Şair, yazar ve mütefekkir, “Diriliş” fikriyatının öncüsü Sezai Karakoç, “Uzatma dünya sürgünümü benim” diye seslendiği “En Sevgili”sine kavuştu. 88 yıllık hayatında sanat, görev ve idealini nakış gibi işleyen şair, bu mefkûreyi gelecek nesillere emanet etti.
1933 yılının mayıs ayında Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde dünyaya gelen şair, ardından onlarca eser ve “Diriliş Muştusu”nu bırakarak gitti. Karakoç’un gençlik yılları Türkiye’nin pek çok şehrine yayılsa da, yaz tatillerinde yolu hep doğduğu yere çıktı. İlkokuldan mezun olduktan sonra hatıralarında “Çocuk yüreğimin ateş aldığı yer” diye söz ettiği Maraş’ta ortaokula başladı. O yıllarda arkadaşının dayısında bulunan ‘Büyük Doğu’nun ciltlerini incelemek, ona bambaşka bir ufuk açtı. Öğretmenlerinin arkadaşlarına “Bu çocuğa iyi bakın, ileride...” diye cümleler kurmaya başladığı dönemlerdi. “Çok erken bir uyanmasıydı zihnimin” diyerek anlatır o yılları.
NAİF BİR AŞK HİKAYESİ
1948, lise yıllarının başlangıcı ve Gaziantep... Haftalık çıkan Büyük Doğu için lise 2’den itibaren üyelik kartı taşımaya başlamak ne büyük gururdu. Yine bu yıllarda ilk yazısı mensur şiir olan “Ana Oğul”, Gaziantep’te çıkan ‘Dernek’ dergisinde yayımlandı. Liseden mezun olduktan sonra Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni kazanan şairin Ankara günleri başlamıştı artık. İkinci sınıftan itibaren sıra arkadaşı, yıllar sonra isimleri aynı aşk hikayesinde geçen Cemal Süreya oldu.
Monna Rosa şiiri işte bu çok mahrem, ama bir o kadar da onurlu aşkın şiiridir. Karakoç’un kıtaların ilk harfleriyle akrostiş olarak kaleme döktüğü şiir, Ankara Siyasal’da okurken platonik aşkı olan Muazzez Akkaya için yazıldı. Dört bölümden oluşan şiirini, her bölümü bir mevsime karşılık gelecek şekilde tamamladı. 4 bölüm çeşitli dergilerde yayınlandı, fakat o dönem kimse bu şiirin akrostiş olduğunun farkında bile değildi. Şiir, 1998 yılında kitap olarak basıldı.
YAYIMLANMAYAN DERGİ
Üniversitenin son yılında “Bir yandan sanat dürtüsü, bir yandan da görev duygusu, idealimi dile getirme düşüncesi, beni kaçınılmaz şekilde bir dergi çıkarma fikrine itiyor” diye ifade ettiği dergi çalışmalarına başladı. Ömrü boyunca sanat, görev ve idealini açıklama duygusuyla hiç durmadan çalışmış, Diriliş’ten önce iki dergi çıkarmıştır. Bunlardan biri Şevket Eygi’yle hazırladıkları, basılan ama yayımlanmayan ‘Yeni Ay’ dergisidir. Zira o dönem kitapların, dergilerin toplatıldığı, yazarlara mahkûmiyetler verildiği dönemdir. Mustafa Kirenci, Sabah Yıldızı kitabında “Yeni Ay gün ışığına çıkamadan batacak, ama 6 yıl sonra Diriliş olarak doğacaktır” der.
GÜN DOĞMADAN NELER DOĞAR
Yazdığı kitaplar ve şiirleri insanlara sadece ilham olmamış, düşünce dünyasına da önemli katkılarda bulunmuştur. Onlarca yüksek lisans ve doktora tezi hazırlanan Karakoç hakkında bugüne kadar pek çok kitap da kaleme alındı. Cumhurbaşkanlığı Edebiyat Ödülü de dahil olmak üzere kendisine ödül verilmek istendiğinde, ödülünü almaya gitmedi. Şair-mütefekkir Sezai Karakoç, 16 Kasım 2021 Salı günü yaşlılığa bağlı hastalıklar nedeniyle 88 yaşında ebedi aleme göç etti. 17 Kasım Salı günü şiirinde “Gün doğmadan neler doğar, gün doğmadan Şehzadebaşı’nda” dediği Şehzadebaşı Camii’nin haziresine defnedildi.
GÜLLER AÇAN GÜL AĞACI
- Diriliş dergisi 1960’tan 1992’ye kadar aylık, haftada iki kez, günlük ve haftalık olmak üzere aralıklarla yedi dönem yayın yapmış, toplam 395 sayı çıkmıştır. Son olarak 1987-1993 yılları arasında haftalık olarak yayın hayatına devam ederken, Karakoç bu sefer 1990’da kurduğu Diriliş Partisi ile hayatında farklı bir sayfa açtı. 26 Mart 1990’da kurulan Diriliş Partisi’nin amacını “hakikat, adalet ve fazilet” olarak ifade etmesi, fikir dünyasının bir özeti gibiydi.
