Oyunculuk oyun değildir

Abdulhamit Güler
00:005/06/2021, Cumartesi
G: 5/06/2021, Cumartesi
Yeni Şafak
Ayna
Ayna

Sinemada dil oluştururken ele alınması gereken en önemli başlıklardan biri oyunculuk. Doğumundan bugüne sinemanın kritik virajlarında oyunculuk da dönüşüm geçirdi. Hollywood’da ‘star sistemi’ varken, bağımsız sinemada amatör oyunculuk ciddi bir damar.

Sinemada dil oluştururken ele alınması gereken en önemli başlıklardan biri oyunculuktur. Fikir aşamasından itibaren filmin istikametine göre şekillenen ve bu istikameti belirleyen unsurlardan da biri kabul edilen oyunculuk, ticari sinemanın vitrini olmasının yanında bağımsız sinemanın da yöntem elementleri arasında.
‘Nasıl’ sorusu çerçevesinde tasarlanan film diline uygun oyuculuk, filmin başarısında başat yer tutuyor. Oyunculuğun sınırlarını ve yöntemini belirleyen şey elbette filmin (yani yönetmenin) tarzıdır. Büyük bütçeli ve gişeyi hedefleyen bir yapımın tercihleriyle esas yolculuğu festivaller olan filmlerin seçtikleri aynı olamaz.
Çünkü oyuncu, karakter üzerinden izleyiciye ulaştırılması gereken anlamın taşıyıcısıdır. Ve bu yük gişede farklı, festivalde farklı etki yapar.

SAHNEDEN PERDEYE OYUNCULUK

  • Oyunculuğun tarihine baktığımızda, ilk filmlerin belgesel niteliği olması hasebiyle oyunculuk barındırmadığını söyleyebiliriz. Sonrasındaysa tiyatronun etkisiyle filmlerde de sahne oyunculuğu göze çarpar.
    O dönem filmler de zaten tiyatro sahnesi gibidir. Dördüncü duvar yoktur. Sinemanın ilk döneminin önemli isimlerinden D.W. Griffith gün gelip de “Tiyatro sahnesi ile sinema perdesinde oyunculuk aynı olmamalı” dedikten sonra işler değişmeye başlar.
    Özellikle sesin sinemaya dahil olduğu 1927 sonrasında oyunculuk meselesi farklı yol alır.

Sinemanın ilk dönemindeki tiyatro etkisi, sinema tarihi boyunca kendisini hissettiren bir unsurdur. Senaryo, karakter, sahneleme/mizansen gibi birçok unsur tiyatro ile sinema arasındaki ortak nüanslar olduğundan, oyunculuk noktasındaki geçişkenlik de devam eder.
Özellikle ticari sinemada hala sahne oyunculuğunun etkisi vardır. Tiyatroda ‘büyük oynamak’ dediğimiz mesele söz konusudur. Zira en öndeki izleyici de, en sondaki de sizi görmeli/işitmeli ve anlamalı. Bu yüzden ‘büyük oynamalısınız’. Oysa sinemada bütün izleyiciler oyuncu ile aynı mesafededir. Oyunu ve duyguyu iletmek için büyütmenize gerek yoktur.
Kimi oyuncuların sinemaya bir türlü yakışmamasının ya da irrite etmesinin sebeplerinden biri budur. Ancak tiyatro sahnesinin, sinema oyunculuğunu besleyen en önemli damar olduğunu da söylemek gerekir. Birçok ünlü sima, sinema oyunculuğunun yanında tiyatro da yapmaktadır. Haluk Bilginer’den Öykü Karayel’e, Nicolas Cage’den Nicole Kidman’a sinema perdesinde şöhret yapan oyuncular sahneyi de bırakmamaktadır.

