Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi, Pladis ve GODIVA Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, bu kez rolleri değiştirdi ve röportaj yaptı. Ülker, Penta Teknoloji Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu üyesi Mürsel Özçelik ile Elektronik/dijitalin dönüşümünü ele aldığı röportajını kişisel internet sitesinde okurlarına aktardı.
Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi, Pladis ve GODIVA Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, röportajını kişisel internet sitesinde paylaştı.
Öncelikle ikiz olarak doğduğum için anne karnında biz kavramı benim için oluşmaya başladı. Sonrasında altı çocuklu bir ailenin en büyük erkek çocuğu olmam, küçük yaşta, henüz 7-8 yaşlarımda, babamın atölyesinde marangoz-mobilyacı çırağı olarak çalışmaya başlamam, babam ve ailem ile beraber biz kavramını oturttu. 11-12 yaşlarında iyi bir marangoz kalfası (ustası) olmam ve okul hayatındaki özellikle matematik ve fen derslerindeki başarım özgüven anlamında beni çok besledi. Yoksul ama çalışkan bir ailenin parçası olmam ve hayatta sahip olduklarımıza şükretmek ve sahip olmadıklarımıza haset etmemek, kafayı yormamak bunun yerine sadece çalışmak ve başarılı olmak bugünkü kişiliğimin oluşmasında çok büyük katkı sağladı.
Bireysel mutluluğun biz olabilmekten ve paylaşmaktan geçtiğine inanan biriyim. Yalansız bir yaşamın güven ve sadakati oluşturan en önemli bileşen olduğunu düşünüyorum. İnsanlara ilk tanıdığımda tam puan veririm. Yaşadıklarım ve gördüklerim ile puanlar değişebilir. Kısacası bende bu hayatta kim ne yaparsa kendine yapar kültürü vardır. İyilik yapan da kötülük yapan da kendine yapar, kendi kazanır ya da kaybeder. Bu düşüncede olmam belki de çevremde benzer düşündeki insanların çoğalmasını sağladı.
Çevremde özellikle gençlerin eğitim hayatı ile ilgilenmek, onlara destek vermek ve şirketin genç çalışanları ile özel sohbetler yapmak bana çok iyi bir mola oluyor. Ayrıca müşteri ziyaretleri ve toplantılar da mola kıvamında oluyor. Görevim ve yaşım itibari ile gün içerisinde işleri her ne kadar yakın takip etsem de eskisi kadar yoğun bir gündemim olmayabiliyor, bu anlamda üst yönetimin güçlü olması hayatımı çok kolaylaştırıyor.
Son yıllarda üst yönetimi güçlendirmeye ve yetkinliği yüksek arkadaşları konumlandırmaya önem verdim ve planlamalarımı da hep buna göre yaptım. Son dönemde yaptığımız yönetim değişikliği ile murahhas aza olmam benim için önemli bir karar oldu; çünkü uzun yıllardır tecrübeye sahip olduğum bir sektörde artık gündelik işlerin yoğunluğundan kendimi bir nebze dışarıya çıkartabildim ve son yıllarda yetkinliğe sahip insanları yetiştirmiş olmak da bana önemli bir zaman serbestisi getirdi. Şimdi zamanımı daha çok şirketi temelden etkileyecek, şirkete önemli katkı sağlayacak gerek finansal konularla ilgili gerek müşteri ve tedarikçi tarafında ve asıl önemlisi teknoloji tarafında çalışanlarımızın ve üst yönetimin hayatını kolaylaştıracak şekilde yönlendirmeye ayırıyorum ve planlamamı buna göre yapıyorum. Bunun formülü yaptığımız işleri diğer kadrolara aktararak doğru delegasyonu sağlamak, işin içeriğine uygun insan yetiştirmek ve insanların bu işleri gerçekten yapabileceğinden emin olmak.
