
Minyatür sanatçısı Zaliha Erdoğan Peçe’nin güç ve çıkar ilişkilerini imgelerle resmettiği “Kusurlu Bağlantı” sergisi açıldı. Eserlerini eğitimini aldığı biyolojik unsurlar üzerinden tuvale aktaran sanatçı, “Paranın olduğu yerde sinekler çoğalır” fikrinden hareketle paranın gücünü sinekle niteledi. Bu bağlamda yaptığı Gazze tablosunda, paraşütle bırakılan insani yardım malzemelerini sineklerle resmetti.
Geleneksel Türk Sanatları ve minyatür alanında çalışmalar yapan Zaliha Erdoğan Peçe, İstanbul’daki ilk kişisel sergisi “Kusurlu Bağlantı”yla sanatseverlerle buluştu. Peçe, 28 Şubat döneminde yaşadığı zorlukları resmettiği eserlerini, Karaköy’deki Kurşunlu Han’da yer alan Arthan Sanat Galerisi’nde izleyicilerin beğenisine sundu. Eserlerini eğitimini aldığı biyolojik unsurlar üzerinden tuvale aktaran sanatçı, paranın gücünü sineklerle simgelediği Gazze tablosunun böyle ortaya çıktığını anlattı. Tabloda, havadan paraşütlerle bırakılan insani yardım malzemelerinin yerinde sinekler bulunuyor.

BİYOLOJİ SANATLA HARMANLANDI
Arthan’ın iki katına yerleşen serginin, ilk katında sanatçının ilk dönem eserleri görülüyor. Eserlerini eğitimini aldığı biyolojik unsurlar üzerinden tuvale aktaran sanatçı, renkli bir dünya resmediyor. Diğer katta ise karakalem çizilmiş sineklerin ağırlıkta olduğu tablolarla, bazen utancı bazen de düşmanı simgeliyor. Eserlerinin, içindeki başkaldırışı ve olumsuz hisleri aktaran bir araç olduğunu söyleyen sanatçı, Gazze üzerine yaptığı bir eserin de böyle ortaya çıktığını belirtti. Paranın olduğu yerde sinekler çoğalır diyen ve paranın gücünü sineklerle niteleyen Peçe, bu bağlamda yaptığı Gazze tablosunu, “İnsanların başına, aşağılayıcı bir şekilde erzakları paraşütlerle attıkları ve insanların şehit oldukları bir süreci yaşadık. Çok etkilenmiştim. Bunu nasıl üretime geçiririm diye düşünüp sinekleri koydum. Ama burada aslında umut da var. Onlar artık kimseyi yaralamasın diye, sinekleri gökyüzüne yolluyorum” sözleriyle anlattı.
İLİŞKİ BİÇİMLERİMİZİN KUSURUNA DİKKAT ÇEKTİ
İlişki biçimlerini eleştirel noktadan ele alan Peçe, çalışmalarında, sindirim sisteminin bir parçası olan villüslerin iyi olanın kabul edilip kötü olanı atığa çevirme özelliğini konu ediniyor. Bu şekilde, kötü düşünce ve huyları uzak tutan, dışlayan bir organizma olarak sunuyor. İnsanlar arasındaki bu kusurlu bağlantının sergiye isim olduğunu dile getiren Peçe, ilişkilerin sorununu “Dört ya da beş kişi bir araya gelince bir komün oluşturuyor. Bu komünlerde de muhakkak bir as üst ilişkisi oluyor. Bu yüzden ilk çalışmalarım villüslerle başladı. Varolan sistemi buna benzetiyorum. Sömürme, yeme, bitirme, faydacı, bireye değer vermeyen düzeni böyle anlattım. Çalıştığımız ortamlarda ya da arkadaş topluluklarında böyle durumlar oluşuyor maalesef. Bunları ele alarak bu çağa bir şey söylemek istiyorum” sözleriyle aktardı.
28 ŞUBAT’IN YARALARINI SANATLA IYILEŞTIRDI
İstanbul Üniversitesi Biyoloji bölümü mezunu olan sanatçı, okul biter bitmez bir ilaç fabrikasında çalışmaya başladı. Bu dönem yaşadığı manevi zorluklardan sanata sığınarak iyileşen Zaliha Erdoğan Peçe, sergiyle diğer insanlara da şifa olmak istediğini aktardı. Peçe, “Sistemin beni yuttuğunu hissettim. Biliyorsunuz, en büyük sermayemiz zaman ve zamanımın bir miktar para karşılığında satın alındığını hissettim. Para pek önemli değil ama manevi tatminin olmadığı yerde tükeniyorsunuz, ruhunuz da sömürülüyor adeta. Sonrasında sanatla yolum kesişti. Bu benim iyileşme hikâyem. Yaralarım üzerinde düşünüp kahretmektense güzel bir şeye dönüştürerek yüzyılın insanını da yaralandığı noktadan şifalandırsın istedim” dedi.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.