Kahramanmaraş'ta yaşayan 75 yaşındaki Hanifi Bursalı, şehit düşen torununun acısına dayanamayıp felç geçiren eşinin yanından bir an olsun ayrılmıyor.
Merkez Dulkadiroğlu ilçesine bağlı Erkenez Mahallesi'nde yaşayan Hanifi (75) ve Emine Bursalı (73) çiftinin torunları Uzman Onbaşı Serkan Bursalı, 2016'da Hakkari'nin Çukurca ilçesinde terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonda şehit düştü.
Küçüklüğünden beri yanından ayırmadığı, "Paşam" diye sevdiği torununun acısına dayanamayarak felç geçiren Emine Bursalı, mütevazi evinde eşinin yardımıyla yaşama tutunmaya çalışıyor.
Bütün ihtiyaçlarını gideriyor
57 yıllık hayat arkadaşının yanından rahatsızlandığı günden bu yana ayrılmayan Hanifi Bursalı ise torun acısıyla felç geçiren eşinin yemeğinden suyuna kadar bütün ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyor.
Yatağında, şehit torununun her isimini duyduğunda ağlayan eşini teselli etmeye çalışan Bursalı, yaptığı açıklamada, eşi Emine'yle yarım asrı aşkın süredir birlikte olduklarını söyledi. Eşinin şehit torununu çok sevdiğini dile getiren Bursalı, onun şehadet mertebesine ulaşmasının ardından yaşamlarının da kökten değiştiğini belirtti.
Bursalı, "Ateş düştüğü yeri yakar" sözünü hatırlatarak, "3 yıl önce torunumuz şehit olduktan sonra eşim böyle oldu. Eşimin sağ tarafı felç. Konuşamıyor. Şehit torunumun fotoğrafını görünce ağlıyor. Sürekli, aklına geldikçe ağlıyor. Acısına halen dayanamıyor. Ben bile dayanamıyorum ki kendi de dayansın." dedi.
Evlilik birbirine katlanmaktır
Eşinin bakımıyla kendisinin ilgilendiğini, onun ihtiyaçlarını gidermeye çalıştığını dile getiren Bursalı, "Yemeğini yediriyorum, suyunu içiriyorum. Böyle geçinip gidiyoruz. 1962'den beri evliyiz. Evlilikte insan birbirine destek olmalı, yoksa yol yürünmez. Allah'ın takdiri böyleymiş. Birbirimize bakmaya mecburuz. Ölene kadar birbirimize bakacağız." diye konuştu.
- "Biz eski adamız. Şimdiki gençler gibi olamayız. Tabii gençlere bir şey söylesek tersinden anlıyor. Bize 'aklı yetmiyor' diyorlar. Ama biz 57 yıldır evliyiz. Evliliklerin uzun ömürlü olmasının sırrı, varına yoğuna ortak olmaktır. Aç gününde de tok gününde de beraber olmaktır. Bu beraberlik olmazsa da birlik olmaz. Birbirimizin her gününe katlanıyoruz. Zaten evlilik birbirine katlanmaktır."