İnovasyon yönetim bakış açısıyla iki şekilde oluyor; işi bizzat yapanların işi daha iyi yapmak adına ürettikleri fikirlerde kapsayıcı ve destekleyici olarak. Böylece operasyonları yürüten çalışanların işini ve sorunlarını daha iyi anlayabiliyor, sürece katkıda bulunabiliyor ve zaman zaman da daha üstten bir bakış açısıyla çözümler sunabiliyoruz. Teknoloji dünyasının sağladığı fırsat ve kolaylıkları işlerimiz ile en uyumlu şekilde kullanmak temel felsefimiz. Bu da süreci yöneten ve teknolojiyi üreten insanları aynı yerde konumlandırmaktan geçer. Geçmişimin mühendisliğe dayanıyor olması, uzun yıllardır Bilişim Sektörü’nde yer almanın getirmiş olduğu bilgi birikimimin ve tecrübemin olması ve şirketin kurucusu ve uzun yıllar süresince yöneticisi konumunda olmamdan dolayı burada işin her detayına girecek şekilde değil ancak önemli gördüğüm alanlara müdahale edecek şekilde kendimi konumlandırıyorum. Detaylara inmek değil ama işin gidişatında sorunlar gördüğümde konuları doğru alanlara yönlendirmek ve insanların işini hızlandırmak ve verimliliği artırmak olarak söyleyebilirim.
Öncelikle lider kişinin olmazsa olmaz özelliği dürüstlüğü ve güvenilirliğidir. Lider mutlaka tutarlı olmalıdır. Esasında bu konu beyaz bir yüzeyde en ufak bir lekenin dahi fark edilmesine benzer, o beyazlığın devamlılığını sağlamaya gereken önemi vermek gerekir. Bu yüzden öncelikle iyi bir liderin insani konularda zaafı olmamalı ya da bunu göstermemelidir. Tutkulu olmalı, çalışkan olmalı ve çalışanları gönülden yönetebilmelidir. Kurallar var ise çekinceleri ile açıklayabilmeli, çalışanlardan gelen bu çekinceyi bertaraf edecek uygulamalara ve gerekirse bazı kuralları kaldırmaya açık olmalıdır. Sadece iş odaklı olmak iyi bir liderlik olmayabiliyor. Dolayısı ile başarı odağından sapmadan duyguları yönetebilmek ve çalışanlar ile empati yapabilmenin iyi bir liderlik özelliği olduğunu düşünmekteyim.
Öncelikle içinde bulunduğumuz sektör ve deneyimlerimiz teknolojiyi en iyi şekilde kullanmamıza katkı sağlıyor. Bu konuda şanslıyız. Her şeyden önce Penta Teknoloji, işini çok iyi yapmaya çalışırken çalışanların sağlığını ve esenliğini önceliklendiren, kişilere değer veren ve bunu hissettiren bir kültüre sahip. Penta Teknoloji’nin değerleri de zaten bütün söylediklerimi destekler. Etik, çeşitlilik ve kapsayıcılık, güven, başarı ve en önemlisi insan odaklılık.
Biz Penta Teknoloji’yi kurarken aslında sadece bir şirket değil, Türkiye’yi teknolojiyle buluşturma hayalimizi inşa ediyorduk. Vizyonumuz, iş ortaklarımızın daha güçlü ve rekabetçi olmasına destek olmak, bu yolculukta birlikte büyümek. Yani, sadece bir teknoloji dağıtıcısı olmak değil, Türkiye’nin lider ve katma değerli teknoloji dağıtıcısı olmak istiyoruz.
Misyonumuz da bu vizyonu gerçekleştirmek için neler yaptığımızı anlatıyor. Biz, teknolojiye sadece iş olarak bakmıyoruz. Onu bir değer olarak görüyoruz ve bu değeri en iyi şekilde sunabilmek için yenilikçi çözümler geliştiriyoruz. İş ortaklarımızın verimliliğini artırırken, onların iş süreçlerini daha etkili hale getiriyoruz. Bu da tüm paydaşlarımız için anlamlı bir yolculuk. Tüketicilerimize en iyi teknolojiyi sunarken, çalışanlarımızla da Türkiye’yi dönüştürme motivasyonumuzu paylaşıyoruz.
Bu bizim için bir işten öte, bir misyon, bir hayal. Ve bu hayali birlikte gerçekleştirmekten büyük heyecan duyuyoruz.
