Türkiye Yazarlar Birliği Erzincan Şubesi, usta hikâyeci Mustafa Kutlu’yu ağırladı. Yazdıklarının yerli ve milli olduğunu belirten Kutlu, "Roman bizim kültürümüzde ve geleneğimizde yoktur. Şiir ve hikâye vardır. Onun için roman yazmaya hiç heveslenmedim." diye konuştu.
Türkiye Yazarlar Birliği Erzincan Şubesi, usta hikâyeci Mustafa Kutlu’yu ağırladı. Kendisi de Erzincanlı olan Kutlu, geçen hafta memleketinde yaptığı konuşmasında hikâye yazmayı tercih etme sebepleri üzerinde durdu. Yazdıklarının yerli ve milli olduğunu belirten Kutlu, yerli ve milli tabirinin patentinin de kendisine ait olduğunu söyleyerek şunları ekledi: “Ben bunu yıllardır hem söylüyor hem de yazıyorum. Yerli ve milli konularda yazdıklarımda insanlar kendilerini bulabiliyor. Bu ise kitaplarımı cazip hale getiriyor. Benim hikâyelerimin temel kaynağı Kur’an’da geçen kıssalardır. Kıssalar önemli olmasaydı Cenab-ı Hak kıssalardan bahseder miydi? Ben de o yüzden kendimi hikâyeye verdim. Roman bizim kültürümüzde ve geleneğimizde yoktur. Şiir ve hikâye vardır. Onun için roman yazmaya hiç heveslenmedim. Futbolda bir terim vardır, ‘Dar alanda kısa paslaşmalar’ diye. Ben hikâyede dar alanda bunu yapıyorum.”
İYİ KİTABI BULMAK ZOR
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte yazan çizen insanların çoğaldığını söyleyen Mustafa Kutlu, bu çokluğun içerisinde iyiyi bulmanın da zorlaştığını ifade etti. Kutlu, “Yüz kitap arasından beş adet kitabı seçebilirsiniz. Ama binlerce kitap arasından beş kitabı seçmek oldukça zordur. Bu yüzden okunabilir kitabı bulabilmek de zorlaştı. Kitaptan para kazanmak da zordur. Türkiye’de kitaptan para kazanan yazar bir elin parmakları kadardır” dedi.