Erzurum'u işgal eden Rusların 1916 yılında Rusya'ya götürdükleri 9 alay sancağının geri alınmasıyla ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a geçtiğimiz hafta bir rapor sunuldu. Erdoğan, esir sancakların geri alınması için gerekli yazışmaları yapacağını söylerken raporu hazırlayan tarih araştırmacısı Alparslan Kotan, Hermitage Müzesi’nin bodrum katındaki depolarda saklanan sancaklar için "Bir ülke için hele ki Türk milleti için sancak namus demek. Onları esaretten kurtarıp ait oldukları topraklara getirmeliyiz" diyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın geçtiğimiz hafta Erzurum'a gerçekleştirdiği ziyaretinde dikkat çeken bir konu oldu. 1916 yılında Erzurum'da gerçekleşen Rus işgali sırasında ele geçirilen 9 sancağımızın şehre geri getirilmesi için Erdoğan'a Erzurum Valisi tarafından bir rapor sunuldu. Cumhurbaşkanı'nın da ilgi duyup gerekli çalışmaları başlatacağı sancaklar konusunda raporu hazırlayan tarih araştırmacısı Alparslan Kotan ile bir araya geldik. Uzun bir süredir kaybolan sancaklar üzerine araştırmalar yapan Kotan, "Bir ülke için hele ki Türk milleti için sancak namus demek. Onları esaretten kurtarıp ait oldukları topraklara getirmeliyiz" diyor.
Erzurum tarihi üzerine çalışırken mecburen gittiğiniz bir nokta var: Rus işgalleri. Erzurum üç defa Rus işgaline uğramış. İlk işgal 1829'da olmuş. Meşhur Rus yazarı Alexandre Puşkin’de bu işgal sırasında Rus ordusunda görevli olarak Erzurum’a gelmiş. Erzurum’un tarihi şehir surlarının ilk tahribatı bu işgal sırasında ve sonrasında olmuştur. 1854'de Erzurum direkten dönmüş. 93 Harbi’nde ise (1877-78'de) Ruslar Erzurum'a girmişler ama daha sonra Berlin Antlaşması neticesinde Erzurum’u boşaltmak zorunda kalmışlar. 16 Şubat 1916 tarihi ise Rusların Erzurum’u son işgalleri. Bu işgal Rusların 1917 Ekim Devrimi sonrasında savaş bölgelerinden geri çekilmeleri Erzurum’da Ermeni işgaline dönüşmüş ve 12 Mart 1918 tarihinde Kâzım Karabekir komutasındaki Türk ordusunun Erzurum’u yeniden Türk topraklarına katmasına değin sürmüş.
Tarihi toplarımıza da sahip çıkamamışız
Evet… Ruslar Erzurum’dan giderken getirdikleri çok sayıda topu bırakıyorlar. Bu topların bir bölümü daha sonra mandalarla çekilerek Batı Cephesi’ne götürülmüş. Kalan toplar ise Menderes Hükümeti tarafından hurda olarak İtalya’ya satılmış. Rahmetli İbrahim Hakkı Konyalı’nın gayretiyle kurtarılan tarihi topların bir bölümü Askeri Müzelere götürülerek kurtarılmış. Tarihi toplarımıza da sahip çıkamamışız yani…
Bu konuda Erzurum Tarih Derneği Başkanı Doç. Dr. Ali Kurt’un aktardığı bilgiye göre 1960’lı yılların sonlarına doğru rahmetli Prof. Dr. Fahrettin Kırzıoğlu’nun bir girişimi olmuş. Kırzıoğlu’nun Türkiye’ye gelen önemli bir Rus devlet heyetine Erzurum’dan götürülen tarihi eserlerin iadesini talep etmişler. Ama bu girişimden herhangi bir sonuç alınamamış.
NEYİ YAĞMALAYACAKLARINI BİLİYORLAR
Bu işgalleri incelediğimizde karşımıza çıkan acı bir hakikat var. Kültür ve sanat eserlerimiz ciddi şekilde yağma edilmiş. Mezar taşlarımız sökülerek yol yapımında kullanılmış Ruslar tarafından… Ermeniler ise kırmadıkları mezar taşlarımızı daha ziyade nişan tahtası olarak kullanmışlar. İstanbul başta olmak üzere Anadolu’nun her bölgesinde tarihi mezar taşlarımıza çok ciddi tecavüzler olmuştur. Halen de olmaktadır.
Mesela tarihte şu an Erzurum'da olmayan bir Paşa Sarayı var. Ruslar 1828'de geldiklerinde bu sarayı tamamen yağma ediyor. Bu saraydaki ve şehirdeki el yazması kitapları, hat levhalarını, tarihi kitabeleri, şehrin o dönemine ait resmi arşivlerini, Erzurum şeriye sicillerini, diğer etnografik zenginliklerimizi adeta talan ediyorlar. Bu yağmalama tabii ki bilinçli. Neyi alacaklarını çok iyi biliyorlar.
1828’deki ilk yağmadan sonra 93 Harbi sonrasında Rusya’nın konsolosu olarak Erzurum’da bulunan Alexandre Jaba isimli kişi Erzurum ve havalisinden çok sayıda yazma eser toplamış ve bu yazmaları daha sonra British Museum’a satmış. British Museum tarafından 1888 yılında yayımlanan The Turkish Manuscripte isimli katalog işte bu Jaba’nın Erzurum’dan götürerek İngilizlere sattığı yazma eserlere aittir. Rusların Erzurum’dan götürdüğü el yazmaları sadece Jaba’nın sattıklarından ibaret değildir tabi ki… Üç işgal sırasında da çok sayıda el yazması eserimiz maalesef Ruslar tarafından götürülmüştür.
