EDISYON:

Mehmet Ali Erbil bana aciz geliyor

Mezin Tanrıseven
00:004/03/2007, Pazar
G: 4/03/2007, Pazar
Yeni Şafak
Mehmet Ali Erbil bana aciz geliyor
Mehmet Ali Erbil bana aciz geliyor

“Kıbrıs'a gidip paraları aklamak için bir şekilde kumar oynamamak gerekiyor. Onun verdiği vergi beni ilgilendirmediği gibi benim kazandığım para, verdiğim vergi, yaptığım işler onu niye ilgilendiriyor ben bunu anlamıyorum”

Bir komedyenin iyi bir sanatçı olduğunu gerçek hayattaki ciddi duruşu belirler bana göre. Yani gerçek hayatını, rolüyle karıştırmaması gerekir. Rahmetli Kemal Sunal da öyleydi. Ekranda ve sinemada her zaman bizi güldüren usta oyuncu, normal yaşantısında ciddi bir adamdı. Kendisiyle ilk röportajıma başladığımda ekrandaki yüzünü bulacağımı sanmıştım ama beni şaşırtmıştı. Şimdi buraya nereden mi geldim? Peker Açıkalın'ı ekrana davet edenler ona çıkkıdım yap, gaffur gibi davran diyerek yanlış yapıyorlar çünkü Açıkalın, normal hayatında rolünü üzerine yapıştırmayan bir kişi. Bundan hoşlanmıyor ve açık açık da söylüyor zaten. Peker Açıkalın ile yaptığım röportajı okurken onu birçok yönüyle daha tanıyacaksınız.

BEN STAR OLAMAM
Başarılı işlere imza atıyorsun. Kendini 'star' olarak görüyor musun?

Ben star olmam, olmak da istemem, olmadım da… Bir şekilde yaptığım her işte büyük bir mutluluk duyarak, büyük bir haz duyarak, ekiple beraber, tiyatro ruhuyla iş yapan bir insanım. Yaptığım işlerin başarısı eğer sokakta size olumlu olarak yansıyorsa, sokakta her kesimden, her kültürden, her yaştan insanla 29 senedir beraberseniz, en büyük starlık budur bence. Ben hiçbir zaman medyanın iteklemesiyle veya başka birilerinin iteklemesiyle yürüyüp, birtakım kurnazlıklar yapıp bunu ön plana çıkaran bir insan olmadığım için mütevazılığım herkes tarafından bilinir. Dolayısıyla da star olmak da istemiyorum. Ama eğer beni star olarak görenler beni kıskananlar ya da beni star olarak görmek isteyenler varsa o onların sorunudur. Türkiye'de zirve; neye göre, kime göre, kimlere göre… Aslında bunlardan önce birey olarak değil toplum olarak hangi konularda nelerin zirvelerini zorluyoruz. Ya da nerelerin diplerine doğru gitmişiz, onları araştırmak lazım bence.

HAYATIMDA GAFFUR YOK
Yıllardır tiyatro yapıyorsun. Gaffur tiplemesiyle mi popüler oldun?

Ben buna katılmıyorum. Çünkü Gaffur karakterini meydana getiren kişi ve Avrupa Yakası'nı yazan kişi Gülse Birsel hanımdır. Ben sadece bana verilen role en güzelini yapmakla yükümlüyüm ve öyle de yaptığıma inanıyorum. Bunun karşılığında benim hayatımda Gaffur yok. Hiçbir rolümün benim üzerime yapışmasına asla izin vermedim, vermeyeceğim de... Eninde sonunda Gaffur da bir gün belki köyüne dönecektir.

Köyüne dönecek misin?

Ben zaten köyümdeyim. Yedi kuşaktır Beyoğluluyum.

Diziden ayrılma durumları mı var?

Yok. Böyle bir şey şu anda.

KÜLTÜRÜMÜZ 1980'LERDE BOZULDU

Çizgili pijama alt kültürün bir yansıması mı?

Hayır, niye. Benim rahmetli babam, çok kültürlü ve ne yaptığını bilen bir iş adamıydı. Ve bir şekilde evine geldiğinde pijama giyerdi. O zamanlar Amerika'nın bize pompaladığı markalar yoktu yani. Türk toplumunun kültürü 1980'lerden sonra bozulmuştur. Ben hiçbir zaman Türk toplumunun o Avrupa'dan, Amerika'dan gelen naylon alaşımlı eşofmanlarla evinde dolaşıp rahat ettiğine inanmıyorum. Türk insanı, hepimizin anneanneleri babaanneleri bir şekilde yemeni bağlar. Bunu nasıl kimse inkar edemiyorsa, Türk toplumu nasıl yerde de yemek yiyorsa, bir şekilde Çırağan Sarayı'nda da yemek yiyor.

KURTLAR VADİSİ'NE ÜZÜLÜYORUM
'Kurtlar Vadisi Terör' bir bölüm oynadıktan sonra yayından kaldırılmasına ne diyeceksin?

