
Sonbahar mevsimi gelince içim bir tuhaf oluyor. Yazın önümde açan binlerce çiçek, göç eden leyleklerle uyum içinde sararıyor. Her sonbaharda büyük bir yolculuk başlıyor. Ağaçtaki yapraklar toprağa, gökteki kuşlar sıcak ülkelere doğru göç etmeye başlıyorlar.
Sanki biz duruyor muyuz? Bir yerlerden başka bir yerlere sürekli yolculuk ediyoruz bizler de.
Yolculuk denince başım nedense gökyüzüne çevriliyor. Öyle yaptım. Aa ne göreyim!
Leylekler...
"Bakın leylekler" diye bağırdım.
Ardından Ayşe bastı çığlığı:
"Ooo yüzlerce leylek!"
Gerçekten de yüzlerce leylek var gökyüzünde. Kendi etraflarında daire çizerek uçup duruyorlar.
"Bu göç hazırlığı" dedi annem.
"Evet, evet" dedi babam, "Göç ediyorlar."
Annem içine derin bir nefes çekiyor sadece.
Meryem'le birlikte leyleklere el sallıyor, gittikleri yerdeki insanlara, kuşlara ve çiçeklere selamlarımızı gönderiyoruz.
"Hangi ülkeye gidiyorlar acaba?"
Sorumu babam cevaplıyor:
"Güneye gidiyorlar. Arabistan'a filan. Güney ülkeleri çok sıcaktır çünkü kışları..."
Arabistan ismini duyan annemin gözleri birden iyice açılıyor. Yüzü aydınlanıyor. Derin bir ah çektiğini duyuyorum.
"Kâbe'ye selam söyleyin bizden." diyor.
Kâbe, bir ülke ismi mi acaba? Değilmiş.
Biz Müslümanlar için kutsal bir mekânmış Kâbe. Oraya gidenler "hacı" oluyor ve hac ibadetini yerine getiriyormuş. Leyleklere "hacı leylek" denmesinin nedeni de bu olsa gerek.
Kâbe gibi insanları bir araya toplayan ve onları yönlendiren bu kutsal yeri iyiceden iyiye merak ediyorum şimdi.
Annem ve babam hacca bir kez gitmişler. Bu güzel yolculuğu tekrar yaşıyormuş gibi büyük bir özlemle anlatıyorlar.
"Kâbe, Mekke şehrinde bulunan bir mekân. Bildiğiniz gibi Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v) mezarı da Medine şehrindedir. Kâbe'de her yıl hac mevsiminde milyonlarca insan bir araya gelir. İslâm'ın şartlarından beşincisi olan hac ibadetini yerine getirir Müslümanlar. Geçmiş mutlu zamanı hatırlayarak buluşurlar orada."
"Nasıl yapılıyor hac?" diye sormadan duramıyorum. Öyle ya; belli bir mekânda buluşan insanlar neler yapar ki?
"İhrama giriliyor ilkin. Kâbe'nin etrafında tavaf ediliyor sonra, yani etrafında yedi kere dönülüyor."
"Dönerken 'Lebbeyk Allahümme Lebbeyk...' diye başlayan sözü tekrarlıyorlar. "Tabii tüm müminler hep bir ağızdan söylüyorlar bunu."
Annem bu sözün devamını da söyledi ardından.
"Hacerü'l-esved taşı öpülüyor, Safa ile Merve arasında gidip geliniyor. Şeytan taşlanıyor."
"Peki bütün bunların anlamı ne? Neden herkesi orada toplanmaya çağırıyor Allah'ımız?"
Babamın yüzü ışıl ışıl. Konuşuyor:
"Kâbe bildiğin gibi bizim kıblemiz Sinan. Yani namaz kılarken yönümüzü Kâbe'ye çeviririz. Orası bütün insanlığın buluşup kaynaştığı bir yer. Orada hiç kimse, hiç kimseden üstün olamıyor. Milyonlarca insan, zengin de olsa, fakir de olsa, iki parçadan oluşan beyaz bir elbisenin içerisine giriyor. Bu şu demek..."
"Ne demek?"
"Herkes eşittir demek. Bu görüntü, ahiret gününde hepimizin toplanacağı mahşer yerinin küçük bir fotoğrafı sanki. Bütün insanların tek bir kalp halinde O'nun önünde eğilmesi demek bir de. Bunun için Yüce Rabb'imiz bizi oraya çağırıyor, ibret almamızı istiyor. Birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde olmamız gerektiğini hatırlatıyor."
Babam bunları söylerken gözleri dolu dolu oluyor.
Büyüdüğümde ben de Kâbe'ye gideceğim. Yalnız, hac yapmanın bir şartı varmış. Hacca gidecek kadar zengin olmak gerekiyormuş ilkin. Yani zenginlere farz olan bir ibadetmiş hac. Şimdiden kumbaramı doldurmaya başlasam iyi olacak galiba...
Dünyanın bilinmeyen bir yerinde ve bilinmeyen renkli bir ormanda, insana benzeyen sevimli yaratıklar üzerine kurulu hikaye, bir gün Simsi ve Mimsi adlı perilerin bir kolye bulmasını ve kolyenin "İnsan olmak ister misin?" diye sormasıyla gelişen olayları anlatıyor.
SAAT: 28.11.2009 15:30:00
YER: Tiyatro Alkış Bomonti Sahnesi
Bomonti Park AVM Kazım Orbay Cad. No:1/2 Bomonti - ŞİŞLİ
YAZAR: VEHİP SİNAN
YAYIN EVİ: NESİL ÇOCUK
Çocuklar! Babanızın kahramanıyla tanışmak ister misiniz? Bu kitapta İzin Dede'nin, Topuz ve Tamer'le birlikte sizlere de önemli mesajları var. Şimdi İzin Dede'nin izinde Topuz ve Tamer'e arkadaş olarak macera diyarına kanat çırpma zamanı
Yazar:Ahmet Maraşlı
Yayınevi:Nesil
Bu kitapta, çocuklar ve gençler, tarihî şahsiyetler ve büyük dâhilerin ünlü cevapları yerine farklı
cevaplar üretiyor veya onlara cevaplar veriyorlar.
Suyu nasıl içersiniz?
Susuz bir çöldesiniz . Çok susadınız. Elinizde boş cam bir sürahi ve boş cam bir bardak var. Bu çölde nasıl su bulup içebilirsiniz?
Dikkatli okurlarımız sorunun cevabını şıp diye bulmuş olmalı. Zaten sorunun başında 'susuz bir çöldesiniz' diyoruz. Susuz bir çölde suyun ne işi var.
Sevgili Çocuklar! Bu sayfada sizin çalışmalarınıza da yer veriyoruz. Resim, şiir, hikaye gibi çalışmalarınızın yanı sıra çektiğiniz fotoğrafları bir zarfa koyarak Yeni Şafak Pazar, Yeni Doğan Mahallesi Kızılay Sok. No:39 Bayrampaşa / İstanbul adresine ya da elektronik posta ile pazar@yenisafak.com.tr adresine gönderebilirsiniz.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.