Kaçak kazılarla buldukları tarihi eserleri yurt dışındaki müzayede evlerine gönderip satılmasını sağlayan 143 kişilik suç grubuna “Miras” operasyonu düzenlendi. 4 grup halinde çalışan şüphelilerin, tarihi eser kaçakçılığını nasıl yaptığı detaylarıyla ortaya çıkarıldı.
Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Daire Başkanlığı ekipleri, kaçak kazılarla buldukları tarihi eserleri yurt dışındaki müzayede evlerine gönderip, satılmasını sağlayarak haksız kazanç elde eden suç grubuna yönelik çalışma başlattı. Konya Seydişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturmayla örgüt üyeleri 1 yıl boyunca teknik ve fiziki takibe alındı. Dün sabah saatlerinde ise operasyon için düğmeye basıldı ve 38 ildeki 143 şüphelinin yakalanması için “Miras” operasyonu başlatıldı.
DÖRT GRUP HALİNDE ÇALIŞMIŞLAR
- KOM ekiplerinin çalışması sonucu suç grubunun tarihi eser kaçakçılığını nasıl yaptığının ayrıntıları da belirlendi. Grubun Türkiye’nin farklı bölgelerindeki sit alanları ve höyüklerde tarihi eser bulmak amacıyla yasa dışı kazı yapan “kaçak kazıcıların” gün yüzüne çıkardığı tarihi eserlerin, söz konusu suç grubu adına faaliyet gösteren ve “toplayıcı” olarak nitelendirilen kişilerce alındığı tespit edildi. Eserlerin, grubun elebaşı konumunda bulunan ve “pazarlamacı” olarak tabir edilen şüpheli tarafından yurt dışındaki müzayede evlerine “kuryeler” aracılığıyla gönderilerek satıldığı, suç gelirlerinin ise sisteme dahil olan kişilere paylaştırıldığı ortaya çıkartıldı.
KURYE ELE VERDİ
Suç grubu içerisinde “kurye” konumunda bulunan tır şoförü, 1736 tarihi eseri Avusturya üzerinden İngiltere’deki bir müzayede evine kargo yoluyla göndermek isterken yakalandı. Kültür ve Turizm Bakanlığı uzmanları tarafından yapılan incelemede, ele geçirilen tarihi eserlerin büyük kısmının Anadolu kökenli Türkiye’ye ait eserler olduğu belirlendi. Diğer taraftan şüphelilerin banka hesap hareketlerinin incelenmesi sonucu Avrupa ve ABD’de faaliyet gösteren 6 farklı müzayede evi ve bazı kişiler tarafından suç grubunun lideri konumundaki “pazarlamacı” olarak tabir edilen kişiye yüklü miktarda döviz cinsinden para gönderildiği ve bu paranın suç grubu üyeleri ile bu gruba menfaat sağlayanlar arasında paylaştırıldığı belirlendi.
