Pakistanlı genç ve başarılı grafik sanatçısı Ali Asad Naqvi, çizimlerini yaparken gelenekten, eski efsanelerden, kadim kültürlerden besleniyor. Onun en büyük ilham kaynağı ise Simurg efsanesi. Naqvi'nin eserleri geniş bir kültürel perspektif çiziyor.
Ali Asad Naqvi, Pakistan'ın gencecik ve umut vaadeden sanatçılarından biri. Onu biricik yapan ise eserlerini yaparken kullandığı teknik. Naqvi, gelenekten, eski efsanelerden, kadim kültürlerden ilhamla oluşturduğu modern çizimleri, hat ve tezhiple buluşturuyor. Bu şekilde geçmişle bugün arasında bir köprü kuruyor. Naqvi, henüz 29 yaşında. Pakistan'ın Lahore şehrinde bulunan National College of Arts Enstitüsü'nden mezun. Aynı enstitüden hat ve tezhip diplomaları da almış. Naqvi, bir anlamda hat ve tezhibi modernleştiriyor.
Eserleriyse sadece kendi ülkesinin değil birçok kültürün perspektifini yansıtıyor. Naqvi, "Hayvanların güçlü semboller olarak gelenek ve kültürümüzde yeri var. Mesela Ferudüddin-i Attar'ın Mantıku't Tayr (Kuşların Dili) benim için büyük bir ilham kaynağı oldu. Kitaptaki kuşların Simurg'u bulmak için yaptığı yolculuğu kuş ve at figürleri kullanarak anlattım. Atları kullanma nedenim tamamen görsel bir deney. Hat ve hayvan formlarının beraber kullanımında birden fazla çekim gücü olduğunu hissediyorum. Genelde işlerimde hatın dışında hayvan formları görürsünüz" diyor. At denince aklımıza hep Süleyman Saim Tekcan veya Fevzi Karakoç geliyordu ama artık Ali Asad Naqvi de gelebilir. Onun da atları son derece estetik.
Dua Abbas, Wardha Shabbir ve Naqvi, National College of Arts'tan mezun. Üç sanatçının da kendine has dili ve tarzı var. Geçtiğimiz yıllarda birlikte bir sergi açan üçlünün ortak eserleri de var. Naqvi'nin çizimlerinde çok fazla geometrik şekil var. Bunun yanı sıra hayvan ve insan figürleri, bitkiler ve çeşitli semboller göze çarpıyor. Bugüne kadar hem kendi ülkesinde hem ülkesi dışında pek çok sergi açan Naqvi, "İmkanlarım el verdiğinde ve Türkiye'den bir galeri eserlerimi sergilemek istediğinde tabii ki İstanbul'da sergi açmak isterim" diyor.