Her şeyden önce bu bir bitmeyen yolculuk zaman zaman belli bir olgunluğa gelindiğinde yavaşlayabilir. Ancak teknoloji çok hızla değişip geliştiği için bizim de teknolojinin yeni sunulan imkanlarından faydalanarak Penta Teknoloji’yi ileri taşımak ve iş ortaklarımıza daha iyi sürdürülebilir hizmet vermek amacı ile teknoloji altyapımızı sürekli yenileme ve geliştirme ihtiyacımız oluyor. 8-10 senede bir ise köklü değişikliklere gitmek gerekebiliyor.
Dünyadaki rakiplerimize baktığımızda zaman zaman biz önde oluyoruz, zaman zaman ise rakipler öne geçebiliyor. Ancak şu anda hem rakipler hem dünyadaki diğer dağıtıcılar arasında iyi durumda olduğumuzu söyleyebiliriz. Gelişmiş ülkelerde BT yatırımlarının ülkemizden çok daha fazla olduğunu görüyoruz.
Dönüşümün başarılı olmasında iş süreçlerini doğru anlayıp çalışanların ve müşterimizin işini kolaylaştıracak, basitleştirecek ve hatasız işlem yapmasını sağlayacak sistemler kurulması en önemlisi. Müşterilerimizin bizim onlara sağladığımız portalden işlerini yürütürken yaşadıkları deneyim ve bizlere verdiği geri bildirimler rakipler ile olan farkımızı ortaya koyuyor. Sonuçta sade ve çözüm odaklı dijitalleşme ve müşterilerin işini basitçe sağlıklı bir şekilde yönetebilmesi bu anlamda temel başarı kriteri.
CEO’ların mühendis ya da finansçılardan tercih edilmesi analitik düşünme, finans bilgisi, sonuç ve çözüm odaklı olmalarından kaynaklanıyor. Farklı disiplin eğitimi alınmış olsa da matematik yeteneği iyiyse, tutkulu ve lider bir kişiliğe sahipse neden olmasın.
CEO’larda minimum 15-20 yıl iş tecrübesi şart olmalı. Eğer çok zeki ve yetenekli ise bu süre bir miktar kısalabilir. İş yerinde dinamizm ve tecrübeden faydalanmak için yaş dağılımı önemli, sadece belirli bir yaş grubunun istihdamını çeşitlilik ve kapsayıcılık açısından da sağlıklı bulmuyorum. Organizasyon dengeli olmalı ve her yaştan çalışanı içinde barındırmalı. Bazı gençler başarıları ile içeride yükselmeli ve örnek olmalı.
Her yaş grubu öncelikle empati yaparak diğer yaş grubunu ya da diğer bireyleri anlamalı ve hoşgörü ile karşılamalı, yargılamaktan kaçınmalı. Bu anlamda şirket kültürümüzün oldukça destekleyici olduğunu düşünüyorum.
İnsan Kaynakları birimimiz her sene yetenek yönetimi kapsamında kişisel ve mesleki gelişim için birçok eğitim gerçekleştirmektedir. Bunun yanı sıra yüksek lisans yapanlara iş zamanında yardımcı olunmaktadır. Yeter ki çalışanlarımız kendini geliştirme gayretinde olsun. İngilizceden liderlik eğitimlerine, iş güvenliğinden finansal okur yazarlık eğitimine kadar çalışanlarımıza sunduğumuz birçok eğitim mevcut.
İcra ekibinden ziyade yönetim kurulunun bir üyesi olduğum için bu soruya cevap vermemem daha uygun olacaktır, diyen Mürsel bey ısrarım üzerine sözlerine şöyle devam etti:
Penta Teknoloji 1990 yılında üniversite arkadaşlarımla beraber kurduğumuz ve bir start-up olarak hayata başlamış bir şirket. O dönemde bir start-up’ı yönetmek; sınırlı kaynaklarla büyük hedeflere ulaşmaya çalışmak anlamına geliyordu. Hızla değişen teknoloji dünyasında ayakta kalabilmek için esnek ve yenilikçi olmak zorundaydık. Ancak bu zorluklar, aynı zamanda bize dayanıklılık, yaratıcı problem çözme yetenekleri ve işimizi tutkuyla büyütme motivasyonu kazandırdı. Yıllar içinde büyüyen bir şirket olarak da başarının sadece rakamlardan ibaret olmadığını ve kurumsal yönetişimin de kritik öneme sahip olduğunu daha iyi anladık.
