Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi, Pladis ve GODIVA Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, kişisel sitesinde 'Bakü dünya metropolü olmuş' başlıklı yeni yazısını yayımladı. Ülker, Bakü'nün son zamanlarda çok geliştiğini belirterek gezisini okurlarına aktardı.
Bugün Bakü GOYA’sından söz edeceğim. Baştan söyleyeyim oldukça eğlenceli ve öğretici geçti. Bakü çok değişmiş, çok gelişmiş. Çok şaşırttı beni… Bu arada ISSF World Championship’i izledim. Dünyaca ünlü atıcımız, olimpiyat şampiyonasına da katılan, dünya şampiyonluğu dahil birçok madalyası olan Oğuzhan Tüzün’de bu müsabakalarda var, ben de gençliğinden beri sponsoru idim.
Atıcılık benim de ilgi alanımda, gençken daha yoğun ilgilendiğim bir spor dalıdır. Hatta Texas’tan aldığım “1000yarda Vuruş Eğitimi” neticesinde sertifika almıştım. Hani meslek edinsem olurdu. Bence iyi bir koleksiyonum var. Bu ilgi babamdan yadigardır bana, hani çocukken bayramda el öper, harçlık alırdık, ben yıllarca biriktirip bunları bir havalı tüfek (air gun) almıştım kendime. Ben atıcılık sporunun hele doğal arazi şartları ile birleşince çok eğitici olduğunu düşünüyorum; bilhassa anında, acil, isabetli, yerinde karar vermek ve azmü sebat sahibi, tutkulu, dayanıklı, sabırlı olmak hususlarında pek eğitici olduğunu düşünüyorum. Bakalım Bakü Goyada daha neler olmuş?
Bakü (Azerice: Bakı), Azerbaycan’ın, Hazar İç Denizi’nin batı kıyısında yer alan başkenti. Kafkasya’nın en büyük şehri, en önemli kültür ve ticaret merkezidir. Ülkenin en doğusundaki ve en önemli sanayi, ticaret ve kültür merkezi olmanın yanı sıra bir liman kenti olarak da önemlidir. Şehirde yaşayanların büyük çoğunluğunu Azerbaycanlılar oluşturur (https://tr.wikipedia.org/wiki/Bak%C3%BC)
Bakü’ye yıllar evvel gitmiştim. Pek maceralı bir seyahatim olmuştu; birkaç yılda bir kar yağar Bakü’ye o gün de kar yağmıştı. Hatta ben erken saatte Türk Havayolları uçuşuyla İstanbul’a döndükten sonra da sel basmış, havaalanı kapanmıştı… Bu tanışma hikayemden yıllar sonra bir arkadaşımın daveti üzerine, benim de özel merakım olan atıcılık spor müsabakası ISSF World Championship’i izlemeye gittim. Baştan söyleyeyim bu sefer Bakü ile buluşmamız iyi havada keyifli geçti. Bakü çok değişmiş.
Bakü havaalanı yani şehre varış noktası ve müsabakanın yapıldığı tesisler herkes üzerinde fevkalade iyi bir intiba bırakıyor. Bilhassa ISSF Başkanı bunu bizzat dile getirdi. Bizler de çok etkilendik.
Dünyaca ünlü atıcımız, olimpiyat ve dünya şampiyonluğu dahil birçok madalyası olan (https://tr.wikipedia.org/wiki/O%C4%9Fuzhan_T%C3%BCz%C3%BCn) Oğuzhan Tüzün de bu müsabakalarda yer alıyor,
ben gençliğinde sponsoruydum. Atıcılık kulağa korkutucu gelebiliyor, serseri kurşunlarla ölen masum insanların öyküleri, silahla işlenen cinayetler, sivil silahsızlanmaya gündemdeyken, ancak bu ve türevi etkinliklerin, silah merakının spor yoluyla regüle ve disipline edilmesine faydalı olabileceği kanaatindeyim. Bir şeyi korkup, yasaklamaktansa insanları doğruya yönlendirerek eğitmenin daha doğru olduğuna inananlardanım. Bu konuda size kısaca bugünkü dünyada doğru ve başarılı bir örnek vereyim: İsviçre! Bu küçük ülkede değil kadınları kimse birbirini öldürmüyor ama neredeyse herkes silahlı; İsviçre’de askerlik zorunlu ve hayatınızda defalarca ilerleyen yaşlarda bile tekrar askeri eğitim alabiliyorsunuz ve rütbe de kazanıyorsunuz, bu genelde sosyal/iş hayatındaki seviyeniz ile orantılı imiş. İlk zorunlu askerlikten terhis olan neredeyse herkes silahlarını evlerinde muhafaza ediyor ve tekrarlanan eğitime bu silahları ile katılıyor. Daha fazla bilgi için linkler burada.
