Kemal Tahir’i yeni edisyonla yayımlamaya başlayan Ketebe Yayınları, yayın sürecini AKM’de bir toplantıyla paylaştı. Projeyi yürüten Prof. İsmail Coşkun, Türk edebiyatının bu güçlü ismini okura en dolaysız ve en verimli düzeyde ulaştırmak istediklerini söyledi. Kemal Tahir’in Türk modernleşmesine odaklandığını belirten Coşkun, “Hikayesi bizim hikayemizdir. Kemal Tahir’i güçlü kılan bizim hikayemizle kurduğu güçlü ilişkidir” dedi.
Kemal Tahir’in yeni bir edisyonla Ketebe Yayınları tarafından yayımlanan külliyatı, Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen bir toplantıyla tanıtıldı. Etkinliğe, Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürü Ziya Taşkent, MSGSÜ Rektörü Prof. Dr. Handan İnci Elçi, Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Likoğlu’nun yanı sıra pek çok isim katıldı. Toplantıda konuşan Ketebe Yayınları Yayın Yönetmeni Furkan Çalışkan, “Kemal Tahir gibi bir ismin yayın süreci diğer kitaplar gibi olmuyor, bir plan, program ve vizyon gerektiriyor. Biz de bu yüzden kendimize Kemal Tahir’i sevenler grubu gibi bir şey kurduk. Yayınevinde bir Kemal Tahir odamız var, uzun süredir çalışıyoruz. Bu sadece bir başlangıç” dedi.
KÖY ROMANLARINA HAPSEDİLEMEZ
Külliyatla ilgili yapılan ve yapılacak çalışmaları anlatan projenin yöneticisi İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Coşkun, Ketebe’den önce yazarın eserlerinin çıktığı 10 civarında yayınevine Kemal Tahir’i Türk okuruyla buluşturdukları için teşekkür etti. Ketebe mutfağının çok iyi çalışarak iddialı bir editöryal süreçten geçirdiklerini söyleyen Coşkun, Kemal Tahir’in köy romanlarına hapsedilemeyeceğini şu ifadelerle aktardı: “Türk modernleşmesinin bütün kırılmalarını, geri çekilişlerini, düşüşlerini, çıkışlarını, kasabaya, köye, kıra, şehre, siyasetin oradaki temsillerine ve ilişkilerine odaklanan metinlerdir. Dolayısıyla Kemal Tahir bu anlamda köy romancısı değildir, taşra romancısı hiç değildir. Bir tane izleği var, o da son yüz elli yıllık hikayemizdir. Türk modernleşmesinin yakın dönemdeki hikayesi, dolayısıyla bizim hikayemizdir. Kemal Tahir’i güçlü kılan da bizim hikayemizle kurduğu bu güçlü ilişkidir.”
BIRAKIN YAZAR KONUŞSUN
- Kemal Tahir’in kalıba sığmayan bir adam olduğunu vurgulayan Coşkun, “Şüphesiz bir duruşu, dünya görüşü, siyaset anlayışı var. Ama Kemal Tahir soğuk savaş ikliminin getirdiği Türkiye’nin yaşadığı o muhteşem gerilimlerin yansıması olarak bir cenah kavgasının parçası olmaz. Ketebe neşri, Kemal Tahir’i bir mancınık gibi kullanma derdinde değil. Sürdüğümüz bir kavgamız yok. Bir tane kavgamız var, Türk edebiyatının bu güçlü isimlerinin nitelikli baskılarla okura en dolaysız ve en verimli düzeyde ulaştırılmasına aracılık etmek. Buradaki tavrımız şu: ‘Bırakın yazar konuşsun.’ Bizim işimiz yazarın konuşmasına en sağlıklı mecrayı temin etmektir” dedi.
- Usta edebiyatçının derdinin tarih anlatmak da olmadığını söyleyen Prof. Coşkun, İzmir Suikasti gibi tarihi olayları fon olarak kullandığını, Kemal Tahir’e yapılacak en büyük kötülüğün tarih okumasına dönüştürmek olduğunu belirtti. Coşkun, “Hiç kimsenin azınlık meselesi, etnisite, Kürt meselesi vs. konuşamadığı dönemde, bu meseleleri öyküye dökmüş birisidir” dedi.
İKİ FARKLI DİZİDEN OLUŞTU
Kapaklarını Harun Tan’ın tasarladığı serideki 16 eser, kronolojik bir okuma için “1890-1945 Türkiye” ve “1890-1945 Türkiye/Taşra” olarak iki farklı dizide okura sunuluyor. 1. dizide yer alan eserler “Bir Mülkiyet Kalesi”, “Yorgun Savaşçı”, “Esir Şehrin İnsanları”, “Esir Şehrin Mahpusu”, “Kurt Kanunu”, “Yol Ayrımı” ve “Bozkırdaki Çekirdek” kitaplarından oluşuyor. 2. dizide ise “Yediçınar Yaylası”, “Köyün Kamburu”, “Büyük Mal”, “Rahmet Yolları Kesti”, “Sağırdere”, “Körduman” ve “Kelleci Memet” romanları yer alıyor. Türk modernleşmesi odaklı bu okuma önerisinin iki istisnasından “Göl İnsanları” öykü kitabı olması, “Devlet Ana” ise çok farklı bir tarihsel döneme odaklanması nedeniyle bu dizinlerin dışında değerlendiriliyor.