OYUNCU OLMAYAN OYUNCULAR

  • Oyunculuğun disiplinel bir alan olması ve eğitim/öğretim sürecine tabi tutulması genel tavırdır. Özellikle tiyatro etkisi bunu getirir. Ancak dünyada özellikle son yarım asırda oyuncu olmayan oyuncuların boy gösterdiği ve yöntemi belirleyen unsur olduğu yaklaşım da söz konusudur
    . Özellikle ‘gerçekçi sinema’ çerçevesinde gösterilen filmlerin ‘nasıl’ sorusuna oyunculuk bağlamında verdikleri cevap bu minvaldedir. Bahsi geçen yaklaşımın fikir babalarından biri sinema kuramcısı Siegfried Kracaue’dir. Ona göre sinema belgesele yakın olmalı ve bu gerçekçiliği yakalamanın unsurlarından biri amatör oyunculardır.
    İtalyan Yeni Gerçekçilik akımının simge filmi olan Bisiklet Hırsızları (1948) bunun ilk örneklerindendir. Filmdeki oyuncuların neredeyse tamamı amatördür. Zira kuramsal olarak ortaya konan iddianın korunabilmesi için gereklidir.
Yakın dönem sinemada amatör oyuncu unsurunn en bariz şekilde görüldüğü ülke ise İran’dır. Abbas Kiarüstemi, Muhsin Mahmelbaf, Bahman Gobadi ve Cafer Penahi gibi isimlerin başı çektiği yönetmenler, filmlerinin birçoğunda amatörlere yer vermiştir.
Zira film dilinin tutarlılığı açısından buna ihtiyaç vardır. Kiarüstemi’nin Arkadaşın Evi Nerede, Gobadi’nin Kaplumbağalar da Uçar filmlerindeki gibi çok sayıda filmin başrolleri amatördür. Çünkü minimalist ve gerçekçi sinemanın şartı olarak bunu görmüşlerdir.
Elbette profesyonel oyuncularla da çokça çalışırlar. Ancak tercihleri noktasında ihtiyaç duyduklarında halen amatörlerle çalışılmaktadır.
  • Çok geniş bir konu olan ve sayfalarca değerlendirme gerektiren oyunculuk konusunu somut örnekler üzerinden yorumlamaya devam edelim.
    Özellikle oyunculukları ve oyuncuyu konumlandırdıkları yer bakımından adını anmamız gereken filmler ve yönetmenler var. Bunların başında Abbas Kiarüsretmi geliyor.
    10 isimli filmi ve Şirin adındaki yapımının, oyuncunun kim olmadığı, filmdeki yerinin ‘ne’liği noktasında yeniden yorumlayıcı ve yıkıcı etkisi vardır. 10’da tamamen amatör oyuncular, Şirin’de ise uluslararası şöhreti olan oyuncular yer alır.
Oyunculuk söz konusu olduğunda Japon yönetmen Yasujiro Ozu’nun filmlerini ve daimi oyuncusu Setsuko Hara’yı anmadan geçemem.
Sadece Ozu ile çalışan Hara, yönetmenin yöntemi için biçilmiş kaftan olarak filmlerde boy gösterir.
Gelenek ile modernizm arasındaki sancılı geçişte saflığı ve doğallığı simgeleyen Hara, Ozu sonrası oyunculuğu bırakır.

HOLLYWOOD’DA MİLYONLARCA DOLAR KONUŞUYOR

  • Oyunculuk dediğimiz mesele Hollywood’da pazarlama unsuru olarak kullanılır. Bağımsız sinemada olmadığı şekliyle oyucunun filmlerde gücü vardır. ‘Star sistemi’ denen ve filmin en belirgin özelliğini meşhur oyuncu ile belirleyen manzarada yönetmenin adını kimse bilmezken filmler oyuncular ile anılır. Bütçeler de bunu gösterir. Bugün dünyanın tanıdığı yıldızlar, film bütçelerinin beşte birine ulaşan miktarlarda kaşe alır. Örneğin Tom Cruise 30 milyon, Brad Bitt 25 milyon, Jennifer Lawrence 20 milyon dolar ortalama ile rol alıyor. Hollywood’un dev endüstrisi içerisinde anlaşılır bir durum. Zira filmlerin bütçeleri de 100 ila 300 milyon dolar arasında değişiyor. Gişe hasılatları ise film bütçelerinin en az iki katı oluyor. Kuramsal da yaklaşılsa, ticari de değerlendirilse oyunculuk, sinemada en önemli başlıklardan biri. Bağımsız sinemada meşhur oyuncu ile amatör kişinin rol alması arasında fazla fark yoktur. Önemli olan canlandırılan karakterin filmin anlam ve duygu iddiasında beklenen yeri doldurmasıdır. Oysa ticari sinemada en iyi oyunculuk bile sergilense, yıldız yoksa film başarılı olamaz. Çünkü filmin hedefi gişedir. Filmin bütün unsurlarında olduğu gibi oyunculuk başlığında da fikir aşamasında başlayan yolculuğa uygun kararlar verip uygulamak gerekir. Oyunculuk meselesine de böyle bakmak elzemdir.
#Oyunculuk
#Oyun
#Sinema
#Hollywood