Yıldız Holding’in bünyesine katıldıktan sonra ise bir şirketin yönetim kurulunda -karar mekanizmasının içinde- yer almanın yanı sıra bu kurulun farklı disiplinlerde profesyonel kişileri barındırmasının şirketlerin başarısında kritik bir öneme sahip olduğunu gözlemledim. Her disiplinin kendine özgü bir bakış açısı, bilgi birikimi ve deneyimi vardır. Bu çeşitlilik, yönetim kurulunun karar alma süreçlerinde daha kapsamlı ve dengeli değerlendirmeler yapabilmesini sağlar. Dolayısıyla yönetim kurulunun bir şirketin sürdürülebilir başarısını destekleyen, denetleyici ve en önemlisi bilgi birikimi ve tecrübeleriyle rehberlik sağlayan kritik bir yapı olarak öne çıktığını düşünüyorum.
Bu şirketi kurarken ve Penta Teknoloji bu noktaya gelene kadarki süreçte teknolojiyi yakinen takip etmeye başladım ve her zaman bunun uygulamalarını yaptım. Bugün şirketimizde bu konuda öncü oldum. Yapay zekâ çok önemli bir gelişme, önümüzdeki yıllarda gerek verimliliğin artırılması gerek yeni ürünlerin geliştirilmesini desteklemesi adına önemli katkılarda bulunacak. Şu anda benim düşüncem verimliliğin artırılması yönünde kullanıldığı şeklinde. Tekrar eden süreçlerin daha verimli bir şekilde yapılması konusunda bir yararı olduğunu görüyorum ama gelecek dönemde kullanımının farklı alanlara da genişleyeceğini düşünüyorum.
Bu işi kurduğumdan beri her aşamada yeni teknolojilerin uygulanmasını destekledim ve sektörümüzde öncü olmak adına sürekli yenilikler, farklılıklar yapmaya gayret ettim. Bunlardan bir tanesi olan ve başarılı bir şekilde uygulanan Türkiye’nin ilk B2B e-ticaret sitesi olan Bayinet’i 1997 yılında hayata geçirdik. O günden bugüne ise dijitalleşme yolculuğumuz durmadı, aksine hep gelişerek devam etti. Yapay zekâ ile ilgili de şirketin üst yönetimine birçok yönlendirmeler yaptım ve bunlar şu anda şirketimizde vücut bulmaya başladı. Satış tahminlemesi, robotik süreçlerin uygulanması gibi konuları bunlar arasında sayabilirim.
Yüksek faiz, enflasyon ve daha istikrarlı kur, faaliyet giderlerini diğer şirketlerde olduğu gibi bizde de artırmakta. Önümüzdeki yıllarda faaliyet giderlerinin dolar bazında artacağını tahmin ediyoruz ama son dönemde uygulanan politikaların başarılı olması ile birlikte 2025 yılında işlerimizin bu alanda daha da büyüyeceğini öngörüyoruz. Daha önce yaşanan ekonomik yavaşlamalarda dövizde dalgalanmaların olması işlerimizin keskin bir şekilde düşmesine sebep oldu ama takip eden dönemde kuvvetli bir şekilde yükseldi, dolayısıyla bu gibi hareketleri önümüzdeki dönemde tekrar göreceğiz. Her ne kadar bu yıl işlerde sakin bir gidişat olsa ve büyümeler belirli alanlarda sınırlı kalacak olsa da gelecek yıl işimizde genel olarak büyüme olacağını düşünüyoruz. Gelecek yılın ikinci yarısında özellikle şirketlerin işletme sermayesine olan ihtiyaçlarının artacağını öngörüyorum. Bu yüzden şirketlerin şimdiden bu alanlarda çalışmaya başlaması kritik önem taşıyor. Diğer taraftan enflasyonist ortamda çalışanların da bundan önemli ölçüde etkilendiğini görüyoruz. Bu yüzden bu konulara da dikkat etmek gerekecektir.