Muharrem ayı ve aşure

Ramazan Bingöl
00:002/11/2014, Pazar
G: 1/11/2014, Cumartesi
Yeni Şafak
Muharrem ayı ve aşure
Muharrem ayı ve aşure

İçinde yaşadığımız muharrem ayı, hicri senenin ilk ayı olmaya layık görülen mübarek bir aydır. Ayrıca tarih boyunca peygamberlerle ilgili birçok kurtuluş mucizelerinin yaşanmasına da sebep oluşundan dolayı muharrem ayı, tüm dinlerde de kutsal ay olarak kabul edilmiştir. Arapça bir kelime olup, kelime kökü itibariyle "haram"dan türemiştir. Sözcük karşılığı, haram olan, yasaklanan anlamındadır. Eski dönemlerde "muharrem" ayında birbirlerine savaş açmak gibi "yasaklanan" fiillerden kaçınır ve uzaklaşmışlardır.

Birlik ve beraberliği pekiştiren günlerden biri: Aşure

Aşure, geçmişe nazaran azalan fakat bazı evlerde halen devam eden geleneklerimizden. İnanışlarımıza göre aşure yapmak, yemek ve özellikle de başkalarına dağıtmak, bereket dilemektir. Aşure pişirilen evlerde bir sene boyunca bolluk bereket olacağı, yoksulluk görülmeyeceği, yiyenlerin şifa bulacağına inanılır. Ayrıca eski bir Osmanlı geleneğine göre pişirilen aşureden ilk kaşığa bakla tanesi isabet ederse bunu pek çok kimse bereket getirir diye ayırır, siler, para kesesine koyarmış. Ayrıca bu gün evimize yiyecek maddeler alındığında bereketimizin bol olacağı hadisi şeriflerde geçmektedir.

PÜF NOKTALARINA DİKKAT EDELİM

Aşure yaparken kullanılan malzemelerin taze ve kaliteli olmasının yanı sıra pişirilme ve sunumda da dikkat etmemiz gereken bazı durumlar söz konusu. Bakliyatlar ayrı ayrı ve soğuk suyla akşamdan ıslatılmalı, ertesi gün yine ayrı ayrı haşlanıp (pişme süreleri farklı olduğu için), suları süzüldükten ve kabukları ayıklandıktan sonra tencereye katılmalıdır Bakliyatların sularının süzülerek tencereye katılması aşurenin renginin berrak olmasında büyük önem arz ediyor. Aşurenin kararmaması içinde incir ve ceviz gibi malzemeler yalnızca süslemede, o da aşure soğuduktan sonra eklenmelidir.

Aşure tarifi
Hazırlanışı:
Akşamdan nohutu tuzlu ve sıcak suyla ıslatıyoruz. Fasulyeyi ve buğdayı da ayrı kaselere koyup soğuk suyla ıslıyoruz. Sabah fasulyeyi ve nohutu süzdükten sonra ayrı tencerelere koyup, üzerlerini aşacak şekilde su dolduruyoruz ve haşlıyoruz. (Kaynayınca köpüklerini alıyoruz.) Haşlandıktan sonra sularını süzerek tencereye alıyoruz. (Buğdayın kara suyunun çıkmasına dikkat edelim) Üzerini 3 parmak aşacak şekilde sıcak suyla dolduruyoruz. 5 dakika kaynatıp altını kapatıyoruz ve 10 dakika dinlendiriyoruz. Dinlendirdikten sonra 1 taşım daha kaynatıyoruz ve yine 10 dakika dinlendiriyoruz. Tekrar ocağa koyduğumuzda, suyu azalmış olduğu için kaynar su ekliyoruz. Nohutu ve fasulyeyi ilave ediyoruz. Kuru üzümleri iyice yıkayıp süzdürdükten sonra tencereye ekliyoruz ve hepsini bir kaynatıyoruz. Buğdayın özü çıkıp kıvamı koyulaştığı için yine kaynar su ekliyoruz. Yarım saat sonra içine yıkanmış süzülmüş pirinci ilave ediyoruz. Soyulmuş ve küp doğranmış elmayı ekliyoruz. Küp doğranmış ve suda bekletilmiş kayısıları da yıkayıp süzüyoruz ve tencereye ilave ediyoruz. Azaldıkça kaynar su ekliyoruz. Bu ölçüler için toplamda 15 ila 20 litre arası su kullanıyoruz. Elmalar pişmek üzereyken sütü ekliyoruz. Son olarak şekerini ve gül suyunu döküyoruz. İncirleri küp doğrayıp suda haşlıyoruz. Suda bekletiyoruz (Kara suyu çıkana kadar) Suyunu süzüp yıkıyoruz. İncirleri de en son tencereye katıyoruz. Bir taşım daha kaynatıyoruz ve sıcakken kaselere paylaştırıyoruz. Üzeri kabuk bağlayınca, nar tanesi, fındık ve ceviz kırığı, tarçın, kuş üzümü ve dolmalık fıstıkla süsleyerek servis ediyoruz. Afiyet olsun.
Malzemeler:
500 gr. buğday, 250 gr. fasulye, 250 gr. nohut, 250 gr. üzüm, 250 gr. kuru kayısı, 250 gr. incir, 1 çay bardağı pirinç, 1 kg toz şeker, yarım çay bardağı az gül suyu, 1 elma, 1 su bardağı süt, su.
Süsleme için:
Nar tanesi, fındık, ceviz, tarçın, kuş üzümü, dolmalık fıstık.