Mahmut Erkan yeni hayatına dair şöyle konuştu:
"Rabbim diyor ki; "Bir günahına tövbe edip, onu bir daha tekrar etmeyeni ben affettim." Ben de diyorum ki, Rabbim beni affedebilir demiyorum. O sözünden dönmez kurban olduğum Allah'ım. O beni affetti.
Daha önce bazı yayın kuruluşları görüşmek istediler. Ancak bu son görüntümden, daha doğrusu İslamiyet'e daha uygun bir görüntüdeyiz. Görüntümüzde bir şey yok, görüntümüzden mutluluk duyuyoruz onur duyuyoruz. Bu şekilde pek çıkmak istemedim. Çünkü daha önceki konseptim yani ekranda bulunduğum konsept, showman'lik vs. E tabi insan, bu bir konsept değil bu başka bir şey. Rabbimle aramdaki bir hesaplaşma, bir Nasuh tövbesi var. Bütün her şeye tövbe edip bambaşka bir hayata geçiyorsunuz. Bir şeyin farkına varıyorsunuz ve bunu son nefes gelmeden yapıyorsunuz ve Rabbim diyor ki; "Bir günahına tövbe edip, onu bir daha tekrar etmeyeni ben affettim." Ben de diyorum ki, Rabbim beni affedebilir demiyorum. O sözünden dönmez kurban olduğum Allah'ım. O beni affetti. Ama ben bundan sonra haylazlık yaparım o günahlarıma devam ederim veya tövbemi bozarım. O zaman da Rabbim'in Kahhar ismi de var başka isimleri de var. Cezayı da hak ederim o zaman.
Bana şimdi çok basit geldiği için, ya nasıl yaşamışız böyle ya nasıl böyle bir hayat yaşamışım diyorum. Kimseyi de yadırgamıyorum şimdi bu şekilde olanları, yadırgamıyorum derken biz de bu yoldan geçtiğimiz için Rabbim şu başka bir göz var, bu iki gözün haricinde bir göz var. Rabbim o gözü açtırsın da, yani bu insanlara şu arabaya biniyorum buna biniyorum. Bu insanların son binecekleri arabanın cenaze arabası olduğunu bir hatırlamaları, bir ölüme gittiğinde bir cenazeye gittiğinde, buraya ben de geleceğimi düşünen, bilmiyorum düşünse gerçekten ona göre davranmayabilir diye düşünüyorum.
Mahmut Erkan'a baktığımız zaman, ben aslında hayattan gerçek tat almayı, gerçekten güvende olduğumu hissettim. Bugün ben ibadetlerimi yaptığımda, öğrendiğim kadarıyla Rabbim'in rızasını kazanmak için çabaladığımda, kabul eder etmez o Rabbim'in bileceği iş ama bunu yaptığımda en azından kendimi güvende hissediyorum. Bir imtihan düşünün, kağıdı boş verdiniz, hocanız sizi geçirir mi? Boş vermişsiniz kağıdı yani 50 verir mi 100 üzerinden?
Mahmut Erkan, biraz aslında bir anda gelen bir hidayet bir rüyadan ziyade, belli bir süreçte inceleyerek görerek hayatımdaki eksiklikleri böyle bir hayatın benim hayrıma olmadığını düşünerek sonunda net olarak, kesin kat'i karar verip bir anda ben dedim Ehl-i Sünnet yolda Rabbimin Peygamberimizin ki bütün o Peygamberler Hz. İsa'sı Hz. Musa'sı hepsi zaten Müslüman'dır hepsi bizdendir, bizim zaten Müslümanlığımızın güzelliği burada. Sen git bir Hristiyan'a sor Hz. İsa der, Hz. İsa bizim de Hz. İsa'mız, sen benim en son en yüce Peygamberimi kabul etmiyorsun, sıkıntı biz de değil, sıkıntı sen de. Sen Hz. Musa, tamam Hz. Musa'da ben de, biz de. O da bizim Hz. Musa'mız yani bizim Hz. Adem hepsi bizim hepsi Müslüman hepsi hak. Ama tabi bir takım bozulmalar oldu kutsal kitaplarda, Rabbim nasıl şimdi siz güncelleme yapıyorsunuz, Rabbim de son güncellemeyi yaptı, bu da "Son" dedi. Demek ki zaman da sona yaklaştı, Peygamber Efendimiz de zaten bunun işareti oldu. Ben Mahmut Erkan olarak hayatımdan memnunum.
