Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu'nun oğlundan duygulandıran sözler: Mezarına gidip onunla sohbet edeceğim

10:2720/06/2020, Cumartesi
G: 20/06/2020, Cumartesi
DHA
Onur Taşçıoğlu, Babalar Günü'nde ilk kez babasız olduğunu söyledi.
Onur Taşçıoğlu, Babalar Günü'nde ilk kez babasız olduğunu söyledi.

Koronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden ilk sağlık çalışanı Prof.Dr. Cemil Taşçıoğlu'nun oğlu Onur Taşçıoğlu, Babalar Günü öncesi duygulandıran açıklamalarda bulundu. Babasız ilk babalar günü olduğunu belirten Taşçıoğlu, "Kolay değil, herhalde tüm gün boyunca her saniye geçmişte neler yaşadıklarımızı düşüneceğim. Her babalar gününde sabah ilk babamı arardım. Bu kez annemi arayacağım çünkü o da bana babalık yapmıştır. Zor olacak ama güçlü olmamız lazım. Herhalde telefon edeceğime, mezarına gidip onunla sohbet edeceğim" dedi.

Koronavirüs salgını nedeniyle hayatını kaybeden ilk sağlık çalışanı Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu, adeta salgınla mücadelenin sembolü oldu. Oğlu, Onur Taşçıoğlu onun için "Vefatı bile insanlara bir şeyler öğretti, herkes bu hastalığın ciddiyetinin farkına vardı" diyor. Dostları, öğrencileri ve hastaları tarafından çok sevilen Taşçıoğlu, 1 Nisan günü hayatını kaybettiğinde tüm Türkiye onun için saygı duruşunda bulundu. İsmi ise, Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yaşatılıyor. Oğlu Onur Taşçıoğlu, babasız geçireceği ilk babalar günü öncesi, babası Cemil Taşçıoğlu'nu anlattı.


"Tanıyan da tanımayan da babamı çok sevdi"

Babasının bu kadar seveni olduğunu tahmin edemeyeceğini ve çok şaşırdığını ifade eden Taşçıoğlu, "
Babamı 1 Nisan'da kaybettiğimiz zaman, daha doğrusu 1 Nisan'dan önceki o süreci yaşadığımız zaman ben de çok şaşırdım. Ben de babamın bu kadar seveni olduğunu tahmin etmiyordum. Fakat babamı tanıyan da, tanımayan da çok sevdi. Çünkü babam, hastalandığı gün çektiği videodaki doğallığıyla sevildi. Ki ben bunu babamın vefat ettiği iddiaları olunca istemiştim. İyi bir insan, bana göre zaten bakışlarından belli olur.
O hissiyatı, o sıcaklığı veren insan, onu belli eder. Onun sıcaklığından dolayı, o videodan sonra tanımayanlar da nasıl biri olduğunu anladı. Babam kendisine hep hedef koyan ve o hedefler için hep uğraşan bir insandı. Babam sadece hastalarına değil, biz evlatlarına, dostlarına mesaj vererek ve bir şeyler öğreterek hayatı göstermeye çalıştı. Hiçbir zaman şunu yap veya bunu yap demezdi. Her zaman bir mesaj yoluyla bunu anlatırdı ve o size sözden daha değerli gelirdi" dedi.


"O benim en sevdiğim öğretmenim"


Cemil Taşçıoğlu'nun öğrencileri tarafından neden bu kadar sevildiğini ise Taşçıoğlu, "
Babamın hastalığı ilk nüksettiği zaman ben İstanbul Tıp Fakültesi Öğrenci Birlikleri ile görüşmeye başladım. Kaldı ki ben onlara değil, onlar bana ulaştılar. O kadar üzgündüler ki, sanki elbirliği ile hocalarını kurtarmaya çalışıyorlardı. Bu sayede ben de de öğrencilerine karşı, babamın öğrencilerine karşı da ne kadar duygusal olduğunu anladım. Baktığınız zaman hoca kelimesi ya da doktor kelimesi insanlara biraz uzaktır. İnsanlara kaç tane hocanız, kaç tane doktor tanıdığınız var diye
sorduğunuz zaman insanın aklına bir iki kişi gelir.
Çünkü hoca veya doktorlar mesafeli gelebilir ya da insanlar onlara mesafeli durabilir. Babam öyle bir insandı ki, öğrencilerine karşı kesinlikle bir mesafesi yoktu
" diye anlattı.

"Keşke torunlarını görseydi"

Tek keşkem "Torunlarını daha fazla görseydi" diyen Taşçıoğlu, "
Büyük kızımla arası çok iyiydi. Küçük kızımla da iyiydi ama aralarında biraz utangaçlık sorunu vardı. Babamla alakalı keşkem hiçbir zaman olmadı ama şöyle dedim, 'Keşke torunlarını daha fazla görseydi' vefat ettikten sonra tabii kızlarım onu göremeyecek, onu tanıyamayacaklar, bu yaşta hatırlayabilecekler mi bilmiyorum. Fakat ben şuna çok sevindim, babam vefat etmeden önce yoğun bakımdayken telefonuna son fotoğrafları yüklemiş, en son hep onlara bakmak için.
Benim, ortanca ve en küçük kardeşimin fotoğrafları ile torunlarının fotoğraflarını yüklemiş. Ve sürekli onlara bakmış. Bu işte çok ince bir çizgi. Aslında benim, en duygulandığım noktalardan biri bu oldu. Çünkü iyi bir hoca ve ne olacağını bilmiyor. Belki de biliyor ve bizimle son konuşması biraz duygu yüklüydü. 'Ne olacağım belli olmaz' gibi konuşmuştu. Ve bunu bile bile, onların fotoğraflarına bakarak sonsuzluğa gitti diyelim. Bu yüzden, keşke torunlarıyla biraz daha fazla zaman geçirseydi. Ben bunu çok isterdim" ifadelerini kullandı.


