18 yaşındaki genç ressam Ceydanur Sarraç, çizimleriyle pek çok duvarı renklendiriyor. “Resim yapmak, içime konulmuş bir histi” diyen Sarraç, “Sanat, benim için nefes almak demek” ifadelerini kullanıyor.
18 yaşındaki genç ressam Ceyda Nur Sarraç ile buluşmak için duvarlarını çizimleriyle renklendirdiği ve tablolarıyla süslediği Beyruha Derneği’ne gidiyorum. Derneğin girişinde Sarraç’ın duvara resmettiği bir pusula ilk dikkatimi çekiyor. Pusulada “Doğru yerdesin, doğru mekândasın ve yönünü Allah yolundan şaşırma” mesajı okuyorum. Pusulanın hemen yanında bir boy aynası ve etrafında küçük küçük tabloların yer aldığı ikinci tablo görüyorum. Tabloda Rahman Suresi’nden “O halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?” ayeti yer alıyor. Aynaya baktığımızda içi dönüşümüzü göstermek istediğini söyleyen Sarraç, “Şükret görüyorsun, şükret ayaktasın, şükret Allah’ın yardımıyla her şeyi başarabileceksin” diyor. Aynanın etrafında yer alan küçük tablolarda ise zeytin, balık gibi Allah’ın bizlere verdiği küçük nimetlere gönderme var. Ardından altın sarısıyla ihtişamlı Arapça Elif harfini duvarda görüyoruz. Sarraç, “Elif gibi dimdik ayakta dur. Çünkü bir şeyler göğüs gerdikçe kuvvetlenir, kuvvetlendikçe de büyür” diyor. Ardından hemen yan duvarda yine altın sarısıyla duvara işlenmiş bir dünya haritası görüyorum. Dünya haritasında da dünyaya açılıp, evrensel olmayı ve bir şeyleri başarma isteğini insanlara aşılamak istediğini söylüyor Sarraç. Kehf suresinin 13. ayetiyle “Onlar, Rablerine iman etmiş genç yiğitlerdi. Biz de onların hidayetlerini artırdık” yazısıyla bir kapı çizen Sarraç, “Bu çizimle bu dediklerimi yapanların o cennet kapısından içeri girebileceği mesajını vermek istedim” ifadelerini kullanıyor. Duvarı renklendirdiği son çiziminde ise Sarraç, gökyüzünde 86 tane kuşun yer aldığı Sultanahmet ile Ayasofya’yı resmetmiş. “Sultanahmet, Ayasofya’yı 86 yıl hasretle bekledi ve gelişini bembeyaz gelinlikli bir kız gibi karşılıyor. Her yılın hatrına bir kuş kondurdum. Semada 86 tane kuş var” diye açıklıyor. Akrilik boya, yağlı boya, sulu boya, karakalem gibi pek çok malzemeyle çalışan genç ressam Sarraç, şu ana kadar iki kişisel sergi açmış, iki de karma sergide yer almış.
13 yaşımda ilk tablomu sattım
Genç ressam Ceydanur Sarraç, “Resim yapmak, en başından beri ben bilmeden içime konulmuş bir histi” diyerek resim yolculuğunu tanımlıyor. Çocukluğundan bu yana sürekli resim yaptığını söyleyen Sarraç, ders defterlerinin, kitaplarının yanlarının resimlerle dolu olduğunu anlatıyor. 13 yaşındayken 31 tablo resmetmiş olan Sarraç, ortaokulda resim öğretmeninin çizimlerinin çok iyi olduğunu ve yetenekli olduğunu söylemesi üzerine öğretmeninin teşvikiyle İskenderun’da bir AVM’de ilk kişisel sergisini açmış. Sarraç, o günleri şu sözlerle anlatıyor: “13 yaşımda ilk sergimi açtığımda orada 31 tablom sergilenmişti. Çok heyecanlıydım. İnsanlar AVM’yi gezerken ‘Aa! 13 yaşında kız mı?’ diyorlardı. Kendimi çok mutlu hissetmiştim. İnsan emeğinin karşılığını alır ya o duygularla, o hisleri hissettim. Hatta 13 yaşımdaki ilk kişisel sergimde birisi bir tablomu satın aldı. Tablomun fiyatını sorduğunda ‘Ben fiyatları bilmiyorum’ dedim. Sema öğretmenime sordum. Öğretmenim 125 TL dememi istemişti. Alan kişi pazarlık yaptı. İlk tablomu 100 liraya satmıştım.”
