2024’te 15 yaş ve üzeri fertlerin yüzde 85,3'ü sinemaya gitmedi. Ve gitmeme sebebi maddi değil. Yarıdan fazlası ‘İlgim yok’ diyor. O zaman daha önemli bir sorun var!
Her yılın başında olduğu gibi 2025’e de geride bıraktığımız yılın değerlendirmesi ve önümüzdeki yılın beklentileri ile giriyoruz. Söylenecek çok şey var. Fekat izleyicinin mesuliyeti ve sinema salonlarındaki sorunların kaynaklarından biri olarak bunu değerlendirmek nedense ihmal ediliyor. O halde bazı veriler ışığında izleyicinin neden sinemadan uzaklaştığını ve çözüm yollarını ele alalım…
Türkiye İstatistik Kurumu tarafından özel olarak hazırlanan ve 2023’te açıklanan “Yaşam Kalitesi Modülü” verileri bu konuda çok şey söylüyor. Her yıl yapılmayan ve Avrupa Birliği ülkeleri ile aynı dönemde uygulanan modülün amacı, hanelerdeki 15 yaş ve üstündeki tüm fertlerin sosyal konulardaki memnuniyet düzeyi ile sosyal faaliyetlere katılım durumlarını tespit etmek. Geniş kapsamlı araştırmanın sinemayı ilgilendiren kısımlarına göz atalım.
SİNEMAYA GİTMEYENLERİN ORANI YÜZDE 85
Araştırmaya göre harcama konusunda da net bir manzara var. Mesela Hanehalkı kültür harcamasının yüzde 22’si “veri işlem ekipmanlarına” yapıldı. “Televizyon ve ekipmanı” için yapılan harcama yüzde 21… Aynı kategoride “sinema, tiyatro, konser” harcamalarının oranı ise yüzde 4.5 oldu.
Ve araştırma yapıldığı dönemde son 12 ay içerisinde 15 yaş ve üzeri fertlerin yüzde 85,3’ü sinemaya gitmedi. Yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında olmayan fertlerin %50,1’i ilgilerinin olmamasını sinemaya gitmeme nedeni olarak seçti.
NÜFUSUMUZ GENÇ AMA!
Nüfusumuzun gençliğini de hatırlatmakta fayda var. TÜİK verilerine göre genç nüfusun (15-24) genel nüfusa oranı yüzde 15,1… Avrupa ülkelerinin ortalamasının üzerinde. Hal böyle olunca “müşteri” profili değişiyor. Gençlerin daha hızlı karar verdiğini, kanaatlerinin sık sık değiştiğini ve 1-2 yaş geçince ilgi alanlarının da farklılık gösterdiğini göz önünde bulundurmak gerekiyor.
Özellikle Kovid salgını sürecinin izleyici alışkanlığını değiştirdiğini hatırlatmak gerekiyor. 2020’de 14 yaşında olan bir kişi bugün 19 yaşına yaklaşmış durumda. Sinemalarının “müşteri” skalasında gençlerin geniş yer tuttuğunu düşününce etki ve sonuç tablosuna bu açıdan bakmak lazım gibi.
Bütün tabloya genel olarak baktığımızda sinema izleyicisinin salonlardan uzaklaşmasını tek bir sebebe bağlayamıyoruz. Öncelikle “sinemacılar halktan uzaklaştı, üretimler yüzünden böyle oluyor” iddiası çok da doğru değil. Görünen o ki öncelikle “izleyici olmak” sorunu var. “İlgisizilik” cevabı, köklü bir soru kümesine işaret ediyor.
GİŞE FİLMİ İLE SANAT FİLMİ İZLEYİCİSİ AYNI DEĞİL
Şunu belirtmek gerekir ki, sinema gibi hem sanat hem popüler kültür aracı olan alanlarda ikilemden doğan çift bakışlı tablolar hep olur. Mesela dünyanın her yerinde sanat filmleri az izlenir. Gişe filmi zaten adı üzerine, gişe için yapılmıştır. Haliyle sinemadan hangi izleyicinin uzaklaştığına da bakmak gerekiyor. Sanat filmi izleyicisi de azaldı ama oranı gişe izleyicisi kadar değil. Bu konuda elimizde bir veri yok. Lakin gözlemlerimizle ifade etmek gerekirse, gişedeki kayıp yüzde 60 oranındayken sanat filmindeki düşüş yüzde 30 civarında.
Devletin destekleri, üreticilerin tercihleri, salonların durumu, zamana ve zemine göre değişen faktörler birlikte tabloyu etkiliyor. Ancak görünen o ki öncelikle insanımızın “ilgi eksiği” olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. TÜİK verileri de açıkça gösteriyor ki sinemaya gitmeyenlerin yarısından fazlası ilgi duymadığını söylüyor.
ÜLKENİN YARISINA YAKINI FİNANSAL DURUMUNDAN MEMNUN
Öncelikle ülkede finansal durumundan memnun olanların oranı yüzde 46,9… Yani ülkenin yarısına yakını halinden memnun. Haliyle sinema ve benzeri alanlardaki ilgisizliği maddi duruma yormak ihtimal dahilinde değil. Zaten diğer bir tablo da bunun göstergesi.
Ne acıdır ki sinemaya gitmeyenlerin yüzde 51’i, gitmeme sebebini “ilgim yok” olarak belirtiyor. Yüzde 11’i maddi yetersizliği gerekçe gösteriyor. Yüzde 11.4 zamansızlığı öne sürüyor. Kitlenin yüzde 7’si de televizyon ve internet seçenekleri sebebiyle sinemaya gitmediğini ifade ediyor.
SORUN VARSA ÇARE DE VARDIR
* O halde sistemli bir paradigma değişimi ile insanımızdaki ilgi eksikliğini gidermemiz gerekiyor.
* Çocuk yaştan itibaren sinema salonunun ve sinema eserlerinin gündeme sokulması şart.
* Sinemanın sadece eğlence aracı olmadığı, sanat ürünü olarak insanın ve eşyanın anlam dünyasına dahil olabilmenin yöntemi olduğu anlatılmalı.
* Gençlerin bir numaralı aracı telefon ve bununla elde ettikleri görüntülerle her şeyi anlatmaları olduğuna göre sinema üretimini buraya kadar indirmek gerek.
* Bıkmadan usanmadan sinema üretimi desteklenmeli.
* Sinemanın desteklenmesi sadece devlete bırakılmamalı. Sivil destekler de çoğalmalı. Böylece etki ve ilgi alanı genişler.
* Sinemacıların üretimi çeşitlenmeli.
* Sinemanın halktan uzak tutulmaması gerek.
* Sanat olan sinemadaki üretimin kişisel olduğu anlaşılmalı, ilgilisinin de kişisel yaklaşımına alan bırakılmalı.
* Gişe filmi yapanlar sanat sinemasını hakir görmemeli.
* Sanat filmi yapanlar gişe sinemasını yok saymamalı.