MFÖ’nün kınalı kuzusu, Cennet Mahallesi’nin Beter Ali’si, İkinci Bahar’ın Zabıta Şacettin’i Özkan Uğur’un vefatı, 7’den 70’e herkesi yasa boğdu. Sanat dünyasının en yetenekli ve renkli isimlerdin olan usta sanatçı, 2013’te yakalandığı lenf kanserini atlattıktan sonra 2020’de tekrar kanser tedavisi görmeye başlamıştı. Yaklaşık bir buçuk aydır yoğun bakım ünitesinde takip ve tedavi edilen Uğur, akciğerinde oluşan farklı problemler nedeniyle tedavilere yanıt vermedi ve evvelki gün 70 yaşında hayata veda etti.
Söylediği tüm şarkılarla, oynadığı tüm rollerle herkesin kalbine taht kuran nadir sanatçılardan olan Uğur, en çok neşesi ve güler yüzüyle anılıyor. Onunla ilgili istisnasız herkesin aklına güzel şeyler gelmesi, hayatı tüm doğallığıyla kabullenişi ve şöhretine rağmen alçak gönüllülüğünü korumasıyla ilgili. Katıldığı bir programda söylediği sözler tam da onu anlatıyor: “Bir gün gelir, açmaz dediğin çiçekler açar, gitmez dediğin dertler gider, bitmez dediğin zaman geçer, hayat öyle bir şey ki, önce şükür, sonra sabır, sonra da inanmak gerek..!”
Özel hayatını gözlerden uzak yaşarken, sahnedeki başarısını beyaz perdeye de aynı seviyede taşıyabilmesi, geniş kitleler tarafından sevilip benimsenmesini sağladı. Sahnedeki doğallığı oyunculuğuna da yansıdı. Seyircinin alıştığı, içlerinden biri gibiydi. Kimseye kötü söz söylemedi, gençleri hep destekledi, herhangi bir kesimi hakir görmeden herkese kucak açtı. Zamanımızda böyle sanatçı bulmak çok zor. O yüzden herkesin Özkan Abisi, herkesin sevgilisiydi. Taziye mesajları arasında tek bir kötü söze rastlamak mümkün değil, soran olursa hepimiz iyi bilirdik.
1971 yılında tanışıp Kaygısızlar grubuna dahil olan Özkan Uğur’un Mazhar ve Fuat’la olan birlikteliği, MFÖ olarak ortaya çıkış yaptıkları 1984 yılından itibaren hiç bitmedi. 1987 yılında bir röportajında Özkan, “Mazhara Fuat, Fuat’a Özkan diyorlar. Beni görünce ‘Mazhar Fuat Özkan geliyor’ diyorlar” diyerek anlatmıştı. Başka bir röportajında anne babasına konservatuara yazdırmaları için çok yalvardığını, ama iyi ki de yazdırmadıklarını, yoksa MFÖ’nün olmayacağını söylemişti. Özkan, “MFÖ’süz bir hayat da düşünemiyorum, bunu her zaman söylerim. Hani oyunculuk mu ön plana geçti, müzik mi? İkisi de beraber yürüyor şimdi, ama benim kendimi en iyi ifade edebildiğim kısım müziktir” demişti.
Ünlü sanatçının vefatının ardından onunla ilgili bazı sahneler de gündem oldu. Bunlardan biri Uğur’un “No Problem” şarkısını söylerken “Ne bir şifa buldum, ne de bir çare” sözleriyle ağlaması. Bunun üzerine Mazhar Alanson, “Gözyaşlarımızı bitti mi sandın?” diyerek teselli ediyor.
“Allah Allah Dertliyim” ilahisi de grubun gündeme gelen eserlerinden. 1995 yılında yayınladıkları bu eserin sözleri, “Derman aradım derdime, Derdim bana derman imiş, Allah Allah Allah Allah, ya ben nice dönmeyeyim” şeklinde.
17 Ekim 1953'te ailesinin beşinci çocuğu olarak dünyaya gelen sanatçı, Reşat Nuri Güntekin İlkokulu'nda okurken, kendi döneminin en popüler enstrümanlarından biri olan mandolin çalmaya başlamasıyla müzikle tanıştı. Lise döneminde “Atomikler”le başlayan grup macerası, MFÖ’ye kadar uzandı. 1971'de Mazhar Alanson ve Fuat Güner ile ilk grubu "Kaygısızlar"la bas gitaristliğe başladı. 1972'de Barış Manço'nun "Kurtalan Ekspres" adlı grubun ilk kadrosunda yer aldı. Ardından “Ter” ve “İpucu Beşlisi” gruplarında bulundu.
Asıl ününü Mazhar, Fuat ve Özkan üçlüsü olarak MFÖ topluluğu 1984'te çıkardıkları ilk albümleri "Ele Güne Karşı Yapayalnız" ile yakaladı. Topluluk, 1985'te "Diday Diday Day" ve 1988'de "Sufi" şarkısı ile olmak üzere iki kez Türkiye'yi Eurovision'da da temsil etti. 2019 yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri'nde "Müzik" alanındaki ödülün sahibi oldular. "Arkadaşım Şeytan" filmiyle beyazperdeye adım atan usta oyuncu, Eşkıya, G.O.R.A., İkinci Bahar ve Cennet Mahallesi gibi yapımlarda yer aldı. Aysun Aslan ile evli olan sanatçının Alişan Uğur isminde bir oğlu var.