Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal
Siyasi parti liderlerinin yoğun tempoları içinde neler yaşadığını, onları takip eden muhabirlere sorduk. Gözlemlere göre parti liderleri mitingden mitinge koşarken yaklaşık 5 kilo zayıflıyorlar.
Siyasi parti liderlerini mecliste, katıldıkları programlarda, seçim meydanlarında görüyor, televizyon ekranlarından izliyoruz. Bildiklerimiz bu görüp, duyduklarımızla sınırlı. Ancak meclis muhabirleri ya da liderlerin programlarını takip eden, haberleştiren, söylediklerini bize ulaştıran muhabirler, onların farklı yönlerine şahitlik edip, özel anlarını paylaşıyorlar. Bu defa farklı bir şey yapıp, hep soru soran muhabirlere bu defa biz sorduk. Onlar da parti liderlerinin ekranların, objektiflerin arkasından nasıl göründüğünü anlattılar. Davutoğlu'nun yuvarlama ve arabaşı sevdiğini, Kılıçdaroğlu'nun gününü atıştırmalıklarla geçirip, gardırobu için eşine güvendiğini, Bahçeli'nin Karadayı tutkunu olduğunu, evdeki tamir işlerinin Demirtaş'tan sorulduğunu öğrendik. Diğer ayrıntıları da haberi okuyup öğrenmek size kalmış.
Günü sandviçle geçiriyor
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu takip eden Kemal Doğan, Kılıçdaroğlu'nun her seçim sürecinde an az 5 kilo zayıfladığını söylüyor: “Halkla temasta pozitiftir bir lider. Uzatılan eli geri çevirmez. Çocuklara karşı özel bir ilgisi vardır. Tokalaşırken gözleri hep güler. Yemek konusunda çok özenli değildir. Uçakta: 'sesinin kısılacağı düşüncesiye' ağır yemek yemekten kaçınır. Genelde sabah kahvaltı ile akşam yemeği arasında öğünü bisküvi, kuruyemiş, sandviç ile geçiştirir. 'Yarı aç' geziyor demek yanlış olmaz. İkramları da geri çevirmemeye özen gösterir. Meyve ikramlarını tadar ama meyve aramaz. Temposu hep yüksektir. Takip eden muhabirleri bile zaman zaman zorlar. Kimseyi kırmamaya özen gösterir. Gelen davetlere karşılık vermeye çalışır. Bu da programlarının 'sarkmasına' yol açar. Miting sonrası mutlaka kendisini takip eden gazetecilerin fikirlerini sorar. Mantıklı önerileri dikkate alır, öneriyi mutlaka diğer mitinge yansıtır. Bürokrasiden gelme alışkanlığı giyimde de sürer. Takım elbise onun bir parçası gibidir, spor kıyafetle görmek zordur. Takım elbiseyle tarlaya, bağa, bahçeye girmekten de çekinmez. Gardırobunu, ağırlıklı olarak eşi ya da kendisi seçer. Her seçim sürecinde, en az 5 kilo zayıflar. Çayı çok aramaz ama köy kahvelerinde özelikle emeklilerle çay içmeyi çok sever”
Yaşlılara karşı çok hassas
Kuruluşundan bu yana AK Parti'yi izleyen Şerife Güzel, genel başkan değişimiyle birlikte Ahmet Davutoğlu'nu takip etmeye başlamış. Güzel Davutoğlu'nu şöyle anlatıyor: “Davutoğlu, meydanlara indiğinde halktan gördüğü ilginin kendisinde yarattığı mutluluğu gözlerinden okumak mümkün. Konuşması sırasında kalabalık arasından kendisine yöneltilen sözlere mutlaka olumlu bir karşılık vermeye çalışır. Miting alanına geliş ve gidişte gerek kendisini taşıyan otobüsün kapısından selamlaştığı vatandaşlarla, gerekse sokakta karşılaştığı vatandaşlarla mutlaka karşılıklı sohbet etmek ister. Hatta zaman yokluğundan dolayı, “Sonra mutlaka görüşelim” dediği anlara da tanıklık ettik. Özellikle yaşlılar ve çocuklarla iletişimi kuvvetli. Gördüğü yaşlıların elini öpüp hal hatır sormadan geçmez. Yakın çalışma arkadaşları da, özellikle yaşlılar konusundaki hassasiyetine dikkat çekiyorlar. İnsani diyaloğu önde tutan bir söylemi vardır. Yakınlarının tabiriyle, “Kızsa da kırıp dökmüyor”. Konuşmasında en çok dikkatimizi çeken bölümler ise, “hoca”lık tarafı. Çoğu zaman miting alanlarında kendisini dinlerken, hepimiz kendimizi açık üniversitede ders alır gibi hissedebiliyoruz”
Günü 25 saat yaşıyor