Türkiye – Azerbaycan, “Bir Millet İki Devlet” tıpkı Churchil’in Amerikalılar için latifesi gibi, Farklı Dil Konuşan Tek Millet demişti. Umarım aziz Azerbaycan Halkı ile dostluğumuz ve müşterekliğimiz artarak devam eder. Bakü hakikaten çok gelişmiş premium bir şehir olmuş, (https://tr.wikipedia.org/wiki/Azerbaycan) gezdik, beğendik.
Ama neredeyse tüm Türk illeri gibi bu topraklarda şehitlerimizin kanıyla sulanmış. Hatta yakın geçmişte bu topraklarda yaşanmış acıların izlerini gördük. Bakü’nün kalbinde şehitler yatıyor. Mesela; Ruslara karşı halk ayaklanması ve iki Karabağ savaşı var. (https://tr.wikipedia.org/wiki/Birinci_Da%C4%9Fl%C4%B1k_Karaba%C4%9F_Sava%C5%9F%C4%B1; https://tr.wikipedia.org/wiki/2020_Da%C4%9Fl%C4%B1k_Karaba%C4%9F_Sava%C5%9F%C4%B1), Boraltan Köprüsü olayı var.
(https://tr.wikipedia.org/wiki/Boraltan_K%C3%B6pr%C3%BCs%C3%BC_Olay%C4%B1) Niye bu topraklarda yaşayan insanlar düşman olmuş birbirine diye düşünmeden edemiyor insan.
Bakü Türk Şehitliği ve Anıtı ziyaret ettik. 1999’da açılmış bu meydan, anıt ve şehitlik, Şehitler Hiyabanı olarak isimlendirilmiş. Bakü Muharebesi’nde ölen Osmanlı askerlerini anmak için inşa edilmiş. Şehitlerin isim levhalarından oluşan bir sokak, bir cami ve bir anıt bulunuyor.
Bakü Şehitlik Camii Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) tarafından 1996’da yaptırılan ve Türk şehitliği’nin de içinde bulunduğu Şehitler Hiyabanı’nın yanı başında bulunuyor.
Ben sıla yani akraba ziyareti ve Goya da yaptım. Beni şaşırtan Bakü’nün ne kadar hızlı geliştiği şehrin imarının tamamen nasıl değiştiği oldu. Dünya metropolleri klasmanında bir şehir haline gelmiş.
Haydar Aliyev Kültür Merkezi’nden de bahsetmek gerek sanırım. Kültür merkezi adını 1969-2003 yılları arasında Azerbaycan’ın kurucu liderliğini yapmış Haydar Aliyev’den alıyor. 2007 yılında düzenlenen bir yarışmanın ardından Zaha Hadid tarafından tasarlanmış (https://www.arkitektuel.com/haydar-aliyev-kultur-merkezi/).
Söylentiye göre binanın tasarımı Haydar Aliyev’in üç boyutlu imzasından ilham alınarak yapılmış. Zaha Hadid’in son döneminin en iddialı eserlerinden biri olan bu binanın girişinde iftiharımız Ahmet Güneştekin’in eseri bulunuyor (https://www.arttv.com.tr/yazi/ahmet-gunestekinin-basyaptlar-zaha-hadid-imzal-haydar-aliyev-muzesinde-arttvnews.)
Surların içindeki eski Bakü aynen muhafaza edilmiş. Saffet Emre Tonguç “Eski ve yeninin kavuştuğu şehir: Bakü” başlıklı yazısında şehrin bu yönünü güzel özetlemiş. Merak edenler için linkini ekliyorum. (https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/saffet-emre-tonguc/eski-ve-yeninin-kavustugu-sehir-baku-41850648)
Ben bu ziyaretimde Fairmont Otel’de kaldım. Restoranda gördüğüm eser oldukça ilgi çekiciydi. İran minyatürlerine modern çağ sanatçılarının yorumu… Yani eski minyatür sanatı kullanılarak modern resim nasıl yapılır, neler ihtiva edebilir konusuna güzel bir örnek. Baktığın zaman; bir şeyler kutlayan insanlar, öte tarafta daha modern görünümlü akordeon çalanlar. Modern binalara balkondan bakan biri, eski giyimli insanlar.
Yemekler çok güzel bizimkiler gibi değişik ama otantik… (https://www.nefisyemektarifleri.com/blog/azerbaycan-yemekleri-kardes-ulkeden-mudavimi-olacaginiz-12-lezzet/.) Mekanların isimleri ise oldukça tanıdık .
Şu videodan da anlaşılacağı üzere Ülker markamızda raflarda yerini almış bulunuyor. Pazar payına layık şekilde.
Ben Bakü’yü çok sevdim. Herhalde bundan sonra Bakü’ye uğramak benim ajandamda yer alacak. Niçin sizler de arada bir varmayasınız Bakü’ye.