SANCAKLAR BAŞ AŞAĞI EDİLMİŞ
9 Sancak 1916’daki son işgal sırasında ele geçiriliyor. Sancaklar Erzurum’a ilk giren Rus komutanı Konief komutasındaki bir askeri birlik tarafından önce Tiflis’e götürülüyor. Burada sokaklarda halka teşhir ediliyor. Daha sonra Petersburg'a götürülerek Rus Çarı’na sunuluyor. Petersburg sokaklarında dolaştırılıyor. Falih Rıfkı Atay 1930 yılında Hakimiyeti Milliye Gazetesi’nde yazdığı bir yazıda, Rusya ziyareti sırasında okuduğu dönemin Fransız elçisinin hatıralarında Erzurum’daki sancakları buradaki sarayın girişinde gördüğünü yazdığını belirtiyor. Ayrıca Rusların dünya basınına servis ettikleri bir fotoğrafta da Erzurum’da Rus Grandük’ünün geçiş yaptığı bir sırada sancakların dik olarak değil başları yere paralel şekilde tutulduğunu görüyoruz. Bu şekilde sancakları Grandük’e selamlatmışlar.
Sancakların ele geçirilmesi öyle bir propaganda havası estiriyor ki, Rusya’nın yanı sıra diğer müttefik devletler de bu hadiseden pay kapma yarışına giriyorlar. Mesela İngilizler, Erzurum'un Ruslar tarafından ele geçirilmesinde pay sahibi olduklarını söylemişler. Bunun için John Buchon isimli bir yazara (Green Montle) Doğu'daki Sır isminde bir roman bile yazdırıyorlar.
Propaganda yarışında Fransızlar da İngilizlerden geri durmamışlar. O döneme ait Le Miroir, Le Guerra, L’illustration, Lecho De Paris gibi birçok Fransız gazetesinde Erzurum’un Rusların eline geçmesine dair çok sayıda propaganda amaçlı fotoğraf ve yazı görebilirsiniz.
ERZURUM İÇİN PROJE YAZDIK
Geçen sene kış sayısında Beyazşehir Palandöken Dergisi’nde, derginin editörü sayın Naci Elmalı Bey’le birlikte bir yazı kaleme aldık. Yazımız Erzurum’un kurtuluşunun 100. yıl dönümünün daha etkin bir şekilde nasıl anılabileceğine dairdi. Bu amaçla Naci Elmalı Bey’le birlikte yüze yakın proje hazırladık. Ancak bunların elli tanesini yayınladık dergide. Bu projelerin 3 tanesi ana projeydi... Diğerleri tali projelerdi…
Ana projelerin ilki 12 Mart 2018 günü bir milyon Erzurumluyu tarihi şehir surlarının hattında kolkola geçirerek bir araya getirmekti. İkinci olarak 1916 Rus işgali sırasında Azerbeycan'dan gelerek Doğu Anadolu bölgesine ve Erzurum’a unutulmaz yardımlar yapan Bakü Müslüman Cemiyeti Hayriyesi’nin temsilcileri Seyidov ve arkadaşlarının hatıralarını yaşatmak için görkemli bir Kardaş Kömeği Anıtı ve Türkiye-Azerbaycan Dostluk Parkı açılmasını düşündük. Üçüncü projemiz ise Rusların götürdüğü sancaklarımızla ilgiliydi.
Maalesef… Dergi sayfalarında kaldı diyebiliriz. Geçtiğimiz 12 Mart öncesinde Erzurum Valiliği’nden bizimle irtibata geçen arkadaşlarımıza bu yazıyı gönderdik. Erzurum Valisi sayın Seyfettin Yazıcı’nın sancaklarla ilgili çok hassasiyet gösterdi ve Erzurum Teknik Üniversitesi Tarih Bölümü’nden Prof. Dr. Murat Küçükuğurlu ile birlikte hazırladığımız raporu Erzurum ziyareti sırasında sayın Cumhurbaşkanı’na arz etti. Bir ülke için hele ki Türk milleti için sancak namus demek. Onları esaretten kurtarıp ait oldukları topraklara getirmeliyiz.
- Esaret sona erecek
- Sancaklar şu an nerede?
- Sancaklar yüzde 99 Hermitage Müzesi’nde… En güncel ve sahih bilgiyi Azerbaycan Devlet Pedagoji Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Minehanım Nuriyeva Tekleli’den almıştım. Özellikle Rusya’nın bütün Türk coğrafyasından topladığı kültürel eserler konusunda uzmanlardan. Tekleli bu sancakların müzenin bodrum katındaki depolarında olduğunu belirtiyor.
- Peki sancaklar geri gelebilecek mi?
- Konu sayın Erzurum Vali’sinin hassasiyetiyle, sayın Cumhurbaşkanı’na intikal etti… Bize aktarıldığı kadarıyla kendisi konuyla çok ilgilenmiş ve sayın Vali’ye gerekli yazışmaların yapılacağını söylemiş. Dolayısıyla hem sancaklarımızın, hem şeriye sicillerimizin, anahtarlarımızın, yazma eserlerimizin ülkemize geri getirilmesini istiyoruz. Devletimiz bu hususta ilk adımı atmıştır. Bundan sonrasını da aynı hassasiyetle getireceğine inanıyoruz