Hakkı Kurban da Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu takip ediyor. Kurban şunları söylüyor “Başbakan Ahmet Davutoğlu, “çalışarak dinlenen” biri. Mesai kavramı yok. Pekçok insan için uyku saati gelirken, Başbakan için yeni bir toplantı başlıyor olabilir. Ve kimi zaman o toplantı, sabahın ilk ışıklarına kadar sürebilir. Bu durum, sayın Başbakan'ı takip eden biz gazeteciler için sürekli çalışmayı, takibi zorunlu kılıyor. Toplumun her kesimiyle kurduğu sıcak temas ve sohbeti seven kişiliği öne çıkan özelliklerinden biri. “Babacan” kimliğiyle çocuklar, “Hoca” kimliğiyle gençler ve yetişkinlerle kurduğu iletişime ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Siyasi bir tavrın ötesinde, hissiyatını diyaloglarına yansıttığını görmek mümkün. Aslında Musul'daki 101 günlük esaretten kurtarılan konsolosluk görevlilerinin çocuklarıyla sevincini paylaşma şekli, Filistin'in Şifa Hastanesi'nde yaralı yakınlarıyla birlikte gözyaşlarına yansıyan hüznü, bu niteliğini perçinleyen iki örnek. Aynı ruhu seçim meydanlarına da taşıdığını gözlemliyoruz. Konuşmaları, onu siyasi rakiplerinden ayıran bir özellik. Zira, konuşmaları neredeyse metinsiz ve kendi özgün kurgusundan oluşuyor. Prompter kullanmıyor. Kürsüdeki konuşmalarına “kişisel ve akademik derinlik” yanını katıyor. Geleceğe ilişkin çizdiği perspektife, Torosların zirvesindeki Konya'nın Taşkent kasabasında geçen çocukluğundan örnekleri dahil edebilme becerisi ise entellektüel birikim kadar, halktan kopmadan sürdürdüğü yaşamıyla örtüşüyor. Tabii her fırsatta vurguladığı kitap tutkusunun bence bunda payı büyük. Kendisini sık sık eşlik eden eşi Sare Hanım'ın performansını da gözardı etmemek gerekiyor elbette.”
Erdoğan Trabzon hurması Davutoğlu Durian seviyor
Fazlı Şahan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu takip ediyor. Şahan, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçilmeden önce oturmayan bir Cumhurbaşkanı olmayacağını ifade etmişti. Son günlerde özellikle toplu açılış törenlerine katılıyor. Vatandaşın kendisine olan sevgisi günden güne arttığını görüyorum. Çocuklara ayrı bir sevgisi olan Erdoğan'ın, yaşlılara olan saygısı herkes tarafından biliniyor. Küçük büyük herkes ile tokalaşır. El öptürmeyi sevmez. Hızlı yemek yer. Meşrubat, çikolata, şeker gibi ürünlerden uzak durur. Kahvaltısına dikkat eder. Tuz oranı düşük peynir türlerini tercih eder. Ekmek ve benzeri ürünleri fazla tüketmez. Çorbalardan ise yayla ve sebze çorbaları vazgeçilmezleri arasında. Yemekten önce taze sıkışmış portakal suyu içiyor. Kısacası gösterişli sofraları sevmiyor. Anadolu gezilerinde yöresel yemeklere önem veriyor. Brokoli ve taze fasulyeyi ayrı seviyor. Meyvelerden ise ağırlık Trabzon hurması ile elmayı tercih ediyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun da özellikle son günlerde yoğun tempodan dolayı iki üç kilo verdiği gözleniyor. Davutoğlu, sohbeti seven bir lider. Onun içinde çocuklar ayrı bir önem taşıyor. Çocuklarını öpmeden uyumayan Başbakan, bu yoğun tempoda onlara vakit ayıramıyor. Uçak ve helikopterde konuşmamaya dikkat eden Davutoğlu, son günlerde ses tellerini rahatlatmak için ballı ıhlamur içiyor. Davutoğlu da bir lider olarak elini öptürmeyi sevmez. Meydanlarda kendisine gösterilen ilgiyi fark-eden Başbakan, kendisi ile birebir sohbet etmek isteyenleri kırmıyor. Davutoğlu'nun sofrasında olmazsa olması durian meyvesi. Egzotik meyve Malezya ve Endoznezya'da yetişiyor. Davutoğlu özellikle yazılı metinler dışında konuşmayı tercih ediyor. Bir çok konuşması kendi hitabı. Başbakan, evine gittiğinde saat farketmeden çocuklarını öpmeden uyumuyor. Davutoğlu, çocuklarıyla bir araya geldiğinde peynirli yumurta yaptığını biliyoruz. Davutoğlu, yatınca ertesi gün yapacaklarını düşündüğü belirtiliyor. Davutoğlu, sadece kitap okurken dinleniyor.”
