Her çağda Ramazan sofraları ayrı bir özenle kurulurdu. Pazar yerlerinde ve evlerde bolluğun hakim olduğu bu ayda, bundan bin yıl önce de günler ibadet ve dayanışmayla geçiyordu. O günlerden bu yana hala sürdürdüğümüz ortak bir gelenek ise orucu hurma ve su ile açmak.
Eski zamanlarda Müslüman toplumların Ramazanları, bugün özlem duyduğumuz şenlikli ve huzurlu nice gün olarak karşımıza çıkıyor. Afrika’da Anadolu’ya İslam coğrafyasının tamamında ramazan, bütün bereketiyle 29 gün sürer. Eski zamanlarda Türkiye’de iftar ve sahurları az çok tahmin edebiliyor, peki büyük İslam coğrafyasında iftar ve sahur bundan binlerce yıl önce nasıldı, neler yeniyordu?
Bu sorunun cevabını sizler için kitaplarda aradım. Ne kadar eskiye gidersem gideyim, her çağda ramazan sofralarının aynı özenle kurulduğunu gördüm. Pazar yerlerinde ve evlerde bolluğun hakim olduğu bu ayda, bundan bin yıl önce de günler ibadet ve dayanışmayla geçiyor, akşamlarıysa deyişler dinlemek, sohbet ve ibadet etmek için insanlar bir araya geliyorlar.
MEYVE İLE ET PİŞİRMEK
Tıpkı Osmanlı mutfağında olduğu gibi Ortaçağ İslam mutfağında da et yemeklerini meyve ile pişirmek, erik, koruk, ekşi elma gibi şeylerin suyunu kullanarak yemeklere lezzet vermek yaygındı.
İftar sofralarında ortak alışkanlık, orucu hurma ve su ile açmak. Akdeniz kıyısındaki Müslüman ülkelerde olmazsa olmaz bir Ramazan yemeği zulabiyyadır.
Şimdi zulabiyya başta olmak üzere, ortaçağda Müslüman sofralarında bulunan bir kaç tarif paylaşalım. Sağlıklı ve mutlu bir hafta sonu dilerim. Hayırlı Ramazanlar.
ZULABİYYA
500 gram un
Bir fiske tuz
Bir çay kaşığı kabartma tozu
Bir yemek kaşığı mısır nişastası
Zerdeçal
Ilık su
Bir litre sıvı yağ
Yarım kg bal
BURAN
4 patlıcan
300 gram yağsız kıyma
Bir fiske tuz
Bir kase yoğurt
2 diş sarımsak
Bir su bardağı susam yağı
200 gram kuyruk yağı
Bir fiske kişniş
Bir fiske tarçın
Bir fiske kimyon
Su