İslam sanatı eserlerinin değerlenmesi ve yatırım aracı olarak kullanılması amacıyla kurulan Goldframer müzayede sistemi tanıtıldı. Geliştirilen parçalı müzayede sistemi, eserlerin 1-5 yıl arasında bir koleksiyoner tarafından satın alınmasını hedefliyor.
İslam sanatının dünya üzerinde yeterince tanınmaması ve kısıtlı temsili, bu eserlerin hem değerinin düşük kalması hem de yatırım aracı olarak kullanılmasının önüne geçiyor. Yerli girişim Macellan firmasının alt markası Goldframer Müzayede Evi bu sorunu aşmak, İslam sanatı eserlerini ve sanatçılarını dünyaya duyurmak ve değerini artırmak için kuruldu. Dün Fişekhane’de Türkiye lansmanını gerçekleştiren marka, ilk parçalı müzayedesini de yaptı. Goldframer, geliştirdiği parçalı müzayede sistemiyle kişilerin sanat yatırımı yapmalarına olanak sağlayacak. Sanatçıdan satın aldığı eseri, belirli bir ücret karşılığında parça halinde satışa çıkaracak müzayede evi, eserlerin 1-5 yıl arasında bir koleksiyoner tarafından satın alınmasını hedefliyor. Beklenen satış yapıldıktan sonra elde edilen kazanç ise pay sahipleriyle paylaşılacak.
ESERLER GÜVENLİ DEPODA SAKLANIYOR
Tanıtım toplantısına Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu, Ebruzen Hikmet Barutçugil, Hattat Mustafa Cemil Efe, Macellan Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Sarı, başta olmak üzere çok sayıda sanatsever katıldı. Goldframer Kurucu Ortağı ve Genel Müdür Melih Turan Müzehhibe eşi sayesinde İslam Sanatlarını yakından öğrendiğini, ABD’de gördüğü sanat girişimlerinden yola çıkarak markayı kurduklarını belirtti. Turan, Goldframer’ın nasıl işlediğini anlattığı konuşmasında eserleri sanatçıdan satın aldıktan sonra dileyenin dilediği kadar para ödeyerek eserin bir kısmına sahip olduğunu aktardı. Parçalı müzayede dedikleri bu sistemde eserlerin nasıl seçildiğini anlatan Turan, “Sanat Yatırım Komitemiz eserleri doğrudan seçiyor. Doğrudan sanatkâr ile temasa geçerek talep ediyoruz. Yönetim onayladıktan sonra satışa sunuyoruz” dedi. Eserleri sanatçıdan satın aldıktan sonra güvenli depolarda sakladıklarını ifade eden Turan, yaptıklarının sanat eserinin değerini artırmak olduğunu vurguladı.
İSLAM SANATLARININ KATMA DEĞERİ YOK
Konuşmaların ardından İstanbul Antika Sanat’ın kurucusu Mustafa Çebi’nin katıldığı bir panel düzenlendi. Çebi panelde ülkemizdeki koleksiyonerliği değerlendirerek, İslam Sanatının katma değeri olmadığını, bu girişimin sanat piyasasında öncü olacağını söyledi. Sanatçılardan Ebruzen Hikmet Barutçugil İslam sanatıyla ilgili yanlış düşüncelerin düzeltilmesi için Goldframer’in yaptığının önemli olduğunu belirtti. Markanın diğer sanatçısı Hattat Mustafa Cemil Efe satışa sunulan Taha eserini Filistin başta olmak üzere dünya üzerinde zulüm gören Müslümanlar için hazırladığını ifade etti. Program sonunda Hikmet Barutçugil, Hattatlar Nuria Garcia Masip ve Mustafa Cemil Efe’nin toplam dört eseri parçalı müzayedeyle satışa sunuldu. Efe’nin “Taha” çalışması günler öncesinden 10 bin dolara satılırken; “Sır” hattı, Barutçugil’in “Sevr Mağarası” ve Masip’in “Hu” isimli dörtlü eserin payları goldframer.com/art-sales adresinden satın alınacak.