Gençlere ilk soru 'evli misin'
Kıvanç El, hem Ahmet Davutoğlu hem de Kemal Kılıçdaroğlu'nu takip ediyor. İkisi hakkındaki görüşlerini de şöyle aktarıyor: “Başbakan Ahmet Davutoğlu mitinglerde vatandaşlarla yakın olmayı çok seviyor. Tabi güvenlik önlemleri nedeniyle Davutoğlu cephesinde en fazla sıkıntıyı korumalar yaşıyor olsa gerek. Eminim bıraksalar miting meydanına hiç düşünmeden girer tüm vatandaşlarla saatlerce sohbet eder. Vatandaşların kendisine hitaplarından oldukça keyif aldığını görebiliyoruz. Birçok yerde anlık şekilde aracı durdurarak sürpriz yapıyor. Kendisini evinden çağıran vatandaşların da bazılarını kırmıyor ve hemen yanına gidip sohbet ediyor. Davutoğlu'nun en önemli duyarlılığı ise çocuklar. Otobüsü durdurup çocuğu yanına çağırıp mutlaka kucaklaşıyor, çocuklara büyük bir sevgisi var. Hoca, akademisyen olmasından kaynaklı gençlerle de etkileşimi kuvvetli bir kişi. Gençlere ilk sorduğu soru; nişanlı ya da sözlü olup olmadığı oluyor. Evli ise problem yok. Eğer nişanlıysa hemen “Seni evlendirelim”; eğer sevgilisi yok ise “sana hemen bir kısmet bulalım” diyor Başbakan. Kendisi bu konuda çok içten ve hassas. Konu orada da kapanmıyor tabi ısrar edip gerekirse anneyi arayıp, “Yok mu mahallede bir kısmet” gibi sorular soruyor. Tabi bir de evli olanlardan da eğer yok ise çocuk talebini mutlaka dile getiriyor. Gittiği şehirlerde anlattığı şehir tarihi ve şehre ilişkin bilgileri birçok kişiyi etkiliyor o şehirde yaşayanların bazılarının bile bilmediği bilgilerle karşılaşıyoruz. Bütün mitinglerde eşi Sare Davutoğlu'nun kendisine eşlik ettiğinden oldukça şanslı. Başbakan bir röportajımızda “arkamı eşim topluyor” diye espri yapmıştı. Aynı zamanda doktor da olan Sare Hanım'ın sürekli yanında olması tabi ki hem ses sağlığı hem de yoğun program içinde büyük bir şans.
KAHVE SOHBETLERİNİ SEVER
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da vatandaşın direkt içine girmeyi ve sohbet etmeyi çok seviyor bu da tabi onun için ciddi güvenlik sıkıntısı yaratıyor. Başbakan da olduğu gibi Kılıçdaroğlu'nun korumalarını da zor mitingler bekliyor. Kılıçdaroğlu sohbetlerde karşısındakini dinlemeyi çok sever. Ona yeni bir bilgi de veriyorsanız çok mutlu olduğunu ve keyif aldığını da görebilirsiniz. Birçok zaman sürpriz taksi ve kahve ziyaretleri yapmayı seviyor. Bunu da haber vermeden yapmayı tercih ediyor. Haber vermemesinin temel sebebi ise haberli gidişlerde partililerin o kahveyi doldurması. Bunun için habersiz gidiyor ve partilileri atlatıyor ki vatandaşla daha fazla sohbet etsin. CHP'li olmayan vatandaşlarla da sohbet etmekten büyük keyif aldığını görüyoruz. Karşısındaki dinleyiciler de aynı keyifle sohbet ediyor. Her türlü eleştiriye oldukça açık. Kılıçdaroğlu'nun miting programlarında yemek yediğini gören ise çok azdır. Genelde atıştırmalık kuru yemişlerle öğün geçiştiriyor eğer yemek yerse de uçakta ya da otobüste iki lokma belki ancak. Seçim sürecinde formunu korumayı da başarıyor.
