Adıyaman’da bulunan Karakuş Tümülüsü’nde 2021 yılında yapılan jeoradar çalışmaları neticesinde Kommagene Krallık Ailesi’nin kadınlarına ait mezarların yeri tespit edilmişti. Kommagene ve Nemrut Dağı üzerine yayınları ile tanınan ünlü arkeolog-editör Nezih Başgelen, “Karakuş’taki yazıtlar ve Cassius Dio gibi tarihçilerin kayıtları Kommagene hanedanı için ani gelişen ve art arda gelen bu büyük aile trajedisinin sessiz tanıklarıdır” dedi.
Anadolu, coğrafyasıyla ve özgün hikâyeleriyle tarih kokan bir bölge. Adıyaman denince de çoğumuzun her şeyden önce ilk aklına gelen büyüleyici anıt Nemrut olur. İstanbul’dan Adıyaman’a giderken Nemrut’u görmek, güneşin doğuşunu veya batışını izlemek dışında bir beklenti içinde de değildim doğrusu. Öyle ya Adıyaman hakkında ne biliyoruz ki. Bu duygularla katıldığım organizasyon tüm fikirlerimi değiştirdi.
GİZEMLİ KOMMAGENE KRALLIĞI
Son yıllarda kültürel farkındalığımızı artırmak, sahip olduğumuz coğrafyanın hazinelerini tanımak ve bilmek adına yerel yönetimler önemli çalışmalar gerçekleştiriyor. Adıyaman da saklı hazinelerini tanıtma ve turizmin önemli bir merkezi olma adına bu yıl ilk defa bir bienal düzenledi.
Büyük ve gizemli bir uygarlığın mirasına sahip olduklarını dile getiren Adıyaman Valisi Mahmut Çuhadar, binlerce yıl öncesine uzanan tarihiyle Adıyaman’ın keşfedilmemiş birçok zenginliği olduğuna dikkat çekti. Çuhadar “Bugüne kadar bildiklerimizin dışında hâlâ araştırılan, kazı çalışmaları devam eden alanlar var. Adıyaman’ı kültür, sanat ve turizm merkezi haline getirmeyi hedefliyoruz” dedi.
MEZARIN ALTINDA BİR AİLE DRAMI YATIYOR
Kommagene ve Nemrut Dağı üzerine yayınları ile tanınan ünlü arkeolog-editör Nezih Başgelen bölgede yeni keşifler hakkında önemli bilgiler verdi. Bunlardan birisi de 2021 yılında Adıyaman’ın Karakuş Tümülüsü’nde yeri tespit edilen Komegene Krallık Ailesinin kadınlarına ait mezarlık. Bu mezarlığın yazıtı ise nihayet çözüldü ve altından bir aile trajedisi çıktı. Konuyla ilgili Başgelen şunları anlattı: “Karakuş Tümülüsü Adıyaman’ın Kahta ilçesi sınırları içinde yer alan Kommagene Krallık Ailesi’nin kadınlarına ait bir anıt mezar. Yaklaşık 20 metre yüksekliğindeki tümülüsün güneyinde dikili bulunan sütun üzerindeki kartal heykelinden dolayı yöre halkı tarafından ‘karakuş’ olarak anılmış ve literatüre bu isimle girmiştir. Tümülüsün doğusunda iki adet yaklaşık 10 metre yüksekliğinde sütun bulunmakta. Batısında ise Kommagene Kralı I. Antiochos’un (MÖ 69 – 36) oğlu Kral II. Mithridates’in (MÖ. 36-20) kız kardeşi Laodike ile tokalaşma kabartması yer alır. Kuzeydoğusunda bulunan ikili sütundan doğudakinin üst bölümünde; ‘Büyük Kral Mithridates bu hierothesionu annesi İsias, kız kardeşi Antiokhis ve Antiochos’in kızı Aka için yaptırdı’ şeklinde bir yazıt yer almaktadır. Tümülüsün kuzeybatısındaki sütunun başlığı üzerindeki diğer bir yazıtta ise ‘Antiochos ve Kraliçe İsias’ın oğlu Büyük Kral Mithridates, bu anıtı kralın kız kardeşi ve Kralların Kralı Orodes’in karısı Kraliçe Laodike’nin ebedi anısına yaptırdı’ yazmaktadır. Bu yazıtlardan buradaki anıtsal mezar anıtının I. Antiochos’un oğlu II. Mithridates (MÖ 36-21) tarafından yapıldığı kesin olarak anlaşılmıştır.”
