Bu durum sinema kadar sosyolojinin de konusu haline geliyor. Gazetedeki film eleştirmenini okumak yerine film hakkında yapılan bir ankete bakmak yeterli oluyor insanlar için. Yani eleştirmenlik yerini anketçiliğe bırakıyor. Ancak ben bunun etkili olamayacağına inanıyorum, filmin esas niteliği başka şekillerde de ele alınabilir” şeklinde konuşuyor.

  • Hem oyuncunu seç hem sonunu
  • Teknolojinin gelişmesiyle izleyicinin farklı olanaklara eriştiğine dikkat çeken sinema kuramcısı Dudley Andrew, “İnsanlar bu çağda hem üretici hem de tüketici olabiliyorlar. Bir filmin sahnesini alıp başka bir yere ekliyorlar. Hatta Netflix ve Amazon gibi platformlara üye olan kişilerin çekilecek olan herhangi bir yapım için oyuncu seçme, yapımın sonunu belirleme gibi çeşitli fikir beyanlarına imkan sağlanıyor. Bu Çin’de başladı. İnsanlar sinemadaki bir filmi beğendiğinde devamı gelebiliyor, bu duruma o kadar da garip bakmamak gerekiyor” diyor.
  • Oscar yerine İklimler’i seçtim
  • Nuri Bilge Ceylan ve Fatih Akın’ın filmlerini takip ettiğine değinen Amerikalı yazar Dudley Andrew, Hollywood’un dışardan gelen filmlere bakışını şu anısıyla anlatıyor: “Oscar ödüllerini izlemek yerine Nuri Bilge Ceylan’ın İklimler filmini izlemek için sinemaya gittim. Ancak o geceki gösterimler iptal edilmiş ve Oscar törenini yayınlamak için hazırlanmıştı. Yani Hollywood birçok filmi ülke dışında tutuyor ama bir şekilde gösterim imkanı bulanları da gösterimin dışına itebiliyor.”
#Dudley Andrew