Kütüphaneler özellikle genç nesil için çok önemli. Bu nedenle kütüphaneler denilince ilk önce akla üniversite kütüphaneleri de geliyor. Üniversite kütüphaneleri hakkında konuştuğumuz İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Kütüphane Müdürü Mehmet Yılmaz, “Kütüphaneler artık sadece bilgiye erişilen yerler olmaktan öte konferanslar, seminerler, yazar söyleşileri, sergiler gibi birçok sosyal etkinliklerle adeta bir sosyal yaşam alanı haline geldi” diyor.
Ben cenneti hep bir çeşit kütüphane olarak düşlemişimdir diyordu Borges. Carlos María Domínguez de ünlü Kâğıt Ev isimli kitabında,
“İnşa edilen bir kütüphane, yaratılan bir hayat demektir”
der. Kuşkusuz edebiyat tarihinde bunlara benzer onlarca çarpıcı alıntı bulabiliriz. Çünkü kütüphaneler yazarları ve okurları her zaman derinden etkiler. Genç neslin kitaplarla haşır neşir olmasını sağlayan ise üniversite kütüphaneleridir. Tam da bu nedenle Kütüphaneler Haftası’nı kutlayacağımız bu hafta Türkiye’nin en iyi kütüphanelerinden biri olan 29 Mayıs Üniversitesi Kütüphanesi’nin müdürü Mehmet Yılmaz’la konuştuk. Yılmaz bize hem 29 Mayıs Üniversitesi Kütüphanesi’ni hem de kütüphanelerin yaşadığı dönüşümleri anlattı.
Bir üniversite kütüphanesinin nasıl özellikleri olması gerekir?
Öncelikle iyi bir üniversite kütüphanesinin hatta iyi kütüphane olmanın ilk şartı kütüphane mimarisine uygun bir binasının olmasıdır. Çünkü vereceğiniz hizmetler için fiziki imkânların yeterli ve uygun olması şart. Üniversite kütüphanelerinin eğitim-öğretim ve araştırma geliştirme faaliyetlerini desteklemek olmak üzere iki ana temel amacı vardır. Biz de 29 Mayıs Üniversitesi Kütüphanesi olarak bu iki temel amaç üzere hizmet vermekteyiz. Bir üniversite kütüphanesinin ayrıca çok güçlü koleksiyonları olmalıdır. Çünkü hem öğrencilerinin iyi yetişebilmesi hem de araştırmaların nitelikli ve verimli yapılabilmesi için bu olmazsa olmaz şarttır.
29 Mayıs Üniversitesi Kütüphanesi nasıl bir koleksiyona sahip?
İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi öncelikle kütüphane merkezli bir kampüse sahip. Kampüs içerisinde en önemli binanın kütüphane binası olduğunu hatta kampüste sizi kütüphanenin karşıladığını hemen fark edeceksiniz.
Bu bize şu mesajı veriyor; İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi için kütüphane çok önemli. Çünkü öğrencilerini gerçekten çok iyi şekilde yetiştirmek ve hayata hazırlamak istiyor
. İyi yetişebilmeleri için de güçlü akademik kadrosunun yanında çok iyi bir kütüphanesinin olması gerektiğini düşünüyor. Onun için kütüphanemizin imkânları hayli geniş.
Kütüphanemiz; bugün itibariyle 116.215 cilt basılı kitap, 1.218 nadir eser, 210.000 elektronik kitap (e-kitap) ile 1.132 adet dergiye ait 20.145 cilt/sayı dergi ile eğitim-öğretim ve bilimsel araştırma-geliştirme faaliyetlerini desteklemek üzere haftanın her günü 08.30-22.00 arası hizmet vermektedir.
Kuruluşundan itibaren üniversitemizde kütüphaneye büyük önem verilmiş ve kütüphanenin sürekli geliştirilmesi kurumun temel politikalarından biri olmuştur. Nitekim Yükseköğretim Kurulunun yayımladığı
“Vakıf Yükseköğretim Kurumları 2018, 2019, 2020 ve 2021”
raporlarında üniversitemiz, ülkemizdeki bütün vakıf üniversiteleri arasında öğrenci başına düşen basılı kitap sayısı en yüksek üniversitedir.
Ayrıca kütüphanemiz sadece üniversitemize değil dışardan yüksek lisans ve doktora öğrencileri ile akademisyenlere de aynen İSAM’da olduğu gibi üyelik sistemiyle hizmet vermektedir.
Bu anlamda ikinci bir İSAM olma yolunda emin adımlarla ilerlediğimizi söyleyebilirim.
Kütüphanenizin önünde İSAM gibi oldukça değerli bir tecrübe vardı. Bu tecrübenin nasıl bir katkısını görüyorsunuz?
Türkiye’nin en iyi ihtisas kütüphanelerinden, dünyanın ise sayılı kütüphanelerinden biri olan İSAM Kütüphanesi’nin bilgi ve tecrübesiyle yola çıkmak bir futbol tabiriyle cevap vermek gerekirse maça 5-0 önde başlamak gibi.