Karakuş’ta yapılan çalışmaların önemine değinen arkeolog Başgelen “Mithridates II’nin kız kardeşlerinden Kraliçe Laodike, MÖ 53 yılında babası I. Antiokhos tarafından Part Kralı II. Orodes ile evlendirildiği biliniyor. Döneminin Romalı tarihçilerinin verdiği bilgilerden Kral Orodes’in başka bir kadından olan oğlu Phraates’in MÖ 37’de babasıyla birlikte üvey annesi Kraliçe Laodike ve oğullarının da aralarında bulunduğu tüm kraliyet ailesini katlederek Part tahtını ele geçirdiği bu trajik süreçte M.Ö 36’da Kommagene Kralı Kral Antiochos’u da öldürttüğü anlaşılıyor. Kommagene Kralı I. Antiochos sevgili kızı Laodike ve ondan olan torunlarının yasını tutamadan hiç beklenmedik şekilde bu süreçte kendi yaşamından da olmuştur. Karakuş’taki yazıtlar ve Cassius Dio gibi tarihçilerin kayıtları Kommagene hanedanı için ani gelişen ve ard arda gelen bu büyük aile trajedisinin sessiz tanıklarıdır.” diye konuştu.
CENDERE KÖPRÜSÜ
Cendere Köprüsü, Roma Köprüsü veya Septimius Severus Köprüsü olarak da bilinir. Köprü muhteşem bir kanyondan akan Cendere Çayı’nın iki tarafını birleştirdiği için bu isim verilmiştir. Yazıtlardan köprünün her iki girişinde imparator Septimius Severus ile karısı Julia Domna ve oğulları Geta ve Caracalla adına birer sütun olduğu anlaşılıyor. Septimius Severus’tan sonra tahta geçen İmparator Caracalla, kardeşi Geta’yı öldürterek Roma topraklarında Geta adına dikilen ne varsa yıktırmış, bu yıkımdan Cendere Köprüsü de nasibini almış ve kardeşi Geta adına dikilen sütun kaldırılmıştır.
ARSEMİA
Kral I. Antiochos kitabelerinde söz edildiğine göre; Arsameia İ.Ö. 2’nci yüzyılın başlarında Kommagene’lerin atası Arsemez tarafından Kahta Çayı’nın doğusunda Eski Kahta Kalesi’nin karşısında kurulmuş krallığın yazlık başkenti ve idare merkezi. Tepe üzerindeki platformda Mithridathes Callinichos’un mezar tapınağı ve sarayı yer almakta.
NEMRUT DAĞI
UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan, “Güneşin doğuşu ve batışının dünyada en güzel izlendiği yer” olarak nitelendirilen Nemrut Dağı muhteşem bir gösteriye sahne oldu. Kommagene Krallığı’na ait tümülüs ve dev heykeller arasında usta oyuncu Celil Nalçakan’ın yankılanan tiradıyla, konuklar Nemrut’ta büyüleyici bir gün batımına şahitlik etti. Antiochos taşlara kazdırdığı kutsal yasalarında aynen şöyle diyor: “Tarihin süreci içinde her kim bu topraklara sahip olursa, bu koyduğum kuralları uygulamakla yükümlüdür. Bu kurallara uygun davrananlar tanrılar tarafından mükâfatlandırılacaklardır. Her kim tersini yapar atalarımızın ruhunu incitirse tanrılar tarafından cezalandırılacaktır, kendisi yalnız değil soyu sopu da aynı cezayı çekecektir.”
HER ADIMDA BİR KEŞİF NOKTASI
Müzesi, Nemrut’u, Fırat’ı, çarşısı, yerel lezzetleriyle her adımda keşfedilecek yeni değerlerin bulunduğu Adıyaman’da gezi boyunca unutulmaz anlar yaşadık. Yalnızca kadınlara ait bir tümülüs olan Karakuş’ta koreograf Gökhan Ayatar ve ekibinin dans gösterisini izleyip, arkeolog Nezih Başgelen’den, tarihi 1800 yıl önceye dayanan, Cendere Köprüsü’nün mimari geçmişini dinledik. Anadolu’nun en uzun Grekçe yazıtının bulunduğu Arsemia’da, Cansu Ergin’in dansı ve Sami Hosseini’nin ritimleri yankılandı. Perre Antik Kenti ve nekropol alanı, Adıyaman kent merkezinde Ulu Camii, Şire Pazarı, Mor Petrus ve Mor Pavlus Kilisesi şehre olan bakışımızı değiştirdi. Kuyulu’da Turuş kaya mezarları ile bitirdiğimiz gezi, bu coğrafyanın karış karış keşfedilmesi gerektiğini bize öğretti.
- Adıyaman’da Turizm Sektörünün Canlandırılması Projesi; Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti mali işbirliği çerçevesinde finanse edilen ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yürütülen Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında destekleniyor. Adıyaman Valiliği’nin yürütücüsü olduğu proje ile Adıyaman’da turizm sektörünün rekabet gücünün artırılması ve bu sayede bölgenin sosyoekonomik gelişimine katkıda bulunulması amaçlanıyor.