EDISYON:

Pota’da kendi hayatımı gördüm

Dilber Dural
00:0021/08/2022, Sunday
G: 20/08/2022, Saturday
Yeni Şafak
Alp Akar
Alp Akar

Yönetmen Ahmet Toklu’nun ilk uzun metrajlı filmi ‘’Pota’’ vizyonda. Filmde Ahmet karakterine can veren Alp Akar, “Küçükken dedem de evimizin yakınlarına bir pota kurmuştu ve potanın kenarları tıpkı filmdeki gibi dantelliydi. O yüzden kendimden bir şey bulduğum için Ahmet karakterini canlandırmak istedim” diyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenen, TRT Ortak yapımı, yönetmen Ahmet Toklu’nun senaristliğini de üstlendiği ilk uzun metrajlı filmi ‘’Pota’’ geçtiğimiz günlerde vizyona girdi. Yönetmen Ahmet Toklu’nun, doksanlı yıllarda kendi çocukluğundan yola çıkarak gerçek bir hikâyeyi beyaz perdeye yansıttığı film, sınıf farklılıklarını basketbol üzerinden ele alıyor. Yaşadıkları mahalleye basketbol potası kuran farklı kültür ve inanca sahip çocukların bir potada birleşmesini anlatan filmin başrolünü genç oyuncu Alp Akar’ın yanı sıra Bahar Hacıbektaşoğlu paylaşıyor. Filmde aynı zamanda Sibel Melek Arat, Egemen Almacı, Mert Erdoğdu, Mehmet Halil Çelik, Samet Sevtekin, Miraç Çelen, Özgür Dereli ve Burhan Yıldız rol aldı. Dünya prömiyerini 51. Giffoni Film Festivali’nde yapan, TRT ortak yapımı “Pota” filminde Ahmet karakterini canlandıran Alp Akar ile konuştuk. Akar, daha önce “Bizim Hikâye” dizisinde Fiko karakterine can vermiş ve “Sadakatsiz” dizisinde de Ali karakteriyle karşımıza çıkmıştı.

Pota filmi ikinci filmin ve başrolde Ahmet karakterini canlandırıyorsun. Öncelikle projeye nasıl dahil oldun? Neydi bu film için seni çeken, ikna eden?

Senaryoyu ilk okuduğumda çok cezbetmişti beni, çok hoşuma gitmişti. Ailemle birlikte okuduğumuzda da filmin çok eskilerde yaşanmış gerçek bir hikâye olması beni çok etkiledi. Filmin hikâyesi gerçekten çok cezbediciydi. Filmdeki gibi benim de bir arkadaş ortamım var ve ortamımız biraz benziyordu. Tıpkı filmde canlandırdığım Ahmet gibi, bir arkadaşım da bakkalda çalışıyor, çıraklık yapıyordu. Kendimden bir şey bulduğum için bu karakteri canlandırmak istedim. Ahmet karakterini canlandırdığım için de mutluyum. Aslında filmdeki gibi çok önceden evimizin altında bir merdiven vardı. Merdivenin arasında da boşluk vardı. Boşluğun oraya zamanında dedem bir pota yapmıştı. Aynı şekilde Ahmet abininki gibi bizim potamızın kenarlarında da danteller vardı. Mahalledeki arkadaşlarımla, kuzenlerimle birlikte hep birlikte oynuyorduk. Hatta şöyle bir tesadüf de oldu. Filmde birlikte oynadığımız Rıza karakterine can veren kişi gerçekte benim alt sokağımda oturuyor. Hiç tanımıyordum şans eseri evimin yakınlarında oturduğunu ve çok ortak arkadaşımız olduğunu öğrendim.

PES ETMEYEN BİRİ

Peki rolünü canlandırırken zorlandın mı?

Ahmet rolünü canlandırırken yönetmenimiz ve senaristimiz Ahmet Toklu çok yardımcı oldu. Onun sayesinde çok hızlı bir şekilde adapte oldum. O yüzden çok zorlandığımı söyleyemem.

nFilmde aslında daha küçük yaşlarda çok büyük sorumluluklar alan bir karakteri görüyoruz. Liderlik vasfı olan, her şeyi yönetebilen biri, mücadeleci ve pes etmeyen bir Ahmet var... Bir sınıf ayrımı olmasına rağmen imkânsızlıklar içinde kendi imkânlarını yaratabilen ve arkadaşlarını organize edip, mahalleye Pota kuruyorsunuz. Aynı durumu sen yaşasaydın öyle mücadele verir miydin? Gerçek hayatta Alp nasıl?

Evet, Ahmet gibi ben de gerçekte öyleyim. Kendi arkadaş ortamımda da yönetmeyi seviyorum. Gerçekte dik başlı olmasam da Ahmet benim için çok farklı bir karakter. Çünkü daha sonra kendimi izlediğimde duygulanıyordum. Yaşanmış bir hikâye olduğu için “bunlar benim başıma gelse ne yapardım?” diye düşünüyordum. O yüzden Ahmet’in kendini olgun hissetmesine ve dik başlı olmasına hak veriyorum ve evet ben de onun gibi mücadele verirdim. Gerçek hayatta benim de Ahmet gibi samimi bir hayatım ve ortamım var. Sabah kalkıp kahvaltı ettikten sonra ben de hemen dışarı çıkarım. Evde durmayı sevmiyorum. Dışarıda, mahallede ya da parkta arkadaşlarımla vakit geçiriyoruz. Parkta kolamızı, çekirdeğimizi alıp sohbet ediyoruz. Tıpkı Pota’da olduğu gibi.

İÇİMDE UKDE KALAN O AN

Seni etkileyen bir sahne var mı?

Son sahnede, asansörde Kezban’a duygularını söyleyeceği zaman söyleyememesi... O sahne çok ukde kalmıştı içimde. Hatta şu an yine aklıma gelince heyecanlandım.

nSenin basketbolla aran nasıl?

Basketbolla hiç aram yoktu. Ama sette çalışa çalışa oynaya oynaya kendimi geliştirdim. Bu filmden sonra basketbola biraz ilgim başladı aslında.

nKimi zaman sevimli bir rolde görüyoruz kimi zaman ise gıcık olduğumuz bir karakterde. Peki, dizilerde oynadığın karakterlerden sonra tepkilerle karşılaşıyor musun?

Çok karşılaşıyorum ama aslında bu durumdan eğleniyorum. Güzel bir şey bu benim için. Mesela biri diyor ki; “Ya ben seni sevmiyorum sana sinir oluyorum” diyor. Ben de “Benim bir suçum yok. Bana verilen senaryoda, verilen rolü canlandırıyorum” diyorum sonra gülüyoruz, eğleniyoruz. Aşırıya kaçmadıkça söylenenleri çok takmıyorum açıkcası.

#POTA

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.