Şampiyonun hikayesi Oxford’da

Aybike Eroğlu
04:009/12/2019, Pazartesi
G: 9/12/2019, Pazartesi
Yeni Şafak
Hüseyin Zeki Ay
Hüseyin Zeki Ay

Daha iyi bir gelecek umuduyla doğup büyüdükleri topraklardan ayrılarak Avrupa’nın yolunu tutan Türk diasporasının yarım asrı aşkın göç hikayesi, fotoğraflarla anlatılacak.

Aralarında 1969 yılında Hollanda’nın Amsterdam şehrine işçi olarak giden Halil İbrahim Ay’ın Avrupa Kickboks Turnuvası’nda Hollanda adına yarışarak şampiyon olan oğlu Hüseyin Zeki Ay’ın da yer aldığı fotoğraflar, Memoirs in My Suitcase isimli sergide yer alacak. Yarın Oxford Üniversitesi Pitt Rivers Müzesi’nde açılacak sergi, 6 ay boyunca sanatseverlerin dikkatine sunulacak. Serginin küratörlüğünü ve tasarımını DiasporaTürk işbirliğinde İstanbul merkezli ALART üstlendi.

ÖTEKİLEŞTİRİLEN ŞAMPİYON!


Türklerin Avrupa macerasını konu alan Memoirs in My Suitcase sergisinin küratörlüğünü ve tasarımını DiasporaTürk işbirliğiyle İstanbul merkezli ALART yapacak. Birbirinden önemli fotoğrafların yer aldığı sergide en dikkat çekici hikaye ise Ay ailesine ait. 1969 yılında Hollanda’nın Amsterdam şehrine giden Halil İbrahim Ay, 1971 yılında eşi Arife ve en küçük çocukları Hüseyin Zeki’yi alarak Noord bölgesine yerleşti. Baba Ay ford fabrikasında çalışmaya başlarken, anne Arife Ay ise belediyeye ait yüzme salonunda temizlik görevlisi olarak işe girdi. Ailenin küçük oğlu Hüseyin Zeki, başlarda Hollandalı çocuklar tarafından pek kabul görmedi. O yıllarda ayrımcılığa maruz kalan küçük Hüseyin kendini spora verip, kick boks eğitimleri almaya başladı. Aradan geçen yıllar içinde profesyonelleşen küçük Hüseyin, genç yaşta Fransa’da düzenlenen Avrupa Kickboks Turnuvası’nda Hollanda adına yarışarak şampiyonluk elde etti. Hollanda medyası bu genç delikanlının o yıllarda göçmen bir ailenin çocuğu olmasına şaşırarak, hayatını mercek altına aldı. Anne Arife Ay’ın çalıştığı belediye tesisine giderek çekilen fotoğraf, bir simgeye dönüştü. Anne Arife Ay, hem çalışıp hem de şampiyon bir çocuk yetiştirdiği için o yıl ‘yılın annesi’ de seçildi.


  • Göçmenlerin kaderi değişmiyor
  • Sergide yer alacak fotoğraflardan biri de Turgay Düzen’e ait. 1976 yılında Almanya’da doğan ve bakım masrafları nedeniyle 40 günlükken Tekirdağ’daki teyzesine gönderilen Düzen, yıllarca teyzesini annesi zannederek büyüdü. İlkokulda yoklama sırasında soyadı farklılığı nedeniyle annesinin teyzesi olduğunu öğrenen Turgay Düzen yaşadıklarını şöyle anlattı: “7 Eylül 1988’de gerçek ailemle tanışmış oldum. İlk başlarda onlara ‘anne ve baba’ derken bir hayli zorlandım. Teyzem beni öz evladından ayırmamıştı. Almanya’daki ilkokul günümde ise beni iki sınıf geriye attılar dil bilmediğim için. Sınıftaki çocuklarda önlük olmaması çok tuhafıma gitmişti. Öğretmen sınıfa girince hemen ayağa kalktım. Diğer çocuklar gülmeye başladılar. Sonradan öğrendim ki Almanya’da böyle bir adet yokmuş. Yedi sene önce bugünlerde annemi kaybettim. Uçakta biz yukarıda, o uçağın alt kısmında tabutta memlekete giderken, ben de artık ülkeme temelli dönmeye karar verdim. Büyük oğlum Türkiye’de 7’nci sınıftan başladı okula. O günün akşamı bana bildik bir hikâye anlattı. Öğretmen sınıfa girince bütün çocuklar ayağa kalkmış, bizimki oturur vaziyette şaşkın şaşkın ne olduğunu anlamaya çalışırken, diğer çocuklar gülmeye başlamış. Ülkeler, şehirler, mekânlar farklı olsa da göçmenlerin kaderi pek değişmiyor” diye konuştu.
#Hüseyin Zeki Ay
#Memoirs in My Suitcase
#Sergi