Tabi her program için bunu söyleyemeyiz belki yani şimdi yüzde yüz deriz, yüzde doksanıdır yüzde on kul hakkına gireriz. Ona bir kere dikkatli olalım. Yüzde doksan kurgu diye bir laf etmiştim herhalde en son katıldığım programlarda.
Arkadaş arıyor, yeni yılımı kutluyor mesela, ben kutlamıyorum ama kutlamıyorum yani şimdi ne yapacağız. Benim değil o yılbaşı, benim yılbaşım hicret, hicri. Bir yere gidecekler arıyorlar, ben alkollü ortama girmiyorum, nasıl olacak şimdi? Veya eğleneceğiz şurada toplanacağız ben bir bayanla bir araya gelmiyorum, nasıl olacak? Şimdi bunu tek tek herkese ince ince anlatmak aslında bugün buraya gelmemizde bu konuda da bir hayır oldu. Bu konuda da bazı cevapları vermiş oluyoruz.
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte herkes bir odaya çekildi artık, cep telefonlarından veya laptoplar, herkesin ayrı bir dünyası var ve samimiyet kalmadı. Çocuklara maneviyat aşılamayı bir yana bırakın oturup iki sohbet iki kelam edemiyorsunuz. Bu çok zor durumda. Oğlumu devamlı uyarırım hatta bazen "Ya baba biliyorum", kelimesini duyuyorum "Ya tamam baba" falan.
Oğluma da devamlı söylüyorum "Oğlum mümin mümini, Müslüman Müslüman'ı uyarmalı, sen de beni uyar benim de hatalarım vardır, biz birbirimizi uyaracağız". Ben diyorum şunu bil, her zaman şu lafı söylüyorum savunma olarak "Ben tamamen bunları senin iyiliğin için söylüyorum. Senin Allah'ın rızasını kazanman için. Çünkü bana öbür dünyada sen çok kızarsın bunları söylemezsem sana. Faydalı adam olmak için oku, ilmini yap, güzelce kendini yetiştir, ahlaklı ol, hırsızlık yok, kötü laf yok, küfretme, arkadaşlarını düşün, incitme, maç oynarken bile sakatlamamaya çalış. Kul haklarına dikkat et, sen gerçekten iyi bir Müslümansan bunu hareketinle de göster."
Evlenmek olabilir yani tabi o nasip kısmet.
Tam böyle İslam'a uygun Şeriat'a uygun, İslami hususlara uygun, İslam'a uygun zihniyeti öncelikle ve kıyafeti olacak. Böyle hani yan yana durduğumuzda da hakikaten bu çift Müslüman, görünüşüyle de Müslüman hareketleriyle de topluma faydalı olacak bir nasibimiz varsa olur, olmazsa da zaten ben aşkın büyüğünü yakalamışım benim aşkım var zaten.
Meriç Erkan, 2 Temmuz 1969 tarihinde Samsun’da dünyaya geldi, ilköğretimini de orada tamamladı. 1987 yılında Samsun Maltepe Lisesi’nden mezun olduktan sonra ajanslarda modellik yapmaya başladı. Adını Kuşum Aydın’ın sunduğu programla duyuran Meriç Erkan, Ahu Tubğa ile yaşadığı aşk ile hatırlanıyor. “Esra Erol’da” programına katılan ve programdan olaylı bir şekilde ayrılan Meriç Erkan, program hakkında çeşitli iddialarda bulunmuştu. Meriç Erkan, yaşadığı büyük aşktan sonra inzivaya çekildi ve ekranlarda yer almadı.