Okumadan dümen kırmak

Yeni Şafak
04:0020/06/2017, Salı
G: 20/06/2017, Salı
Yeni Şafak
Gündem
Gündem

Yaşayan en büyük edebiyatçılar arasında gösterilen Ursula K. Le Guin’in notlarından oluşan “Dümeni Yaratıcılığa Kırmak” Hep Kitap’tan çıktı. Le Guin, hevesli yazarlara kelimelerin rotasını işaret ediyor ancak önce okumak gerektiğini atlıyor.

ZEKİ DURSUN

Türk toplumu yazıya ne zaman geçti desek? Birileri bana ezberi bir şekilde, Türkler 8. yüzyıldan beri yazıyorlar, diyecek olursa size tavsiyem o birilerinin yanından hemen ışık hızıyla uzaklaşın. Neden mi? Kastımın yazılı kültür oluşturmak olduğu aşikar. Yazılı kültür için de yazılı ortam gerekli. Bugün için yazlı ortam imkanları, yeterince fazla. Ama bir problem ile karşı karşıyayız: “Yazı dayatması”. Hatta bir adım daha ileri götürecek olursak “görsel şiddet”. Yazılı ve görsel bir şiddete maruz kalmış durumdayız bugün. Neden mi? Okumadan yazdığımızdan olsa gerek. İlk yazılı çoklu ortam bağlamında gazete, okuma’sı zayıf bir toplumun içine doğdu. Yazmak bizim için yeni bir şey. Yepyeni aşaması aşıldı ama yeni de bir “şey”.

YAZMAMAK ERDEMDİR

Yazmakla ilgili bütün teoriler, bu “şey”den başlıyor. Batı toplumu için anlamlı “şey”in ne olduğunu anlatmak. Çünkü Batı toplumu yazı kültür üzerinden iletişim kurabilen bir birliktelik. Ursula K. Le Guin’in Dümeni Yaratıcılığa Kırmak adlı çevirisini okurken yazmanın “şey”sinin Türkçe karşılığını düşündüm. Türkçede yazmak “şey”si nedir?

Birilerinin, yazmak meraklısına, “Okumadan yazmak mümkün değildir”i bağırarak söylemesi lazım. Bir de okumasına rağmen yazamayanlar var. Ama çok okuyup hiç yazamayanlar “hal”lerini bildikleri için yazma “şey”sinden uzak duruyorlar. Gayet erdemli bir davranış. Asıl sorun hiç okumayıp ya da az okuyup da yazma “şey”sini elde etmek isteyenler.

Bütün bu olumsuz duruma rağmen yazma “şey”sinin bir ustaya ihtiyaç duyduğu kanaatini de hem taşıyorum hem de koruyorum. Le Guin de kitabının zihninde yazma “şey”si olanlara yönelik olduğunu söylüyor. Bir yazı “şey”si çalışma kitabı hazırlamış. Düşüncelerini alıştırmalarla pekiştirmeye çalışmış. Bir hikaye kurgusu için 8 ara başlık belirlemiş. Alıştırmaları da güzel fakat kitapla ilgili aklımda iki eleştiri beliriyor: 1- Kitap yazılı kültürün bir ürünü. Bizim gibi yazıyı geç tanımış bir toplum için “herkes hikaye edebilir” demek ne kadar gerçekçi? 2- Kitap çevirmenine ve kitap editörüne itirazlarım var özellikle alıştırma bölümleri için. Le Guin, bu çalışmayı İngilizce yazan bir toplum için hazırladığı için verdiği örnekler İngiliz okurun bildiği ve İngilizcenin etkisini gösterdiği metinler. Elbette zaten okuyan biri bu metinlerden haberdar olmak zorunda ama alıştırmalardaki vurguların İngilizce düşünce kurgusu ile yapılmış olması, yazarın anlatmak istediklerini belirsizleştiriyor. Bu yüzden olsa gerek çevirmen de bazı yerlerde dipnot ile açıklama yapmak zorunda kalmış. Yeterli mi? Yeterli değil. Madem bir çeviri olacak üzerinde biraz daha çalışmak gerekirdi. Le Guin’in İngilizce kurduğu kurgu sisteminin Türkçe metinler üzerinden verilmesi daha anlamlı olurdu.

Kitabın bir faydası şu bence: Le Guin gibi bilim kurguda meşhur olmuş, bugün Türkçe’ye Yerdeniz Serisi, Karanlığın Sol Eli, Mülksüzler ve Sürgün Gezegeni gibi kitapları çevrilmiş bir yazarın kurgu dünyasını anlamak bakımından önemli. Kitabı, bilimkurgu severler, Ursula’nın kitaplarındaki kurguyu yakalamak isteyenler için tavsiye ederim. Bir daha başa dönelim: Okumadan yazarın “şey”si anlaşılmaz.


• • •

Dümeni Yaratıcılığa Kırmak

Ursula K. Le Guin

Hep Kitap

Nisan 2017

144 sayfa

#Türk toplumu
#Okumak
#Kitap