Babasıyla son konuşmasını ise Taşçıoğlu, şöyle anlattı:

"
Salı günüydü koronavirüse yakalandığını öğrendiğimizde ve kötüye gidiş vardı. Çarşamba günü yoğun bakıma girdi. 'Kahvaltı yapmak istiyorum ve Onur bana iç çamaşırı gönderebilir mi?' dedi. O iç çamaşırı veya kahvaltısını istemesiyle dünyalar bizim oldu. Çok garip bir şey ama mutluluk vardı içimizde. Bir torba yaptık, babama iç çamaşırı koydum, içine fular koydum ve son olarak da babama bir mektup yazdım.
  • "Baba, bir an önce iyileş, seni sevdiğimi unutma, iyileş ve daha sık vakit geçirelim. Fuları gönderiyorum, öğrencilerinin karşısına fularsız çıkma' diye bir yazı yazdım. Asistanı babama bunu verdikten sonra babam beni aradı ve 'Oğlum mesajını aldım, çok teşekkür ederim. Ne olacağımız belli değil, kendinize iyi bakın' dedi ve son konuşmamız bu oldu. Annem, eşi ve torunlarıyla da konuştu"


"Cumhurbaşkanı Erdoğan ile konuşmamız 9 dakika sürdü"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın attığı twete verdiği yanıtın ardından, telefon açarak kendisiyle uzun bir konuşma yaptığını da anlatan Taşçıoğlu, "
Babam yoğun bakımdayken bir ilaç gerekti. Çin'den getirilen bir ilaç. Ama gümrükler, sınırlar kapalı. Dört koldan ulaşmaya çalıştık. Konsolosluklar, İstanbul Valisi yardımcı oldu, Sanayi Odası Başkanımız yardımcı oldu ve en son tabii Sağlık Bakanı ve Cumhurbaşkanımıza bu haber gitti. Sağ olsunlar çok hızlı bir şekilde gerekeni yaptılar ve sadece o ilaç için koca bir uçak ayarladılar. İki üç gün içinde de o ilacı Çin'den getirdiler. Önce İstanbul'a uğradı o uçak ve babama yetiştirildi, daha sonra Ankara'ya devam etti.
Benim bu kadar güçlü kalmamın nedenlerinden bir tanesi sayın valimizin, sayın Sağlık Bakanımız ve Cumhurbaşkanımızın yanımda olmaları. Bu çok önemli bir süreçti benim için. Bunun dışında tüm siyasi partilerden milletvekilleri ve üst düzey yetkililerin desteklerini hissettim.
Sayın Cumhurbaşkanımız benimle 9 dakika konuştu. Bunun sadece bir dakikası başsağlığı dileğiydi ama geriye kalan 8 dakika beni motive etti. Kendisine çok teşekkür ederim. Çok içten bir şekilde benimle sohbet etti. Sağlık bakanımız da aynı şekilde. Bu süreçte Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da aradı. Bunlar benim için çok önemli şeyler tabii, çok güzel şeyler
" dedi.

"Hastaneye adının verileceğini duyunca çok mutlu olduk"

Geçtiğimiz günlerde babasının adının verildiği hastaneyi ziyaret ettiğini söyleyen Taşçıoğlu, "
Hastaneye babamın adının verileceği haberini de Cumhurbaşkanımız verdi. Eşini aramış, "Okmeydanı hastanesine Cemil hocamızın adını verdim, yaklaşık 10 dakika sonra canlı yayında açıklayacağım" demiş. Bunun üzerine bana da bilgi geldi. Babamın adının hastaneye verileceğini duyar duymaz çok mutlu olduk, çok gurur duyduk. Babamın vefatı bana çok fazla farklı duyguyu yaşattı. Hüznü, mutluluğu, gururu. Herhalde bir insanın hayatı boyunca tatmadığı duyguları aynı anda tattım. Canlı yayında bunu açıkladığında da çok mutlu oldum. Arkasından Sağlık Bakanımız beni aradı, hastaneler hakkında bilgi verdi.
Babamın adının verildiği hastanede henüz resmi bir açılış yapılmadı. İnşallah resmi açılışta da beraber olacağız. Hastane de çok güzel bir hastane, belki çoğu özel hastaneden daha güzel. Ya da bana öyle geldi ama hakikaten çok güzel. İnşallah çok fazla gerek duyulmaz ama gerektiğinde de gurur duyabilecekleri bir isimle anılacak bir hastane." ifadelerini kullandı.
  • Babasız ilk babalar gününde babasının mezarına gideceğini sözlerine ekleyen Taşçıoğlu, "Babasız ilk babalar günüm. Kolay değil, herhalde tüm gün boyunca her saniye geçmişte neler yaşadıklarımızı düşüneceğim. Her babalar gününde sabah ilk babamı arardım. Bu kez herhalde annemi arayacağım çünkü o da bana babalık yapmıştır. Zor olacak ama güçlü olmamız lazım. Herhalde telefon edeceğime, mezarına gidip babamla orada sohbet edeceğim. Babam Fularıyla sembolleşti. Bir insanın fularıyla sembolleşmesi çok güzel. Babamı sevenler sosyal medyada bile o sembolü kullanmaya başladılar. Ben de mezarına giderken, daha üstümü bile giyinmeden ilk aldığım şey fular oldu. Onu unutamazdım. En son gittiğimde ıslanmıştı ama yerindeydi. O fuları hiçbir zaman çıkartmayacağız, ziyaretine gidenler de o fularla babamı hatırlamış olacaklar" dedi.

#Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu
#babalar günü
#sağlık çalışanı
#onur taşçoğlu