Sanat benim için nefes demek
Resimle arasında kuvvetli bir bağ olduğunu anlatan Sarraç, “Sanat benim için nefes almak demek. Sanatla aramdaki bağ tamamen ayrılamaz bir bütün. Çünkü sanatla doğdum. Ceyda’dan sanatı alın hiçbir şey kalmaz” ifadelerini kullanıyor ve ekliyor: “Resim yaparken bütün hayata dur diyorum. Bir tabloya başlangıç yapıyorum ama aslında bir şeylerin bitişini yakalıyorum. Bendeki olan şeylerin bitişi mesela. Bazen sabırsızlığın, bazen de korkunun bitişi.” Resimlerini yaparken inancından beslendiğini dile getiren Sarraç, “Bismillah demek bile bana güç veriyor. Kendimi resimle motive edemediysem, o gün motive olamadıysam Kur’an açar dinlerim, öyle başlarım” diyor.
Normalde Hatay İskenderun’da yaşayan Sarraç, Sema öğretmeninin “Madem bu kadar güzel çiziyorsun, yeteneklisin. Güzel Sanatlar Lisesi’ne git” demesi üzerine tablolarında resmettiği, en büyük hayali ve arzusu olan İstanbul’a gelmiş. Sarraç, “İskenderun’da yaşarken lise başvuruları döneminde babama İstanbul’a gitmem gerektiğini, kendimi resim alanında geliştirmem gerektiğini söyledim fakat babam kabul etmedi. Daha sonra İskenderun’da bir okulu tercih ettikten sonra İstanbul’da bir okula nakil başvurusunda bulundum. Başvurum sonuçlandıktan sonra durumu babama anlattım. Fakat resim konusunda içimde büyük bir aşk vardı, bu alanda başarılı olmak istiyordum. Yetenekli hocalardan ders almamın tek yolu da İstanbul’a gelmemdi benim için” şeklinde o süreci aktarıyor. Güzel Sanatlar Lisesi’ne gidemese de İstanbul’da Tenzile Erdoğan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’nden mezun olan Sarraç, şu sıralar ise yetenek sınavına hazırlanarak Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’ne girmek istiyor.
Külliye’de tablom asılı
İlk kişisel sergisinin ardından 31 tablo yaptığı için kaymakamlığın ve ilçe müdürlüğünün kendisini ödüllendirdiğini söyleyen Sarraç, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, o zamanlar İskenderun’a gelecekti. Bana da ‘Cumhurbaşkanımız helikopterden indiğinde onu karşıla’ dediler. Ben de çiçek ve Ortaköy Camii’ni çizdiğim tablo takdim ettim. O tablom şu an külliyede asılı duruyor. O zamanlar küçüktüm ama gerçekten başarmak istiyordum ve Cumhurbaşkanımıza bir mektup da verdim” şeklinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaşadığı anısını anlatıyor.
İlhami Atalay dönüm noktam oldu
14 yaşında İlhami Atalay’ın kursuna başladığını ifade eden Sarraç, Atalay’la yaşadığı bir anısını şu sözlerle paylaşıyor: “Bir gün hocamla dersteydik o zaman 15 yaşındaydım. Bağlarbaşı’nda ikinci kişisel sergimi açmıştım. İlhami hocam, ‘Hataylı, seni tebrik ediyorum. Bu yaşta hiç vazgeçmeden bu yolda devam ediyorsun, bayrağı taşıyacak tek kişi sensin’ dedi. Daha sonra bu zamana kadar hiçbir öğrencisine böyle demediğini söyledi” “Atalay dönüm noktam oldu” diyen Sarraç, “Hayata olan bakış açımı değiştirdi” ifadelerini kullanıyor.