Dayanamadım yazayım dedim ki laf dolanmasın, ne demek istemişiz anlaşılsın. Şimdi bu ne diyeceksiniz? Bu mahkeme kararı, yani benim özel hayatımı, yani namahremimi 'gazetecilik' adı altında resmen röntgencilik mantığıyla ifşa etmenin devlet mahkemeleri tarafından üç magazin gazetesinin cezalandırıldığının belgesi.
Sevgili Cengiz, evet dediğin gibi Başbakanlık makamına bir yazı yazdım o dönem ama bu yazı sadece şahsımı ilgilendiren bir yazı değil, gazetecilik adı altında magazinin adının değiştirilerek teröre dönüştüğünü, 'Ünlü olmazsan yırtamazsın, bunun için de yapacağın her şey makbuldür' mantığının toplumda oluşturacağı, hatta oluşturduğu tahribatları, mahkemelerde kazanılan davaların sonuçlarının asla caydırıcı olmadığını, 'En fazla öderiz üç-beş bin lira, yine göndeririz paparazzilerimizi, istediğimizi istediğimiz gibi gösteririz'in kabul edilebilir olmadığını anlatan bir yazıydı, bir serzenişti ve asla siyasi bir bakış açısı yoktu.
Sevgili Cengiz, uzun bir süredir ben işimi, sen de işini yaparken bazen aynı şeyleri, bazen başka şeyleri savunduk ama ömrüm boyunca mesela bana, senin çok sevdiğim ailenin, eşinin, mesela bizimle aynı yerde tatil yaparken hiç istemediğin fotoğraflarının çekilip iğrenç bir şekilde servis edilmesini basın özgürlüğü olarak anlamam. Kaldı ki, zaten üstteki belgede, kanun da benim mantığımı destekliyor. Artık önce bilgi, sonra fikir demenin zamanı gelmedi mi sence mesela bir şeyler söylerken ya da 'Allah inşallah o çok sevdiğim çocuklarını oyuncu yapar' demeye devam mı edeyim?'