Herkesle el sıkışıyor
Melek Erhan Başbakan olduğu dönemde Recep Tayyip Erdoğan'ı ardından Ahmet Davutoğlu'nu izlemiş. Her ikisi hakkında da bilgiler veriyor: “Tayyip Bey'in hafızası müthiştir. Alanda, gördüğü herkesi izler, gözlemler. Sonra uygun bir ortamda hal hatır sorar. Alanda çok geniş güvenlik önlemleri olmasına karşın, etraftakileri fark etmeye çalışır. Ona ulaşmak isteyenlere, kapı aralar. Ankara'da, şehir dışındaki gezilerinde pencereden, balkondan kendisine seslenenlerin evine gidip sohbet etmişliği çoktur. Özellikle çocukların taleplerini dikkatle dinlediğini biliyorum. Bir de her zaman arabanın arkasında çocuklar için hediye bulundurulmasını istediğini. Zaman zaman kendisini izleyen muhabirlere de güncel gelişmeler hakkında görüşlerini sorar. Cuma namazı çıkışlarında genellikle etraftaki seyyar satıcılarla sohbet eder. Bazen simit alır. İl ziyaretlerinde partililerin aile büyüklerinin evlerine de zaman zaman sürpriz ziyaretler yapar. Sayın Davutoğlu da, iletişimi güçlü bir genel başkan. Yüzündeki tebessüm önemli. O da Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi kendisini izleyen muhabirleri dikkate alıyor. Son bakanlar kurulunda, toplantıyı izleyen muhabirleri yanına çağırdı ve sıcak bir sohbet etti. Alanda da sohbete açık bir kişiliği var. Hemen hemen herkesle el sıkışıyor. Zaman zaman da sarılıp kucaklaşır. Sık sık sabah namazları için Hacı Bayram Camiine gidiyor. Orada namaz kılanlarla birlikte Sabahları orada sunulan çorbayı birlikte içiyor. Enerjisi çok yüksek, sempatik. Mesai saati çok uzun bir lider.”
Bahçeli 'Karadayı'cı
Kanal 24 muhabiri olan Nagehan Akbulut'un liderlerle ilgili izlenimleri şöyle: “Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun en çok sevdiği yemeğin “yuvarlama” olduğunu söyleyebilirim. Konya yöresine ait bu yemeği, “arabaşı çorbası takip” ediyor. “Yuvarlama” Davutoğlu için o kadar özel ki; Ak Parti'nin Davutoğlu ismi ile devam etme kararını aldığı günün gecesi ailenin sofrasını süsledi...
TAŞI GEDİĞİNE KOYAR
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ani kararlar vermez, olaylara temkinli yaklaşır. Bu ciddi görüntünün altında ise oldukça renkli bir kişiliğe sahiptir. Mizah yönü güçlüdür. Taşı gediğine koymayı çok sever. Dizileri hiç kaçırmaz. Güzel Köylü ve Karadayı favorileri arasındaydı. Hatta bir sohbette “Biz Karadayıcıyız” demişti.
KAVGA EDEMEZ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ayrıntılar üzerinde durmayı seven bir yapısı vardır. Sakin ve sabırlıdır. Hatta eşi Sevil Hanım'ın da söylediği gibi ağız tadıyla kavga yapılmaz. Kısa, açık ve net konuşur. Herkesi dinler, yanıt verir. Ailesine düşkündür. Ev işlerinde iyi olmadığını biliyorum. Bütün yük eşinin üstündedir.
Evdeki bozuk musluklar ondan sorulur
Hazal Ateş, HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ı şu sözlerle anlatıyor: "42 yaşında yıldızı parlayan bir isim oldu… Kimi zaman jean pantolon kimi zaman takım elbise giyiniyor ama gömlek rengini değiştirmiyor. Çocuk yaşta aşık olduğu komşusunun kızı Başak'la yaklaşık 21 yıldır birlikteler. Diyarbakır'da yaşayan çiftin Delal-Dılda adında iki kızları bulunuyor. Aile ilişkilerinde sabırlı, ev hayatında düzenli bir insan. Babasının tesisatçı dükkânında yıllarca çalıştığı için iyi musluk tamir ediyor. Evde arızalanan her şeyin tamiri Demirtaş'tan soruluyor. Eşi Başak Demirtaş'ın ifadesi ile “Çok duygusal, romantik ve esprili!” Demirtaş, bağlama çalıp türkü söylerken eşi Başak Hanım da eşlik ediyor. Hatta besteleri de var. HDP'nin seçim şarkısına da katkı sundu. Ailesi ile kır yürüyüşü, bisiklet turu en çok sevdiği hobilerden… Erken kalktığında kahvaltıyı hazırlayan Demirtaş, ütü, temizlik ve yemekte de iddialı. İddialı olduğu yemekler güveç ve pilav. Seçim maratonunu sürdürürken, sokaklarda da ziyaretlerini sürdürüyor. Vatandaşlarla el sıkışıp, birebir sohbet etmeyi seviyor. Halkla temasında rahat davranan Demirtaş beklenmedik olaylar karşısında da öfkesini kontrol edip, espriye vurabiliyor. Hırslı ve çalışkan. En çok merak edilen ise Demirtaş'ın parlayan bu yıldızının İmralı'daki yansıması…
#Siyasi parti liderleri
#parti mitingleri
#davutoğlu
#kılıçdaroğlu
#bahçeli