Yaklaşık 20 yıl İSAM’da değişik görevlerde bulunmuş biri olarak Üniversitemizin kuruluşundan itibaren kurucu ekibin içinde bulunarak bu tecrübeyi üniversitemiz kütüphanesine yansıtmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Daha en başından itibaren, kütüphanenin mimarisinden başlayarak koleksiyonun gelişmesi, hizmet kalitesinin artması, çalışma ekibinin oluşturulması vb. her adımda İSAM’la bu tecrübeyi aktarmaya gayret ediyoruz.
Bugün de karşılıklı ödünç kitap alışverişi, koleksiyon gelişimi için yayın desteği gibi birçok konuda iş birliğimiz en üstü seviyede devam ediyor. Özetle; İSAM bizim için her zaman arkamızda kendimizi güvende hissettiğimiz en büyük güvence.
Öğrenciler için tercih sebebi
Kütüphane bir üniversite için tercih nedeni olabilir mi?
Belki size şaşırtıcı gelecek ama son yıllarda üniversite kütüphanelerin durumu ciddi bir tercih sebebi olmaktadır. Bunu tercih dönemlerinde bizleri ziyarete gelen adaylardan, ailelerden ve zaman zaman kampüs ziyaretleri yapan okul gruplarından görebiliyoruz. Malum üniversite tercihlerinden önce tanıtım günleri oluyor. Öğrenciler gitmek istedikleri okullara gidiyor ve hangi imkânları var diye gözlemlemek istiyor.
29 Mayıs'ın öğrenci adayları da kampüse gelir, hangi hocalardan ders alacağına, hangi imkanlarla okuyacağına bakar. Ama mutlaka kütüphanesini ziyaret eder.
Hangi imkânları var, ne kadar kaynağı var, kütüphanesi ne kadar zengin, kendini ne kadar geliştirebilir diye gelir bakar. Hatta emin olamadığı zamanlar bizlerden bilgi alır ve bilinçli bir şekilde tercih eder. Onun için üniversitelerde kütüphaneler artık bir tercih edilebilme sebebidir.
İyi kütüphanesi olan üniversiteler daha çok tercih edilebilmektedir. Olması gereken de bu zaten.
KOLEKSİYONLAR BİR MİLYONDAN BAŞLIYOR
Peki yurtdışındaki örneklerle kıyaslandığında Türkiye’deki üniversite kütüphaneleri ne durumda?
Bu konuda henüz olması gereken yerde değiliz maalesef. Bugün gelişmiş ülkelerdeki orta halli herhangi bir üniversite kütüphanesinin koleksiyonu bir milyondan başlıyor.
Bizde ise daha o rakamlara ulaşabilmiş bir üniversite kütüphanemiz yok. Ama son yıllarda üniversitelerimize ayrılan bütçeler, onların içeresindeki kütüphane bütçeleri ile başta üniversitemiz olmak üzere bazı vakıf üniversitelerinin bu anlamda çok ciddi gayretleri var.
Teknolojinin de sunduğu imkânları kullanarak bu açığı kapatmak mümkün, biraz zaman alabilir ama asla imkânsız değil. Bu anlamda kat etmemiz gereken yol olduğuna inanıyorum ama ümitvar olduğumu da söyleyebilirim.
KÜTÜPHANELER SADECE BİLGİYE ERİŞİLEN YER DEĞİL
Kuşkusuz zaman içinde kitapların nesne olarak özellikleri de değişiyor. Sesli kitaplar, e-kitaplar gibi... Peki bugün kütüphane içinde sadece kitapların olduğu bir yer midir?
İnsanlığın bilgi üretme ve ürettiği bilgiyi kalıcı hale getirerek başkalarına aktarma gayreti, tarihin her döneminde karşımıza çıkıyor. Kil tabletlerle başlayan bu serüven, papirüsler ve ardından kâğıdın ve matbaanın icadıyla uzunca bir zaman kitaplar oldu. Kelime olarak baktığımızda kütüphane de kitaplar evi demek zaten. Ancak bugün artık bilgi taşıyıcıları, bilimin ve teknolojinin gelişmesiyle veri tabanları, elektronik yayınlar, dijital yayınlar gibi çok farklı bir mecraya taşındı. Onun için öncelikle bilgi taşıyıcılarında ciddi bir değişim söz konusu. Bu sayede dünyanın herhangi bir noktasında üretilen bir bilgiye aynı anda bizim buradan erişim sağlamamız ve kullanıcılarımızın hizmetine sunmamız mümkün. Bu inanılmaz bir imkân. Ayrıca kütüphaneler artık sadece bilgiye erişilen yerler olmaktan öte konferanslar, seminerler, yazar söyleşileri, sergiler gibi birçok sosyal etkinliklerle adeta bir sosyal yaşam alanı haline geldi.
#Mehmet Yılmaz
#29 Mayıs Üniversitesi
#Kütüphane
#İSAM