Türk dünyasının büyük yazarlarından Cengiz Aytmatov, doğumunun 90. yılında çeşitli etkinliklerle anılıyor. Kültür AŞ’ tarafındandüzenlenen programda her yönüyle ele alınan Aytmatov’un eserleriyle nesillere büyük bir hazine bıraktığı dile getirildi.
Kırgızistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu öncülüğünde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Kültür AŞ destekleriyle düzenlenen “Doğumunun 90. yılında Cengiz Aytmatov” programı Topkapı’daki Türk Dünyası Kültür Mahallesi’nde gerçekleşti.
Programda Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Yayınları’nca Prof. Dr. Hasan Bahar ve Dr. Shurubu Kaynah editörlüğünde hazırlanan “Suların Sırrını Ödünçleyen Adam, Cengiz Aytmatov’a Armağan” adlı kitabın tanıtımı yapıldı. Yazarın 90. doğum günü anısına hazırlanan çalışmada Türk dünyasından 50 akademisyen, Aytmatov dünyasını ve eserlerini bilimsel çerçevede değerlendirdi. Özgün dillerinde yazılan makalelerde Aytmatov eserlerinde tabiat ve çevre algısı, çocuk, kadın ve aşk, Beyaz Gemi’nin çevirisi üzerine tespitler, Aytmatov romanlarında mankurtlaşma gibi konulara yer verildi.
BOZKURT’UN ULU ÇINARI
Açılış konuşmasını yapan Kültür AŞ Genel Müdürü Kemal Kaptaner, “Bozkırın Ulu Çınarı diye hakikaten kendisi için güzel bir benzetme yapmışlar. Ulu çınar ağaçları da yüzyıllarca dallarını çok geniş bir alana yayar. Rahmetli Aytmatov da eserindeki mesajını tüm dünyaya duyurmayı başarmış” dedi. Türk Konseyi Kırgızistan Temsilcisi Yıldız Uzakova ise Aytmaov’un devlet adamlığı yönüne değinerek “Bir diplomat olarak tüm dünyaya barış, sevgi ve saygı mesajlarını empoze etmiştir” diye konuştu.
BİZE IŞIK TUTACAK
İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Shurubu Kayhan ise “Aymatov’un Kitaplarının İnsanlar Üzerindeki Etkisi” başlıklı bir konuşma yaptı. Yazarın Beyaz Gemi başta olmak üzere birçok eserinde bilinçaltındaki hayatını yansıttığını kaydeden Kahyan, “Aytmatov, yazılarıyla nesillere çok büyük yatırımlar yapmış ve paha biçilemez hazineler bırakmıştır” dedi. Yazarın en büyük hedefinin Türk birliği olduğuna dikkat çeken Kayhan şöyle konuştu: “O tüm Türk halklarının en iyi temsilcisidir. Tatar anne ve Kırgız babanın oğludur. Ama diğer Türk halklarından da çok şeyler anlatır. Tüm eserlerinde de bunun mesajını vermişti. O dönemde bunu anlayamamış olabiliriz. Ama o bugünleri görmüş ve hissetmiş.”
Köklerinizi kurutmayın
Aytmatov’un ölmeden önce yayımlanan son romanı Dağlar Devrildiğinde’nin çevirmeni Güzel Sarıbaş ise yazarın çeviri konusundaki hassasiyetine değindi. Sarıbaş şunları kaydetti: “Her çeviriyi beğenmezdi. Bazen ben böyle söylemedim neden bu noktaya vurgu yapıyorlar derdi. Dağlar Devrildiğinde romanının ben tek başıma eseri çevirdim. Yayımlandığı zaman ‘Aytmatov’un son eseri’ diye konuşulmuştu.Havaalanında vedalaşırken neden herkes son eseri diyor yeni eseri dese olmaz mı demişti. Ve gerçekten hem son eseri hem son ziyareti oldu. Bize hep hangi ülkede yaşıyorsan onun dilini öğren, hangi toprakta bulunuyorsan onun dilinde konuş ama sakın mankurtlaşma ve nereden geldiğini unutma kökünü kurutma nasihatinde bulunurdu.”