"Çalgı Çengi", "Yeraltı", "Düğün Dernek" ve "Ahlat Ağacı" adlı filmlerin yanı sıra "Üsküdar'a Giderken", "İşler Güçler", "Kardeş Payı" adlı televizyon dizilerinde rol alan Cemcir, sanat hayatı ve kariyerine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Murat Cemcir, neşeli, mutlu ve heyecanlı bir çocukluk geçirdiğini belirterek, "Zaten sosyal bir çocuk olduğum için de çok sevilirdim" diye konuştu.
Henüz bebekken dahi sosyal biri olduğunu dile getiren Cemcir, şu bilgileri verdi:
Oyuncu Cemcir, aile ve akraba ilişkilerinin samimi ve içten olduğuna vurgu yaparak, "Baba tarafı daha mutaassıp, mütedeyyin. Anne tarafı daha demokrat. Dolayısıyla böyle iki tarafım söz konusu. Eğitim hayatınızda da bilgiler gelmeye başlayınca bazı şeyleri idrak etmeye başlıyor, iyice sindiriyorsunuz. Bu yüzden çok iyi bir aile terbiyesi aldığımı düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
Çocukluk döneminde dünyanın daha temiz olduğunu kaydeden Cemcir, o günlerde ticaretten, aile hayatı ve ilişkilere kadar her anlamda farklılıklar olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Mesela 'Sebahat Teyzenlere git, akşam onlara misafirliğe geleceğimizi söyle.' derdi annem. 'Sebahat Teyze, akşam annemler size misafirliğe gelecekler'. 'Yok yarın gelin'. 'Sebahat Teyze, annem bu akşam olması gerektiğini söyledi'. Böyle geçti çocukluğumuz. Komşulara giderdik. Ben orada şakalar, taklitler yapardım. Siyasileri taklit ederdim.
Memleketi Tokat'tan sinema geçiş hikayesini mizahi bir dille aktaran Cemcir, ilk geldiğinde İstanbul'un gözüne çok büyük bir şehir gibi göründüğünü söyleyerek, "Taşradan sinema endüstrisine nasıl geldim? Otobüsle geldim. Harem'de indim. Ondan sonra böyle bir baktım güzel bir şehir. Sonra tekrardan bindim. İstanbul'u hiç bilmediğim için Esenler'e gittim, Esenler'de indim. Halbuki inmem gereken yer Harem'miş. Sonra Harem'le Esenler arası bana sanki böyle İran'la Rusya arası kadar, hani, o kadar uzak geldi" dedi.
Başarılı oyuncu, rol aldığı filmlerde aile temasını özellikle işlediklerini aktararak, "Kutsal kitaplarda bile öyledir. Önce birey, birey olduktan sonra aile, aile olduktan sonra toplum olur" ifadelerine yer verdi.
Hayatın sırrının bireyi ve aileyi anlamak olduğunun altını çizen Cemcir, şunları kaydetti:
"Fedakarlık gerektirir çünkü ailede kayıtsız şartsız bir fedakarlık vardır. Biz de hikayelerimizde bunu anlatmayı seviyoruz. Hayat, istediğiniz şeyi çok isteyip istemediğinizi anlamak için en istemediğiniz anlarda en istemediğiniz şeyleri verir. O gibi durumlardan da büyük krizlerden de aileyle, fedakarlıkla, dostlukla, kardeşlikle çıkarsınız. Başka türlü çıkamazsınız. Yüzüklerin Efendisi, yüzüklerin kardeşliğidir mesela. Yani dünyada en çok satılan film kardeşlik hikayesi."
Cemcir, Nuri Bilge Ceylan'la çalışmanın kendisi için önemine değinerek, şöyle devam etti:
"Ben ondan çok şey öğrendim. Onun da benden öğrendiği çok şey olduğunu düşünüyorum. Mesela neyi yapamadığını ya da neyi yapabildiğini gördüm, çünkü bu deneyim yani karşılıklı. Sen bir mahalleye gider yerleşir, alt komşunu, üst komşunu tanırsın. Oradaki habitatta nasıl durman gerektiğini bilirsin.
Bu anlamda benim için pek de yeni bir şey olmadı. Selçuk Aydemir de aynı çalışıyor. Yani Bilge ile Selçuk'un arasında fark yok."
Murat Cemcir, "Baba Parası" adlı yeni filmin ön hazırlıklarına başladıklarını da kaydederek, "Bayramdan sonra sete çıkacağız. Ahmet kural, Murat Cemcir, Rasim Öztekin birlikte, güzel tatlı bir düğün dernek kastıyla yapıyoruz. 1 Ocak 2020'de vizyona çıkacak. Selçuk Aydemir'in 'Mahalle'den Arkadaşlar' adlı romanının film uyarlaması. Bu seneyi böyle iki filmle geçiriyoruz uzan zamandır bizi bekleyen seyircilerimizi mutlu edeceğiz." dedi.
Oyunculuğun yanında 2016'da Necati Kocabay ile "TR 40 33" adlı yapım şirketini kurduklarını sözlerine ekleyen Cemcir, arzulu, istekli, hırsları ve hayalleri olan bir karakter olduğunun altını çizerek, "Bazıları oyun oynar, top oynar, film çeker. Bazıları oyuna ilham verir. Biz oyuna ilham veren tarafta olmak istedik. Aynı zamanda insanlara da ilham verelim, başkaları da yapsın, çoğalalım istiyoruz." diye konuştu.