- Karakoç, 1997 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılışına kadar, “güller açan gül ağacı’’ amblemli partisinin genel başkanlığında siyasi hayatını sürdürdü. 1997 yılında iki sefer üst üste seçime girmediği için kapatılan parti, 2007 yılında yeniden Yüce Diriliş Partisi olarak kuruldu. 2007 yılının Nisan ayından ölümüne kadar her cumartesi akşamları, Yüce Diriliş Partisi İstanbul İl Başkanlığı’nda değerlendirme konuşmaları yaptı. Bu konuşmalar partinin internet sitesinden canlı olarak yayınlandı.
Düşünce eserleri
Düşünce alanında birçok kitabı bulunan üstat Karakoç’un en bilinen eserleri ise 1976’da çıkan, Diriliş Neslinin Amentüsü ve 1980’de çıkan Diriliş Muştusu. Onları takip eden en bilinen eserleri ise şu şekilde;-
- İslâm’ın Dirilişi (1967)
- İslâm (1967)
- İnsanlığın Dirilişi (1976)
- Yitik Cennet (1976)
- Yapı Taşları ve Kaderimizin Çağrısı I-II (1996)
- Unutuş ve Hatırlayış (1998)
- Samanyolunda Ziyafet (2004)
- Çağdaş Batı Düşüncesinden (2006)
Günlük yazılar ve çeviri eserlerinden oluşan toplam 9 eser de Karakoç’un yazın dünyasına kazandırdığı önemli edebi eserlerden.
Karakoç’un mirası
Sezai Karakoç, edebiyat ve yazın dünyasına kazandırdığı şiir, fikir, hikâye ve daha farklı birçok eserle önemli bir isim oldu. Büyük Doğu, Hamle, Soyut, Diriliş gibi dergilerde türlü eserleri yayınlandı. 1967’de Hızırla Kırk Saat, İslâm’ın Dirilişi, İslâm Toplumunun Ekonomik Strüktürü, Dirilişin Çevresinde, Yazılar ve İslâm’ı edebiyat hayatına kazandırdı.
Bu eserlerden “İslam’ın Dirilişi” ve “Yazılar” kitaplarından dolayı yargılandı. “Diriliş Davaları” olarak anılan yargılama süreci 1967 yılından 1974’e kadar sürdü. Zor günler geçiren Karakoç, “İslâm’ın Dirilişi” kitabından dolayı bir yıl, bir ay, 10 gün hapis, bir yıl da sürgün, “Yazılar” kitabından da altı ay hapis cezası aldı. Karakoç’un bu cezası 1974’teki genel afla tamamen düştü. Sonrasında Diriliş Yayınları’nı kurup kitaplarını yeniden çıkarmaya başladı. Karakoç’un kitapları düzenli bir şekilde sadece Diriliş Yayınlarından çıktı.
ŞİİRLERİ
Sezai Karakoç’un çıkarmış olduğu ilk eser, şiir kitabı Körfez’di. 1959-2000 yılları arasında çıkardığı 9 kitabında yayınlanmış birçok şiir, İstanbul Sanat ve Edebiyat dergisi, Şiir Sanatı, Hamle, Büyük Doğu, İslam Düşüncesi, Soyut, Diriliş gibi dergilerde yayınlandı.
- Körfez / Şahdamar / Sesler (1959)
- Monna Rosa (1998)
- Hızırla Kırk Saat (1967)
- Taha’nın Kitabı - Gül Muştusu (1969)
- Zamana Adanmış Sözler (1975)
- Ayinler/Çeşmeler (1977)
- Leyla ile Mecnun (1980)
Ateş Dansı (1987)
Alınyazısı Saati (1989)
HİKAYELERİ
Karakoç’un hikâye alanındaki eserlerinden ilki Diriliş dergisinin üçüncü döneminde yayınlanan yazılardan oluşuyor. İçinde 4 öykü bulunan ilk hikâye kitabı 1978’de okuyucularıyla buluştu.
- Hikâyeler I (Meydan Ortaya Çıktığında) (1978)
- Hikâyeler II (Portreler) (1982)
DENEME VE İNCELEMELERİ
Üç deneme kitabı bulunan usta yazar, kitaplarında Günlük Büyük Doğu Gazetesi, Pazar Postası, Babıali’de Sabah, Diriliş gibi çeşitli dergilerde çıkan bazı yazılarını topladı.
- Edebiyat Yazıları I-II-III(1982-1996)
Yunus Emre isimli kitabı dışındaki diğer kitapları meydana getiren yazıları, çeşitli dergilerde yayınlandı.
- Yunus Emre (1965)
- Mehmet Âkif (1968)
- Mevlâna (1996)
TİYATRO ESERLERİ
Tiyatro alanında da eser veren
Karakoç, 1982 yılında Piyesler’i 1997’de ise Armağan’ı yayınladı.