Bu, aslında daha önceden planlanması gereken bir şeydi. Kurtlar Vadisi'nin yapımcıları adına ben üzülüyorum. Çünkü ortada bir sanatsal etkinlik var. Yani sanatsal etkinliği bu ülkede ifade edememeyi eğer siz insanlara diretirseniz, bir şekilde bu dijital çağda o kişiler anlatmak istediklerini ya da yansıtmak istediklerini beyazperdede yansıtırlar. Ama burada sorgulanması gereken şey bu tür hassas dengeler gerektiren dizilerin, yok derin devlet, yok terördü, bu konularla ilgilenen yapımcıların, senaristlerin bunları yayınlayacak saatleri belirlemesi gerekir.

Bu konuda bir şeylerin incelenmesi ya da sorgulanması mı gerekiyor?

Çocuklar her şeyden etkileniyor. Dolayısıyla bu konuda tabii ki sorgulanması gereken şeyler vardır.

Hangi sanatçı bizim sinirimizi bozuyorsa, hangi sanatçı Türk toplumunun önünde bir gariban diye nitelendireceğim bir kişinin canlı yayında, bir kanaldan bir kanala geçmek için transfer parası alıp da utanmadan, bunu yaparken de bir don indirebiliyorsa bunun cezasını zaten toplum veriyor.

VERGİM KAYIT ALTINDA
Maliye Bakanlığı vergiyi özendirmek için seni reklamlarda oynatmayı düşünmüştü. Ancak Mehmet Ali Erbil buna şiddetle karşı çıkmıştı. Bu konuda ne diyeceksin?

Açıkçası, onun kadar vergi veren insanların reklam çekecek veya Maliye'nin böyle bir kıstası var diye böyle bir konu yok ki... Bu, bir sanatçının yaptığı bir karakterin açığa çıkmasından, toplumla bağdaşmasından ve bir şekilde Mehmet Ali Erbil'in bu konuda hem eleştirdiği hem dışladığı bir karakterin canlı yayında pijamasını giyip komiklik yapması, bana çok aciz geliyor açıkçası. Dolayısıyla benim verdiğim vergi, Maliye'nin kayıtlarındadır. Ama benim anlamadığım nokta şu: Bu toplumda çok para kazanmak ve çok vergi vermek için canlı yayında don indirmemek gerekiyor. Dolayısıyla Kıbrıs'a gidip paraları aklamak için bir şekilde kumar oynamamak gerekiyor.

MEHMET ALİ ŞIMARTILMIŞ
Yani herkesin sanatçı olarak topluma sorumluluğu var. Öyle mi diyorsunuz?

Evet. aynen öyle. Mehmet Ali Erbil'in de sorumluluğu var. Çünkü o, mahallenin biraz şımartılmış çocuğu gibi canlı yayında bile don indirdiği zaman, bir gün sonra başka bir kanala gidecek kadar rahat bir sanatçı kişiliğine sahip olduğu için onun aldığı para, onun verdiği vergi beni ilgilendirmediği gibi benim kazandığım para, verdiğim vergi, yaptığım işler onu niye ilgilendiriyor ben bunu anlamıyorum. Bu konuyu da hiçbir zaman kimseyle konuşmadım. İlk sana konuştum. Yeni Şafak'ın da bu konuda çok farklı çizgisi olduğu için bu konuyu anti parantez içinde söylüyorum.Sonuçta o da çocuklarını düşünerek hareket edecek ama ben de çocuklarımı düşünerek hareket edeceğim. Mehmet Ali Erbil konusunu burada, zaten paparazzi camiasına bırakıyorum. Gerçekten kıskançlık krizine girmiştir. Çünkü şöyle bir laf vardır; reyting stops...

Büyük bir ameliyat geçirdiniz. Bu olay sizi oyunculuktan hiç soğutmadı mı?

Bilakis ben daha çok ısındım. Allah herkese sağlık versin. Bunları çok derinlemesine yaşayan bir insan olarak gerçekten 95 gün yoğun bakımda kalan bir insan olarak, hayata döndüğünüzde bir derin nefes almanın ne kadar önemli olduğunu öğreniyorsunuz..


Erbil, Açıkalın için ne demişti

Maliye Bakanlığı, ocak ayının sonlarında vergiyi özendirmek için Peker Açıkalın'a teklif götüreceğini söylemiş bunun üzerine Mehmet Ali Erbil, programında, "Vergini verir, doğru düzgün vatandaş olmaya çalışırsın ama çıkarlar Gaffur tiplemesini vergi reklamında oynatmaya kalkarlar. Biz de boşuna vergi şampiyonu oluyoruz, onlara prim veriliyor. Türkiye'nin örnek aldığı tiplemeye bakın. Elinde tornavidayla psikopatlık yapan biri. Buradan sesleniyorum. Adam devlete ne vergi ödemiş ki kalkıp onu reklamlarınızda, halkın karşısına çıkarmayı düşünebiliyorsunuz? Vergi vermeyi özendirme işi psikopatlara mı kaldı" demişti. Bu arada İstanbul Vergi Dairesi, iki reklam filminde Beyazıt Öztürk'ü oynattı.


Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.