Rahmet deryasının coştuğu günler, geceler ve kandillere, üç aylara kavuştuk. Peki, manevi feyz ve bereketlerden istifade edebilmek için bu iklimi nasıl değerlendirmeliyiz?
Rabbimizin rahmet deryasının coştuğu üç aylar olarak isimlendirilen günler, geceler ve kandillere kavuştuk çok şükür. Birbirinden kıymetli geceleri içinde barındıran Recep, Şaban ve Ramazan aylarına Peygamber Efendimiz’in (sav) verdiği kıymeti biliyoruz. Dinimizde ayrı bir değeri olan üç ayların, insani özelliklerin olgunlaşmasında ve iradenin kontrol altına alınmasında rolü büyüktür. Özetle üç aylar ve kandiller, dünyevî meşguliyetlerimizden sıyrılıp, yaratılış gayemizi düşünmemiz; yaratan ve yaratılanlarla olan münasebetlerimizi değerlendirmemiz için son derece kıymetli fırsatlardır. Peki üç ayları nasıl ihya etmeliyiz?
İYİ BİR MUHASEBE, TEVBE VE İSTİĞFAR
Cenab-ı Hakk’ın “Düşünmez misiniz?” (Âl-İ İmrân-65) “Umulur ki tefekkür edersiniz” (Bakara-219) âyetleri ve “Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz” hadisi muhasebenin önemini ortaya koyar. Eksikleri tespite ve bilinmeyenleri keşfe götüren bu yol, başkasında eksik ve ayıp aramaya fırsat da bırakmaz. Bu nedenle bir saatlik tefekkür nice yılların nafile ibadetine denk kabul edilmiştir. Ardından da “Ey iman edenler! Allah’a samimiyetle tevbe edin!” (Tahrim-8) ayeti hasebince bolca tevbe ve istiğfar edilmelidir. Tevbe için iyi bir hazırlık yapılmalı, güzelce abdest alınmalı, helal lokma yemeye gayret edilmeli, pişmanlık duyup, bir daha günaha düşmemeye karar verilmelidir.
BOL BOL KUR’AN-I KERİM OKUNMALI
Hayat rehberimiz Kur’an, insanlar için doğru yolu gösteren bir hidayet rehberidir. Peygamberimiz (sav) şöyle buyurur: “Kur’an okuyunuz. Çünkü Kur’an, kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatçi olarak gelecektir.” Bu sebeple gündüz ve geceleri bol bol Kur’an-ı Kerim okuyarak, hatim başlayarak geçirmek geleceğimizi ve geçmişlerimizi nurlandırır. Kur’an’ı anlamak için meal ve tefsir okumak da bu günlerde yapılacak en kıymetli çalışmalardan biridir.
SALÂTÜ-SELÂM VE ZİKİR
Allah Teâlâ Ahzab Suresi 56. ayette şöyle buyurur: “Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber’e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selam edin.” Biz de her daim kendisine yapılan selama karşılık veren Peygamber Efendimize olan bağlılığımızı ve O’na olan sevgimizi, bu aylarda ve gecelerde, çokça salât ve selam getirmekle ifade edelim.
Yine Allah Hicr Suresi 6. ayette, “Bunlar, iman edenler ve gönülleri Allah’ın zikriyle sükûnete erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur” buyurur. Kalplerin sukûnete ermesi için dil ve kalp ile zikir halinde olmalıyız.
NAMAZLARA ÖZEL DİKKAT
Bu aylarda ve ayların içine gizlenmiş kandil gecelerinde en az bir günlük geçmiş namazlardan kaza edilmeli. Eğer kaza borcu yok ise nafile namaz kılınarak mübarek zamanlar ibadetle ihya edilmeli. Yine bu günlerde vakit namazlarda cemaate devam etmeye dikkat edilmeli.
ÇOKÇA DUA EDELİM
“De ki: Sizin duanız olmasaydı Rabbim size değer verir miydi?” (Furkan-77) Bu mübarek geceler, Rabbimize dua ve niyazda bulunma zamanlarıdır. Yine Rabbimizin verdiği nimetlere hamd ve şükür halinde bulunmayı unutmamalıdır. Nitekim hadis-i şerifte duanın kabul olmasının iki şartından birinin hamd diğerinin de salavat olduğu bildirilmiştir.
SADAKA VE NİFAKI ARTIRALIM
Allah yolunda infakta bulunup sadaka vermenin kişiyi pek çok tehlike ve belalardan muhafaza edeceği, buna ilaveten sadaka sahibini Allah’ın rızasını kazandıracağı unutulmamalıdır. Bu müstesnâ günler de sadaka vermeye en güzel vesilelerdir. Zira Cenâb-ı Hak şöyle buyurmuştur: “Allah yolunda infâk edin! Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Bir de ihsanda bulunun. Zira Allah, muhsinleri (iyilikte bulunan, işini güzel yapan ve ihsan şuuru ile yaşayanları) sever.” (Bakara-195)
BAĞIŞLANMA UMUDU
Bunlar haricinde bu güzel günlerde, kabirleri ziyaret edelim, hayır ve hasenatımızı çoğaltma yarışına girelim, çocuklara hediyeler verelim ve onları camiye getirip manevi hazzı onlara yaşatalım, nafile oruçlar tutalım, Peygamberimizin hayatını ve hadislerini okuyalım, yetimlere fakirlere ve kimsesizlere sofralarımızda yer açalım. Bu aylar ve geceler rahmet iklimine açılma zamanlarıdır, arınma mevsimleridir, bağışlanma umudumuzdur. Özetle bu ay ve gecelerde ellerimizi semaya gönlümüzü Mevla’ya açalım inşallah.